Hedef

Tevhid Daveti Halka Halka Yayılıyor

Paylaş:

 

Hayatımızın en değerli vazifesi ve sorumluluğu olan davet Allah Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in de en büyük sünnetidir. Allah Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem peygamber olarak gön-derilmesiyle başladığı davet vazifesine ömrünün sonuna kadar halka halka davetini yayarak devam etmiştir. Davet vazifesi başına ne getirirse getirsin ne tür tehlikelere maruz kalırsa kalsın asla yılmamış insanlara hakkı anlatmaya devam etmiştir. Efendimiz’in mübarek hayatını incelediğimizde O’nun davet aşkıyla yandığını görürüz. Allah Rasulü davetini halka halka şu şekilde yaymıştır: Önce en yakın akrabalarını uyarmakla başlamış, ilgili ve şahsiyetli olarak tanıdığı arkadaşlarına anlatmıştır. Sonra ise davetini herkese yayarak kapı kapı gezmiş özellikle panayır ve çarşıları, insanların bir araya geldiği kalabalık yerleri fırsat bilerek oralarda anlatmıştır.

Bu şekliyle Allah Rasulü’nün davet hayatının Mekke döneminin tamamını kapladığını görürüz. Yani Mekke’de Allah Rasulü’nün tüm zamanı davet etmek ve Dar’ul Erkam’da davetçi yetiştirmekle geçmiştir. O dönemde Allah Rasulü’nü Ukaz Panayırında gören ve henüz Müslüman olmayan, Rasulullah’ı da daha önce görmemiş olan bir müşrik şunları anlatır: “Ukaz çarşısında bir adam gördüm. Çadır çadır gezip bir şeyler anlatıyordu. Her gördüğüne anlatıyordu. Ben O’nun kadar anlatan bir insan hiç görmedim. Sordum ‘Bu kim?’ dedim. ‘O peygamber olduğunu söyleyen bir adam’ dediler. Arkasında ise O’nun dediğini yalanlayan bir adam geziyordu. ‘Peki bu kim?’ dedim ‘O da O’nun amcası Ebu Leheb’ de¬diler.”1 Bu rivayette gördüğümüz üzere Allah Rasulü kendisini hiç tanımayan bir insanın bile O’nun anlatma azminin karşısında hayranlık duyacağı kadar anlatıyordu. Her çadırı tek tek geziyor birçoğunu tanımadığı halde herkese anlatıyor Tevhidden, ahiretten, kendisinin peygamber olduğundan ve yaşadığı zulümlerden bahsediyordu. Allah Rasulü’nün örnekliğinden anladığımız kadarıyla O, ‘her yerde her gördüğüne anlatma’ prensibiyle hareket ediyor her anını davetle geçiriyordu.

Demek oluyor ki İslam’ın o büyük hedeflerine ulaşmanın yolu bir davetçi ordusunun yetişmesi ve bu davetçi ordusunun her an davet yapmasıdır. Bu gaye ile yola çıkan çağdaş davet önderlerimiz de özellikle insanların kalabalık olduğu yerleri değerlendirmişlerdir. Üstad Hasan el-Benna bulunduğu şehirde insanların en çok kahvehanelere rağbet ettiğini görünce davetini oradan başlatmayı uygun görmüş, kahvehanelerde başlattığı onar dakikalık iman sohbetleriyle halen dünyada ses getiren Müslüman Kardeşler Hareketi’nin zeminini oluşturmuştur. Malcolm X, en kalabalık sokak ve caddeleri tercih ederek insanları hidayete davet etmiş ve bu şekilde sesini tüm dünyada duyurmuştur. Kendi yakın tarihimizde de Süleyman Hilmi Tunahanlar trenlerde, Bediüzzamanlar sürgün ve zindanlarda anlatmışlar, yazmışlar, öğretmişler ve bu şekilde davet sancağını yere düşürmeksizin devam ettirmişlerdir.

Bu şekilde Allah Rasulü’nden bugüne kadar aktarılarak gelen davet sancağı şu an Öncü Neslin elindedir. Rabbimizin “İçinizden hayra çağıran, iyiliği emreden, kötülükten men eden bir cemaat bulunsun”2 ayetinin muhatabı olarak o davetçi cemaati oluşturuyoruz elhamdülillah. Bizler de davetçiliğimizin hakkını verebilmemiz için bugün artan imkanlar sebebiyle çok çeşitli yollarla daha fazla insana ulaşmaya çalışmalıyız. Bunun için şunları yapabiliriz:

·         Geçen sayılarımızda da ifade ettiğimiz gibi öncelikle aile ve akrabalarımızla davete baş-lamalıyız. Onlarla haftada bir ya da on beş günde bir toplanıp İslam’ı anlatmayı mutat hale getirmeli ve içlerinden özellikle de ilgili ve şahsiyetli olanları seçerek birebir ilgilenmeliyiz.

·         “En yakınlarını uyar”3 ayetindeki en yakın kapsamına giren komşularımızla başlamalı, ön tanışmadan ve selamlaşmadan sonra ailemizle birlikte ziyaretler yapmalı, hâlâ onlarla tanışmadıysak tanışmanın yollarını bulmalıyız. Bununla birlikte onların ziyaretlerine gidip çaylarını içmeli, evimize gelip gitmelerini sağlamalıyız. Mübarek gün ve gecelerde bayanlar için komşularını evine çağırıp, Kur’an okuyup, İslam’ın mesajını anlatarak değerlendirmesi davet için güzel bir vesile olacaktır. Beyler de mübarek gün ve gecelerde mahalle camisine giderek bulduğu fırsatta oradakilerle tanışmayı ve konuşmayı deneyebilirler. Komşularımızdan uygun ve istekli olanlara Kur’an-ı Kerim okumayı öğretebilir ve onlardan genç olanlara okuması için kitap verebiliriz.

·         Bununla birlikte biraz önce verdiğimiz örneklerde olduğu gibi özellikle insanların kalabalık olduğu mekanlara onları İslam’a davet etmek amacıyla gitmeli ve oralarda kısa süreli konuşmalar yapmalıyız. Günümüzde kahvehaneler, otobüs ve dolmuşlar, trenler, duraklar, parklar, çay bahçeleri, kafeteryalar, hastaneler vb. yerlerde kalabalıklara yahut da en azından yanımızdaki kişilere İslam’ı anlatmalıyız. Buralarda yapacağımız davette; ne konuşacağımız, nasıl hitap edeceğimiz çok önemlidir. Bu yüzden böyle ortamlara davet için gireceğimizde hazırlık yapmamız yerinde olacaktır. Bu konuda arkadaşlarımıza yardımcı olması amacıyla dergimiz tarafından hazırlanan Tevhid broşürü çantamızdan eksik olmamalıdır.

·         Bu şekilde topluma açık mekanlarda anlatmaya devam edeceğimiz gibi aynı şekilde oturduğumuz mahallemizi ve komşularımızı kapı kapı gezerek, bir caddedeki dükkanları tek tek gezip Tevhidi anlatarak davet vazifesini birebir davet olarak da yerine getirmeliyiz.

·         Herkese ulaşmak amacıyla bir örnek olarak akrabalarımızdan ve tanıdıklarımızdan hapishanede olan varsa onlara Tevhidi anlatan bir mektup yazıp hapishanedeki arkadaşlarına o mektubu okumalarını söyleyebiliriz. Bu konuda Muhterem Hocamızın zindandan yazdığı mektubu yazarak göndermemiz güzel olacaktır.

·         Çağımızın kitle iletişim aracı sosyal medya üzerinden de İslam’ı anlattığımız paylaşımlarda bulunmalı, etkileyici video ve görsellerle özellikle de Marifetullah- Muhabbetullah ve Tevhid üzerinde durarak bu mecrayı bir davet vasıtası olarak kullanmalıyız.

·         Bundan daha özel bir alan olarak WhatsApp iletişim hattını da değerlendirmeliyiz. Özellikle de birebir ilgilendiğimiz insanlara bu hat üzerinden ayet-hadis, güzel söz gönderebilir bazı videoları paylaşabiliriz.

·         Bunun dışında yapabileceğimiz o kadar çok şey var ki şüphesiz her insanın kalbine giden bir yol vardır. İslam davetçisi o yolu bulmalı ve insanların kalplerine hidayet tohumlarını ekmelidir. Hidayetin kime nasip olacağı belli de olmadığı için her yerde herkese her fırsatta anlatmalıyız. Unutmayalım sloganımız “Her an davet herkes davetçi…”

1.             Hayatü’s Sahabe, Allah’a ve Rasulü’ne Davet

2.             Al-i İmran, 104

3.             Şuara, 214