Aile, toplumun en küçük birimidir, mikro yapısıdır. Bir toplumun gelişmesi ve sağlıklı olabilmesi o toplumun temellerine bağlıdır. Bu güçlü temellerin inşasında ilk tuğla fertler ve devamında her bir ferdin oluşturduğu ailedir. Bugün olgun ve emin erkeklere, saliha ve sadık kadınlara ve onların yetiştireceği imanlı ve öncü nesillere hissettiğimiz ihtiyaç, her geçen gün artmaktadır. Bu nesli yetiştirmek için işe büyük kitlelerle değil tam aksine direkt bireyle ve bireyin kuracağı aile ile başlanmalıdır. Özlemini çektiğimiz bu nesil ancak “Furkan” yani hak ve bâtılı ayıran yüzlerce, belki on binlerce aile ile yetişecektir. Hak ve bâtılın iç içe geçtiği, yanlışların tıpkı doğrular kadar kabul gördüğü bu çağda Furkan Ailede yetişen çocuklar bu gidişata dur diyebilirler. Peki nedir Furkan Aile?
Furkan Aile, yuvanın temellerinin Allah’ın emir ve yasakları doğrultusunda atıldığı ve bundan sonrasında da daima Allah’ın rızasının dikkate alındığı bir ailedir.
Furkan Aile; kadının “Saliha kadınlar itaatkâr olanlardır”1 ayetini, erkeğin “Sizin en hayırlınız ailesine en hayırlı olanınızdır”2 hadisini şiar edindiği bir ailedir.
Furkan Aile; “Siz onlar için bir elbise, onlar da sizin için bir elbisedir”3 ayetinde ifade edildiği gibi eksik ve hataların şefkatle düzeltildiği ve örtüldüğü bir ailedir.
Furkan Aile İslam davasının dava edinildiği ve çocukların cemaat ortamı içerisinde Allah’a hizmet atmosferinde yetiştirildiği bir ailedir.
Furkan Ailede anne; evlatları için ilk eğitimci, baba ise her meselede doğruyu gösterici olma görevini taşır. Anne ve baba, çocukları için her yönden en birinci örnektir ve her ikisi de çocuklarının dünyada ve ahirette başarılı olabilmesi için çalışır.
Furkan Aile; kadın ve erkeğin, birbirlerine saygı, sevgi, özveri, anlayış ve dayanışma ile muamele ettiği bir ailedir. Bu ailede bencillik yoktur.
Furkan Ailede erkek, hanımı ve çocukları için sığınılacak güvenli bir limandır. Kadın ise eşi ve çocukları için huzur kaynağıdır. Ailesine her yönden şefkatle kol kanat gerer.
Furkan Ailede çocuklar, ailelerinden gördükleri hasletler ile insanları önemsemeyi, güvenmeyi ve dürüstlüğü öğrenir. Çünkü bu ailede yalan yoktur.
Olgun ve Emin Erkekler
Rabbimiz Nisa suresi 74. ayetinde şöyle buyurmaktadır: “Erkekler kadınlar üzerinde kavvam, yani yönetici ve koruyucudurlar.”
“Kavvam” kelimesi, bir şey üzerinde durmak, gözetmek ve bütün gayretiyle korumak, yönetici ve işleri çekip çeviren anlamına gelmektedir. Geçim kaynağı olan, korumaya alan kimse anlamlarına da gelir.4 Erkek sadece eş ve çocuklarının değil, anne ve kız kardeşlerinin hatta yeğenlerinin üzerinde de kavvamdır. Bu kavvam oluş bazı özelliklere sahip olmakla ilahi murada hizmet etmiş olacaktır: Olgun ve emin olmak.
Olgun erkekler, duygusal ve ruhsal anlamda güçlü bireylerdir. Adalet vasıflarının bir gereği olarak sorumlu oldukları kişilerin (anne, eş, kız kardeş vb.) haklarına riayet ederler. Birinin hakkını savunurken ötekinin gönül duvarını yıkmazlar. Birine iyilikle muamele ederken diğerine soğuk ve mesafeli davranmazlar. Onlar, geçimlerini dünyanın geçiciliğinin farkında olarak sağlamakla beraber ailesini kimseye muhtaç etmez, onlara her daim hayırlı işlerde örnek olurlar.
Emin olmak, başka bir önemli özelliktir. Emin bir erkek, güvenilir ve dürüsttür. Hem aile üyeleri arasında hem de toplumda güvenilirdir. Yapılan sözleşmelere sadık kalır, sözlerini tutar ve haksızlığa karşı dimdik durur. Emin erkekler, bir toplumun adaletinin ve düzeninin sağlanmasında kritik bir rol oynar. Yalnızca maddi konularda güvenilirlikle kalmaz, dilleri ve gözlerinde de emindirler. Gıybetten ve harama bakmaktan uzak, insanların onların elinden, gözünden ve dilinden emin olduğu kimselerdir.
Saliha ve Sadık Kadınlar
Rabbimiz Nisa suresi 34. ayette saliha kadını bize haber veriyor: “Saliha kadınlar, gönülden Allah’a itaat edenler, Allah nasıl koruduysa görünmeyeni koruyanlardır.”
Saliha kadının ilk özelliği Allah’a itaattir. Emredileni yapar, nehyedilenden kaçınır. Allah’ın ve Rasulü’nün övdüğü hasletlere ulaşmaya çalışır. Allah’ın onu yaratmış olduğu fıtrat ve bu fıtrata göre verdiği görevleri yerine getirir. Saliha kadın yalnızca anne demek değildir. O aynı zamanda evlattır, eştir, kız kardeştir, hala ve teyze hatta ninedir. Büyük işler yapanların değişmez ortak özelliği hepsinin bir anne tarafından yetiştirilmiş olmasıdır. O yüzden bir erkeği eğitmekle bir kişi, bir kadını eğitmekle ise toplumun büyük bir kısmı eğitilmiş olur diyebiliriz. Sadık olmak ise saliha olmakla beraber gelen bir özelliktir. Saliha bir kadın öncelikle Rabbine itaatinden ötürü helal- haram hassasiyetine sahiptir. Kalbine, eline, diline sadıktır. Yalnızca eşine değil, söze ve sırra; kendisine verilen görevlere de sadıktır.
Salih erkek ve saliha kadın birbirini tamamlayan parçalar gibidir. Bu parçaların birleşmesi ile toplumun temeli olan aile sağlam bir zemine oturmuş olacaktır. Bir toplumu doğrultmak için herkesi aynı anda eğitmek mümkün olmasa da en küçük yapı birimi olan aileden ve aile içerisindeki bireylerden başlamak ve onları eğitmek, değişim için atılacak en önemli adım olacaktır.
Toplumların geleceği, onları şekillendirecek nesillerin inançlarına, değerlerine ve ideallerine bağlıdır. Toplumu değiştirecek olan o nesli bekliyor ve bunun için mücadele ediyoruz. Bizim ümitle beklediğimiz bu nesil, kökleri ile iman toprağına bağlıdır. İman, insanın hayatına dokunan bir değerler manzumesidir. Onunla korkaklar cesaret bulur, gasıplar emin insanlara dönüşür. Bir neslin imanlı olması demek o toplumun güven ve selamet içinde yaşaması, bugün hakkı gasp edilen her bir canlının hakkına kavuşması demektir. Çünkü iman, hakkı hak sahibine vermeyi gerektirir. Bu cesaret ve selamet ancak öncü bir neslin oluşmasıyla güven halkasını genişletecektir. İnsanlar durduğunda yürüyen, insanlar yürüdüğünde koşan, insanlar sustuğunda konuşan, insanlar kaçtığında devam edip mücadele eden bir nesil. Öncü Nesil!
Bu neslin meydana gelmesi bizimle başlıyor. Unutmayalım ki çocuklarımız onlara anlattığımız gibi değil, bizim davrandığımız gibi olacaklar…
1. Nisa, 34
2. Tirmizî, Menâkıb, 63
3. Bakara, 187
4. Ç.Ü. İlahiyat Fakültesi Dergisi 2013, CiIt: XVII, Sayı: 1 Sayfa: 215-231 / Müfessirlere Göre Kavvam Kelimesi -Nisa Suresi 34. Ayet Bağlamında
