TÜRKİYE HABERLER
KONUŞAN İÇERİ!
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, “silahlı terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme” suçundan 10 yıl 6 ay hapis cezası alan gazeteci ve yazar Ahmet Altan’ın, 5 Kasım’da adli kontrol şartıyla tahliye edilmesine itirazda bulunmuştu. İtirazı değerlendiren İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi, Altan hakkında tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarılmasına hükmetti. Kararın ardından Altan, tahliyesinden bir hafta sonra tekrar cezaevine gönderildi. Bu şekilde sürekli bozulan tahliye kararlarına bir yenisi daha eklenmiş oldu. Altan, 1138 günlük tutukluluğun ardından tahliye olduğu cezaevi önünde “O kadar mutlu çıkamıyorsun. İçeride kalan çocuklar var, sevinemiyorsun. Çocuklar suçsuzlar ve içeride kalıyorlar. Neden siyasiler hiçbir şekilde yargılanmıyor? Kendilerinin eleştirilmesini istemiyorlar ve aydınların üzerine gidiyorlar. Hukuka geleceksiniz, sizden korkmuyorum, hapishane mi, ne olduğunu gördüm” ifadelerini kullanmıştı. Bir yandan “sizi eleştirmeye devam edeceğim” diyen gazeteciler tutuklanırken öte yandan gazeteci Hilal Kaplan, Erdoğan Trump görüşmesinde, Trump’a yönelttiği soru üzerine “yandaş” yakıştırmasına maruz kaldı. ABD Başkanı Donald Trump’ın, Erdoğan ile gerçekleştirdiği ortak basın toplantısında Sabah gazetesi yazarı Hilal Kaplan’a “Gazeteci olduğunuza emin misiniz, Türkiye için haber yapmıyor musunuz?” şeklinde karşılık vermesi sosyal medya gündemini uzun süre meşgul etti.
HARBİYELİ ÖĞRENCİLERİN CEZALARI ONANDI
Yargılamaları uzun bir süredir devam eden Harbiyeli öğrencilerin müebbet kararı istinaf mahkemesi tarafından onandı.15 Temmuz günü Harbiyeli öğrencilerin de darbeye katıldığı iddiası ile başlayan yargılamada İstinaf mahkemesi Harbiyeli öğrenciler hakkında istenen müebbet kararını onadı. Dosya Yargıtay’a taşındı. Darbeye dahil olarak TCK’nın 309. Maddesinde yer alan anayasayı ihlal suçunu işlediği iddia edilen öğrencilerden tutuksuz yargılananlar hakkında ise tekrardan tutuklama kararı çıkarıldı. 70 öğrenci hakkında verilen tahliye kararının bozularak tekrardan tutuklanması ise kamuoyu vicdanını sızlattı. Müebbet hapis cezası onanan ve 40 aydır tutuklu olan Harbiyeli öğrenci Furkan Taha Çetinkaya’nın annesi Melek Çetinkaya, Adana’da Furkan Gönüllülerinin düzenlediği basın açıklamasına katılarak “19 yaşındaki öğrencilerin darbe yapamayacağını herkes biliyor ama biz bunu yetkililere ve siyasilere duyuramadık. Adaletten yana kırıntı umutlarımız vardı ama istinaf mahkemesi öğrencilerin cezasını onadı. Dosyayı Yargıtay’a taşıyacağız ama benim artık adaletten yana hiç ümidim kalmadı. İlahi adaletin tecelli etmesi için Allah’a yalvarıyorum” ifadelerini kullandı.
12 BİN YILLIK GÖLÜ KURUTTULAR!
Gümüşhane’de, Buzul Çağı’ndan kalma, manzarasıyla ilgi çeken kaynağı ve akarı olmayan Dipsiz Göl’de define var iddiaları 12 bin yıllık tarihi yok etti. İsmi açıklanmayan kişiler tarafından kazı için başvuruda bulunulması üzerine Gümüşhane Valiliği ile Kültür ve Turizm Müdürlüğü kazıya izin verdi. Kazıda suyu tahliye edilen göl alanı, iş makineleri ile kazıldı. Jandarmalar, kazı alanına kimsenin yaklaşmasına izin vermedi. Dipsiz Göl’de, 4 gün boyunca sürdürülen kazı çalışmaları, define bulunamayınca sonlandırıldı. İddiaya göre, bölgede bir dönem kalan Roma İmparatorluğu’nun Anadolu’daki 4 büyük lejyonu arasında gösterilen, 15’inci Apollinaris lejyonunun var olduğuna inanılan hazinesinin arandığı öğrenildi. Valiliğin, göl alanının eski haline getirildiğini açıkladığı göl alanının toprakla doldurularak, kapatıldığı görüldü. Yol seviyesi ile birleştirilen göl alanına ise bir de su akarı için plastik boru koyuldu. Suyu kalmayan göl alanı, taş ve toprak yığını haline döndü. Sosyal medyada dipsiz göl tartışması yaşanırken İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun bazı definecilerin hayali hedefler içinde, FETÖ altınlarının peşinde olduklarını ve gözlerinde çizgi film karakteri gibi dolar işareti döndüğünü söylemesi dikkatleri çekti. Soylu: “Definecilerden bıktım. Koskoca adamlar kapımızı çalıyor, ‘Şurada FETÖ altınları var’, ‘Burada FETÖ’nün gömülü paraları var’ diyorlar. Herkesi kandırıyorlar, herkesi de birbirine düşürüyorlar. Bugüne kadar bir şey çıkarttıklarını da görmedim’ ifadelerini kullandı.
CUMHURİYET TARİHİNİN EN BÜYÜK FİŞLEMESİ KAPIDA!
AKP milletvekillerinin hazırladığı ve TBMM İçişleri Komisyonu’nda görüşülen 95 maddelik Torba Kanun Teklifi’nde derneklerin bildirim zorunluluğuna ilişkin düzenleme, iktidarın, yurttaşların büyük bölümünü fişleyeceğini ortaya çıkardı. Getirilecek düzenleme ile dernek üyeliğine kabul edilenler ile üyeliği sona erenlerin bilgilerinin bağlı bulundukları mülki idare amirliğine bildirilmesi zorunlu hale getiriliyor. Teklifin yasalaşması durumunda dernekler, yaklaşık 12 milyon üyesini altı ay içinde bağlı bulundukları mülki idare amirliklerine bildirecek. Kişisel Verilerin Korunması Kanunu ile örgütlenme hakkına yönelik darbe niteliğindeki düzenlemeyle ilgili konuşan TBMM İçişleri Komisyonu Üyesi CHP Milletvekili Ali Öztunç, “Anayasa’ya ve birçok uluslararası özgürlüğe aykırı bir teklif ile karşı karşıyayız. Eğer değişiklik bu hali ile geçerse Cumhuriyet tarihinin en büyük fişlemesi yapılacak. Türkiye tarihi boyunca erişilemeyen sayıda yurttaşın kişisel verileri İçişleri Bakanlığı’nın eline geçecek. Derneğin yöneticisi ve başkanının bilgilerini vermek doğaldır, kabul edilebilir. Ancak üyelerini ne yapacaklar? Anayasa’ya açıkça aykırı bir durumla karşı karşıyayız. Milyonlarca insan, sırf bilgileri paylaşılmasın diye bir daha dernek üyesi olmayacaktır. Örgütlenme özgürlüğü bakımından da tarihi bir sorun ile karşı karşıyayız” dedi.
İSKANDİNAV’LI EYT TEPKİSİ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) tartışması ile ilgili farklı zamanlarda yaptığı açıklamalarda: “Kısa bir süre sonra bu olayın nasıl bir manipülasyon, ülke ekonomisini çökertmeye dönük nasıl bir adım olduğunu herkes kabul edecek ve bunun karşısında durmaya başlayacak. Bunun, ülkemize bir kazanımı yok, kaybettirir. Tutturmuşlar bir EYT, erken emeklilik… İskandinav ülkelerinin hepsi bu sistemle battı. Şu anda İskandinav ülkeleri artık bu işten vazgeçme noktasına geldiler” ifadelerini kullanması, sosyal medyanın gündemine oturdu. İskandinav ülkelerinde kişi başına düşen aylık gelirin 81 bin 807 dolar ile 49 bin 960 dolar arasında olduğunu hatırlatan sosyal medya kullanıcıları, ‘battı’ denilen ülkelerin daha zengin olduğunu belirtti. Ayrıca Erdoğan’ın Haliç Kongre Merkezi’nde “Milli iradenin üstünlüğünü tahkim ederek demokrasimizi güçlendirdik. Hak ve özgürlük alanlarını genişlettik. Bugün ekonomisini toparlamış, güney sınırlarındaki kuşatmayı kırmış, birlik ve beraberliğini koruyan bir ülke olarak yolumuza devam ediyoruz.” açıklaması da tepkilerin odağında yer aldı, sosyal medya kullanıcıları ülkedeki özgürlüklerin kısıtlandığını vurguladı.
ATATÜRK’Ü ANMA KRİZİ
Millî Eğitim Bakanlığı, Mustafa Kemal Atatürk’ün ölümünün 81’inci yılında yapılan anma törenlerinde küçük yaştaki öğrencilerin Atatürk fotoğrafı önünde diz çökmesine ilişkin soruşturma başlattı. Atatürk’ün vefatının 81. yılı sebebiyle birden fazla okulda düzenlenen anma törenlerindeki görüntüler büyük tepki uyandırdı. MEB tarafından yapılan yazılı açıklamada, “10 Kasım Atatürk’ü anma programını anlamından uzaklaştırarak, pedagojik açıdan kabul edilemez bir algıya sebebiyet veren söz konusu etkinlikle ilgili inceleme-soruşturma başlatılmıştır” denildi.
DÜNYA HABERLERİ
İSLAM COĞRAFYASININ ÇOCUK ŞEHİTLERİ
Filistin ve Suriye’den gelen çocuk ölümlerine dair istatistikler vicdanları sızlattı. İslam coğrafyası sadece bu iki ülkede dahi on binlerce çocuk şehit verdi. İnsan hakları kuruluşları, İsrail güçlerinin, binlerce Filistinli çocuğu öldürdüğünü belgeledi. Filistin Enformasyon Bakanlığı tarafından hazırlanan rapora göre Eylül 2000’de başlayan Aksa İntifadası’nın başlangıcından 2019 yılının Ekim ayının sonuna kadar geçen süre içinde 3000 çocuk İsrail güçleri tarafından öldürüldü, on binlerce çocuk yaralandı, 16.000 çocuk da tutuklandı. Filistin Esir Kulübü tarafından verilen son rakamlara göre hâlen zindanlarda 200 Filistinli çocuk esir bulunuyor. 2019 yılının başından bu yana İsrail güçleri 18 yaşından küçük 745 Filistinli çocuğu gözaltına aldı. Gözaltına alınan çocukların %95’i gözaltına alınmaları esnasında veya gözaltına alındıktan sonra işkenceye maruz kalıyor. Suriye İnsan Hakları Ağı Suriye’deki iç savaşın mağdur ettiği çocukları ele alan bir rapor yayımladı. Raporda, savaşın başlamasından bu yana büyük kısmı Beşşar Esed rejimi ve destekçilerince olmak üzere en az 29.017 çocuğun hayatını kaybettiğini duyurdu. Ayrıca rejim güçlerine destek sağlayan Rusya’nın hava saldırılarında ise 1.928 çocuğun hayatını kaybettiği, 186 çocuğun ise rejimin kimyasal silah kurbanı olduğu belirtildi.
KARIŞAN İRAN SOKAKLARINA ABD DESTEĞİ
İran sokaklarındaki haraketlilik artmaya devam ediyor. İran’da benzin zammını protesto etmek için düzenlenen gösterilerde yaklaşık 1000 kişinin gözaltına alındığı bildirildi. Ülke genelinde 1080 noktada gösteri düzenlendiği öne sürülürken İranlı Öğrenciler Haber Ajansı’na (ISNA) göre, Tebriz Üniversitesi kampüsünde toplanan yüzlerce öğrenci gösteri düzenleyerek benzin zammını protesto etti. İran Ulusal Petrol Ürünleri Dağıtım Şirketinin daha önce yaptığı açıklamaya göre, devlet tarafından sübvanse edilen benzinin litresi, aylık 60 litreye kadar bin tümenden (50 kuruş) bin 500 tümene (75 kuruş) yükseltilmişti. Araç başına bir ay içinde 60 litreden fazla benzin alınması halinde benzinin litre fiyatı 3 bin tümene (1,5 lira) çıkartılmıştı. ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo İran’da düzenlenen gösterilerde protestoculara 1,5 yıl önce yayımladığı “İran halkı hükümetlerinin 40 yıl süren zorbalığına ve suistimallerine karşı sessiz kalmıyor. Biz de sessiz kalmayacağız. İran halkına bir mesajım var: ABD sizi duyuyor, destekliyor ve sizinleyiz” destek mesajını hatırlatarak yine “İran halkına bir buçuk yıl önce söylediğim gibi ABD sizinle” dedi.
KİLİSE’DE CİNSEL İSTİSMAR
DW’de yer alan habere göre Alman Protestan Kilisesi’nin (EKD) Dresden kentindeki yıllık toplantısında konuşan Piskopos Kirsten Fehrs, ülke genelindeki vakaların incelenmesi sonucunda 770 cinsel istismar kurbanının tespit edildiğini duyurdu. Fehrs, istismara maruz bırakılanların çoğunun kiliselerin himayesinde bakılan çocuklar olduğunu belirtti. Piskopos, cinsel istismarın önlenmesi ve hesaplaşılması amacıyla gelecek yıl için ayrılan 1,3 milyon avroluk bütçenin 1 milyon avro artırılacağını söyledi. Cinsel istismara maruz bırakılan insanların sözcüsü Kerstin Claus ise Kilise’nin attığı adımların yetersiz olduğunu ifade etti. Claus, Almanya Protestan Kilisesi’nin cinsel istismarla mücadele etme konusunda uzun süre tereddüt yaşadığını ve çok geç kaldığını belirtti.
SEN MİSİN DOĞALGAZ ARAYAN!
Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki sondaj çalışmaları uluslararası diplomaside gündem olmaya devam ediyor. Avrupa Birliği üyesi ülkelerin Dışişleri Bakanları tarafından yapılan ortak açıklamada, Türkiye’ye yaptırım uygulanması konusunda anlaşmaya varıldığı belirtildi. Yaptırımın gerekçesi olarak ise Türkiye’nin Kıbrıs açıklarındaki sondaj faaliyetleri gösterildi. Türkiye Yavuz sondaj gemisiyle çalışmalarını yürütürken, bu durum önce Kıbrıs Rum yönetiminin tepkilerine neden oldu. Ekim ayının başında bir açıklama yayınlayan Rumlar, Türkiye’nin yasa dışı bir adım attığını iddia etmiş ve Yavuz sondaj gemisinde çalışanları ‘uluslararası tutuklama kararı çıkarmakla’ tehdit etmişti. Açıklamada ayrıca “Türkiye’nin kıta sahanlığımız içerisindeki sondaj yapma niyetini şiddetle kınıyoruz” denilmişti. Bu açıklamadan sonra ABD Dışişleri Bakanı Pompeo’nun Yunanistan ziyaretinde de gündem Türkiye olmuştu. Türkiye’yi Pompeo’ya şikâyet eden Yunanistan Başbakanı Miçotakis, “Türkiye’nin son hamleleri Kıbrıs’ın egemenlik hakkının ihlalidir” ifadelerini kullanmıştı.
DÜNYA BU AY DA AYAKTAYDI
Dünya’nın birçok ülkesinde halk ayaklanması artarak devam etti. Whatsapp vergisi, benzine yapılan zamlar, seçimde hile, vergi fazlalığı, yolsuzluk ve eğitim hakkı gibi çeşitli sebeplerle sesini duyurmak isteyen vatandaşlar meydanlara döküldü. Kitlesel protestolara dönük müdahalelerde çok sayıda ölümler yaşandı. Güney Amerika’dan Asya’ya ve Ortadoğu’ya uzanan geniş bir coğrafyada yer alan birçok ülke hükümet karşıtı protestolara sahne oldu. İran, Irak, Şili, Venezüella, Bolivya, Lübnan, Şili ve Fransa’da eylemler devam ederken Gürcistan da sokakları karışan ülkeler arasına girdi. Haziran 2019’da İçişleri Bakanının istifası sebebiyle protestolara şahit olan Gürcistan bu kez de hükümetin seçimlere dair verdiği sözleri tutmaması sebebiyle yapılan protestolara şahit oluyor. Seçimlerin nispi temsil sistemine göre yapılmasını öngören değişikliğe destek vermeyen iktidar partisini protesto eden binlerce kişi, parlamento binasını kuşatarak, erken seçim yapılmasını istedi.
SÜPER BELA’NIN SAVAŞ MALİYETİ
Yeni bir araştırmaya göre Amerikan vergi mükellefleri, ABD’nin 11 Eylül 2001 sonrasında Afganistan, Irak, Suriye ve Pakistan gibi Ortadoğu ve Asya ülkelerinde sürdürdüğü savaşlarda toplam 6.4 trilyon dolar harcadı. Bu rakam, federal hükümetin son bir yıllık (2019) mali harcamalarından 2 trilyon dolar fazla. Hazine Bakanlığı’na göre ABD hükümeti, 30 Eylül’de sona eren mali yılda 4.4 trilyon dolar harcadı. Brown Üniversitesi Watson Uluslararası ve Halkla İlişkiler Enstitüsü tarafından söz konusu savaşlara ilişkin yayınlanan yeni bir raporda, bu savaşlarda 801 binden fazla insanın doğrudan savaşmanın neticesinde öldüğü belirtildi. Bunlardan 335 binden fazlası sivildi. Yaşanan şiddet nedeniyle 21 milyon insan yerinden edildi. Rapor, Trump yönetiminin ABD askeri varlığını Suriye’den çekme kararı sonrasında hazırlandı. Geçtiğimiz yıl, Trump, ABD birliklerini Afganistan’dan geri çekip çekmeme konusunda benzer açıklamalarla gündeme geldi. Fakat sonrasında Afganistan’da kalmaya devam etme kararı aldı.