Hedef

Tevhid ve Adalet Hedefine Dair

Paylaş:

                İnsan ‘La İlahe İllallah’ deyip Allah’tan başka bütün sahte ilahları reddettiğinde ‘tüm kâinata Allah Azze ve Celle hükmettiği gibi benim hayatıma da Allah hükmetsin, kâinatta O’ndan başka otorite olmadığı gibi benim hayatımda da O’ndan başka otorite olmasın’ demiş olur.”

Alparslan Kuytul Hocaefendi

                Asırlardır Tevhid’in hâkim olmayışından kaynaklanan adaletsizliğin son raddeye geldiği bir dönemden geçiyoruz. Bu duruma binaen 2019-2020 yılının hedefini “Tevhid ve Adalet” olarak be­lirleyen Furkan Gönüllüleri bu hedefe ulaşmak adına birçok adım attı.

                Furkan Nesli olarak bizler de bu hedefe ulaşabilmek için neler yapmamız gerektiğiyle ilgili der­gimizde yıl boyunca şu konulara temas ettik:

                “TEVHİD VE ADALET” HEDEFİYLE YENİDEN BİSMİLLAH”

                Başlıklı yazıda Tevhid ve Adalet’ten kastedilenin ne olduğuna dair açıklamalar yaptık: “Tevhid’e davet diyoruz çünkü davetimizde asıl amacımız dinimizin temeli, özü ve en önemli mesajı ‘La İlahe İllallah’ın manasının anlaşılmasıdır. …Yılın hedefi olarak belirlediğimiz “Adalet”e gelince, bundan kastımız gerek dünya üzerinde gerekse ülkemizde zulüm üzere kurulmuş adaletten yoksun sistemlerin bu yönlerini adeta yüzlerine çarpmak, adalet ve zulüm kavramlarının manalarının anlaşılmasını sağlayarak gerçek adaletin ancak İslam’la tesis edilebileceğini toplumun gündemine getirmektir.”

                “AİLEMİZDE FURKAN OLMAK”

                Başlıklı yazıda ailemizde İslam’ı hâkim kılmamız gerektiğini ve buna dair neler yapılması gerektiğini anlattık: “...Bâtıla direnişe, dirilmeye ve diriltmeye öncelikle yuvalarımızdan başlamalıyız. Bugüne kadar Müslümanlar olarak belki de burada hata yaptık. Bazılarımız çok konuştuk, çok anlattık, hoca olduk, dava adamı olmakla övündük ama aslında bildiklerimizi yaşamak hususunda, anlattıklarımızı tatbik etmede çok eksik kaldık. Dışarıda hissettirdiğimiz atmosferi evlerimize taşıyamadık. Konuşmak kolaydı çünkü yaşamak zor… Bu zoru aşamadık.”

                “TEVHİD DAVETİ HALKA HALKA YAYILIYOR”

                Başlıklı yazıda İslam tarihinden örnekler de vererek davetin gerekliliğinden ve nasıl yapılacağından bahsettik: “Rabbimizin ‘İçinizden hayra çağıran, iyiliği emreden, kötülükten men eden bir cemaat bulunsun”1 ayetinin muhatabı olarak o davetçi cemaati oluşturuyoruz elhamdülillah. Bizler de davetçiliğimizin hakkını verebilmemiz için bugün artan imkânlar sebebiyle çok çeşitli yollarla daha fazla insana ulaşmaya çalışmalıyız.”

                “TEVHİD DAVETİNDE EN ÖNEMLİ KİTLE: GENÇLER”

                Başlıklı yazıda gençlikten ve gençlerin özelliklerinden bahsederken davete de en yakın olanların gençler olduğunu anlattık: “...Bir davayı sahiplenecek ve o davayı tutup kaldıracak yürekliliğe, cesarete, kararlılığa, azme, gözü karalığa sahip tek kitle gençlik kitlesidir. Motivasyonu ve enerjisi yüksek, ümidi güzel, gayreti tamdır. Kısacası bir dava mensuplarında olması gereken tüm özellikler gençte hazır durmaktadır. Gencin bu marifetlerinin üzerini belki birazcık toz kaplamış olabilir. Davetçi, şefkatli nefesiyle gencin kalbine kuvvetlice üfürebilirse bu özelliklerin hepsi ortaya çıkacaktır.”

                “TEVHİD DAVETİ NASIL YAPILIR?”

                Başlıklı yazıda dışarıda davet yapmak isteyen ama bunu nasıl yapacağını bilemeyenlere yardımcı olabilmek amacıyla adım adım birtakım yollar gösterdik: “Unutma ki sen tüm kapılardan taşlanarak kovulmuş olmasına rağmen davet azmi ve heyecanından hiçbir şey kaybetmemiş yüce Peygamberin ümmetisin… O’nu örnek almalı ve davet yolunda gayretle adım atmaya devam etmelisin.”

                “TEVHİD DAVETİNE BAŞLARKEN”

                Başlıklı yazıda davet yaparken muhatabımızla nasıl iletişime geçmemiz gerektiği hususunda birtakım öneriler sunduk: “Allah’a, hak davaya olan inancımıza olan güvenle konuşmaya başlamak gerekir. Yeryüzünde ezilen ümmet olmamız, davamızın saklanan bir gerçek hâline getirilmiş olması, Müslümanlar üzerindeki baskı sebebiyle Müslümanların yaşadığı kompleks, bizim bu güvenimizi sarsamayacaktır. Bu özgüvenle gelip geçen insanlardan uygun birini durdurarak konuşmaya başlamalıdır davetçi.”

                “İZOLE GÜNLERİNDE ONLİNE DAVET”

                Başlıklı yazıda pandemi döneminden dolayı evlerinde olan insanlara internet üzerinden yapılan dersleri anlattık: “İçinde bulunduğumuz çağ itibariyle teknoloji yönünden büyük imkânlara sahibiz. Bunlardan en önemlisi de elbette ki internet ortamıdır. İnternet ortamı herkesin fikirlerini paylaşacağı ve her aradığını bulabileceği bir mecradır. Bu mecrayı en iyi değerlendirmesi gerekenler ise İslam davetçileridir. … Bu amaç üzerine Furkan Gönüllüleri korona virüs nedeniyle evinden çıkamayanlar için her yaş grubuna uygun online programlar düzenlemektedir.”

                “DAVET YOLU İÇİN MANEVİ VE İLMİ HAZIRLIK”

                Başlıklı yazıda davetçinin manevi hazırlığı ile ilgili yapması gerekenleri anlattık: “Davet yolu Allah’ın emri olan davet vazifesini yerine getirmenin yolu olduğuna göre yolun sahibini sevmeden, ona iyice bağlanmadan ve yeterince ihlasa ermeden bu yolda devam edilmesi mümkün değildir. En seçkin olan peygamberler bile küçük yaşlarından itibaren manevi bir hazırlığa yönlendirilmişlerdir.”

                “DAVETÇİNİN İLMİ YÖNÜ”

                Başlıklı yazıda davetçinin ilmi hazırlığı ile ilgili yapması gerekenleri anlattık: “İslam’da ilim her Müslüman kadın ve erkeğe farzdır. Fakat eğer kişi bir de insanları bu dine davet eden bir İslam davetçisi olacaksa bu farziyetin önemi daha da artar. Çünkü davetçinin davet edeceği dini her yönüyle iyi bilmesi ve özümsemesi şarttır.”

                Yılın hedefine dair verilen mücadelede Rabbimiz muvaffakiyet nasip etsin. Tevhid hâkim olursa adalet gelir. Aksi hâlde Tevhidsiz adaletin gelmesi söz konusu değildir: “Tevhid adaleti sağlar. Bir sınıfın diğer bir sınıf üzerinde, bir ırkın diğer bir ırk üzerinde hakimiyetine ve zulmetmesine izin vermez. Allah herkesin Allah’ıdır. Allah, burjuva sınıfını ya da proletaryayı, zenginleri ya da fakirleri, bir sınıfı ya da bir ırkı tutmaz. Allah herkese karşı adaletli davra­nır. Dolayısıyla Allah’ın kanunlarını kabul edip, diğer kanunları reddettiğimizde dünyada adalet de sağlanmış olur.”2

                İlgili yazıların tamamına dergimizin 102, 103, 104, 105, 106, 107, 108, 111 ve 113. sayılarından ulaşabilirsiniz.

  1. Al-i İmran, 104
  2. Alparslan Kuytul Hocaefendi