İstatistik

Türkiye Nereye Gidiyor? - 6

Paylaş:
  1. ASRIN MODERN MUTSUZLARI!

                Kıymetli okurlarımız; “Türkiye Nereye Gidiyor?” başlığı altında bu sayımızda da oldukça mühim bir mevzuya değiniyoruz. Halkımızın huzuruna ve psikolojisine yönelik yaptığımız araştırmalarda vahim bir tablo ile karşılaştık. Şöyle ki beşeri düzenlerin insanlarımızdan kopardığı en acı parça iç huzurumuz ve insanlığa en büyük getirisi (!) depresyon oldu… Stresli, telaşlı, mutsuz, depresif, ruh sağlığı bozuk insanlarla kaynıyor etrafımız. Her on kişiden biri cinnet geçiriyor, milyonlarcası psikolojik sorun yaşıyor. Antidepresan ilaç kullanımında milyonluk rakamlarla maalesef rekor kırıyoruz…

                Kısacası; Ülkece Depresyondayız…

                Türkiye’de 8 milyon insan antidepresan kullanıyor.

                Antidepresan kullanımının nedenlerinin başında ise yüzde 40 ile ‘anksiyete (endişe) bozuklukları’ geliyor.1 Tedavi için uzmanlara başvurmayanlar da dâhil edildiğinde rakamın çok daha fazla olduğu tahmin ediliyor. Sağlık Bakanlığı’nın 2 Şubat 2015 tarihinde Türkiye’deki antidepresan ilaç kullanımıyla ilgili açıkladığı verilere göre Türkiye’de, her on kişiden biri antidepresan kullanıyor ve antidepresan kullanımında kadınlar erkekleri ikiye katlıyor.2 Meclis Başkanlığı’na soru önergesi veren İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Türkiye’de antidepresan kullanımının son 9 yılda yüzde 160 oranında arttığını, bir yılda kullanılan ilacın 37 milyon kutuya yaklaştığını, her 4 kişiden 1’nin depresyonda olduğunu belirtti.3 Uluslararası Pazarlama Servisi’nin araştırmasına göre Türkiye’de antidepresan kullanımı 2003’te 14 milyon 238 bin kutuyken, 2008’de 31 milyon 302 bin kutuyla yüzde 120 arttı. 2014 yılında ise antidepresan kullanan kişi sayısı 8 milyon 179 bine yükseldi. Antidepresan ilaç kullanan hastaların sadece yüzde 15’inde tekrarı olmadan iyileşme görüldüğünü ifade eden uzmanlar, yüzde 85’inde ilaç kullanılmasına rağmen hastalığın kronikleşerek tekrarladığını belirtti. Öyle ki halk nezdinde yaşanan sorunların en temel göstergesi, suça yönelik ve toplum içerisinde yaşanan sağlık problemlerinin artışıdır. Yapılan araştırmalar ekonomi ve yaşam koşullarının zorluğunun bu iki vakayı Türkiye’de gitgide arttırdığını gösteriyor.

                Dünya Sağlık Örgütü’nün tahminlerine göre depresyon 2020’de yaşam kalitesini bozan hastalıklar arasında 1. sıraya yükselecek. Türkiye’de 15-55 yaş arasındaki nüfusda en yaygın hastalıklar içinde depresyon ve anksiyete bozukluklarının ilk 5’te yer aldığı belirtilen açıklamada, “1. Enfeksiyon hastalıkları, 2. Mide bağırsak sistemi hastalıkları, 3. Tansiyon yüksekliği, 4. Eklem hastalıkları, 5. Depresyon ve anksiyete bozuklukları olduğu ifade edildi.5

                Dünyada Her 40 Saniyede 1 Kişi İntihar Ederek Ölüyor

                Araştırmalara göre, insanların yüzde 75’i hayatlarının bir noktasında intihar etmeyi düşünüyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre intihar tüm yaş grupları için en yaygın 20 ölüm nedeninden biri. Her yıl yaklaşık 1 milyon kişi intihar sonucu hayatını kaybediyor, bu da her 40 saniyede intihar kaynaklı 1 ölüm demek. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre son 10 yılda 29.253 kişinin intihar sonucu hayatını sonlandırdığı belirtildi. Farklı bir ifade ile 2014 yılında her 100.000 kişiden 4 kişi intihar etti. Son yıllardaki istatistik verilerine bakıldığında dikkat çeken diğer bir durum ise intiharın gençler ve genç erişkin nüfusta artış gösterdiği.. Türkiye’deki intihar oranları son otuz yılda yüzde 440 arttı.

İntiharın Modern Hali “Ötanazi”

                Yunanca’da“kolay ölüm” anlamına gelen ötanazi şuan dünya üzerinde birkaç ülkede yasal olsa da taleplerin ve gizli yapılan ötanazilerin sayısı giderek artıyor. İnsanlar kendilerini öldürmek için binlerce dolar veriyor. Dünya genelinde ötanazi isteğinde bulunan her 3 kişiden 1’i psikolojik, 2’si ise fiziksel rahatsızlıklarını neden olarak göstermektedir. Ötanazi, İsviçre’de 1942’den bu yana yasal. İçeceğe katılan ilaçlarla kişi acı çekmeden ölüyor. İlacın verilmesinden yarım saat sonra ölüm gerçekleşiyor. Öyle ki başlangıçta apartman dairesinde ötanazi yapan Dignitas Kliniği’nin yakınlarında oturanlar, evden her gün ceset çıkmasından etkilenmiş, kimyasalların kendilerine de zarar verdiğini düşünen halk, kliniğin müstakil bir yere taşınması için dilekçe yazmış. Klinik şimdi mobil evlerde hizmet veriyor.6

                Kolombiya’da 200’den fazla uygulama yapan bir doktor ötanazi anını şu şekilde anlatıyor: “Hastanın yakınları yanı başında oluyor. Prosedür yaklaşık 9 dakika sürüyor ve genellikle müzik çalınıyor. Zehri verirken hastanın kulağına sessizce, ‘Sakin ol, son bir kez daha uykuya dalacaksın, rahat, huzurlu bir uyku’ diyorum.” Yasal olmamasına karşın yapılan araştırmalar Türkiye’deki doktorların yüzde 20’sinin, hemşirelerin ise yüzde 25’inin en az 1 kere ötanazi isteği aldıklarını gösteriyor.7

                Genel olarak;

  • Dünya genelinde depresyonla mücadele eden kişi sayısı 350.000.000
  • Her yıl dünya genelinde intihar ederek yaşamını kaybeden tahmini kişi sayısı 800.000
  • Dünya genelinde intihar eden kişiler arasında erkeklerin oranı yüzde 79
  • Günlük yaşantısı psikolojik rahatsızlıklar sebebiyle bozulan çocuk ve ergenlerin oranı yüzde 10
  • Herhangi bir psikolojik rahatsızlığı bulunmayan kişiler tarafından anlaşılmadığını hisseden bir hastalıktan muzdarip kişilerin oranı yüzde 25
  • Psikolojik rahatsızlıkların sosyal işlevselliklerini negatif ölçüde etkilediğini söyleyen üniversite öğrencilerinin oranı yüzde 30
  • Son 5 yılda psikolojik rahatsızlıklar nedeniyle sağlık kuruluşlarına başvuranların artış oranı yüzde 330
  • Son 5 yılda tüketilen toplam antidepresan ilaç sayısı 211 milyon 577 bin kutu
  • Türkiye’de insanlarımızın cinnet geçirme ihtimali yüzde 10
  • Ülkemizde hayatında en az bir kez depresyon geçirme oranı kadınlarda yüzde 25, erkeklerde yüzde 12.5

                Sıkıntılı -günümüz ifadesiyle stresli- yaşam, iman etmeyenlerin, imanın kazandırdığı güzel ahlaktan uzak yaşamalarının sonucudur. Bugün doktorlar, stresin etkilerinden korunmak için huzurlu ve sakin bir yapıya, rahat, güvenli ve endişelerden uzak bir psikolojiye sahip olunması gerektiğini ifade etmektedirler. Huzurlu ve rahat bir psikoloji ise, ancak hakiki bir imana ulaşmak ve toplumda Kur’an ahlakının yaşanmasıyla mümkündür.

                Rabbimiz’in iman eden kulları için vaadi ise şöyle bildirilmektedir:

                “Erkek olsun, kadın olsun, bir mü’min olarak kim salih bir amelde bulunursa, hiç şüphesiz biz onu güzel bir hayatla yaşatırız ve onların karşılığını, yaptıklarının en güzeliyle muhakkak veririz.”8

                “De ki: Ondan ve her türlü sıkıntıdan sizi Allah kurtarmaktadır...”9

 

  1. http://www.hurriyet.com.tr/turkiyede-8-milyon-insan-anti-depresan-kullaniyor-28594102
  2. https://indigodergisi.com/2016/12/antidepresan-kullanimi-turkiye/
  3. https://onedio.com/haber/yuzde-160-artan-antidepresan-kullanimi-meclis-gundeminde-549633
  4. https://onedio.com/haber/psikolojik-tedavi-gorenlerin-sayisi-yuzde-330-artti-459550
  5. http://t24.com.tr/haber/iste-en-cok-gorulen-ruh-hastaliklari,364207
  6. http://www.gazetevatan.com/olmek-icin-bu-ulkeye-gidiyorlar--601240-saglik/
  7. https://onedio.com/haber/acilarina-son-vermek-icin-olum-hakkini-kullanmak-isteyenlerin-signagi-otanazi-597411
  8. Nahl, 97
  9. Enam, 64