Nasihat

Yol Uzun, Kavga Çetin!

Paylaş:

 

Bizleri yediren, içiren ve her gün diriliş nasip eden, kardeşlerimizle beraber İslam davasının yükünü taşıma şerefi bahşeden yüce Allah’a hamdolsun. Nasihatler serimizde bu ay kalplerimizi arındıracak Kur’an ve Sünnetten süzülmüş güzel öğütlerin sahibi Süfyan-ı Sevri Rahmetullahi Aleyh olacak. Yakın dostlarından ve talebelerinden birine yapmış olduğu nasihatle kalplerinizi baş başa bırakıyorum.

Süfyan-ı Sevri Rahmetullahi Aleyh, Ali b. Hasan es-Sülemi’ye dünya ve ahirette kendisiyle sa­adet bulacağı şu öğütlerde bulu­nur:

“Ey kardeşim! Amel ve sözle­rinde riyadan sakın, riya şirkin ta kendisidir. Kendini beğenmekten sakın, salih amelin içerisinde ucbun (kendini beğenmek) yeri yoktur.

Elde etmiş olduğun dünyalık sebebiyle fazla gülme, sevinme ki Allah’tan aldığın desteğin artsın. Ahiret için amel işle, dinde muvaf­fak olman için Allah sana yeter.

Gizli hallerini düzelt ki Allah da senin açık hallerini düzeltsin. Gü­nahlarından dolayı ağla, hüzünlen Allah’ın yakın dostu olursun. Sakın gafillerden olma, bilesin ki Allah senden asla gafil değildir, Allah’ın senin üzerinde sayamayacağın ka­dar hakkı vardır, bunları eda etme­yi unutma, bil ki Allah bunlardan dolayı seni kıyamet gününde hesa­ba çekecektir.

Temiz kalpli ol, bedenini günah­lardan arındır. Mideni haramlar­dan koru, bil ki haramla beslenen beden cennete giremez. Gözlerini haramdan sakındır, ihtiyaç dışında dolaşma, hikmetten başka bir şey konuşma, sahip olmadığın bir şeye el uzatma. Kalan ömrün için korku ve hüzün içerisinde ol, dini hususta başına ne geleceğini bilemezsin.

Ey kardeşim! Günlerini, gece­lerini ve saatlerini boşa harcama, boşa geçen vakitlerini batıl şeyler doldurur.

Kıyamet günü için salih amelde bulun Allah’ın rızasına ancak amel ve itaat ile ulaşılır.

Nafile ibadetleri çoğalt Allah’a yaklaşırsın, cömert ol, ayıpları örtmeye çalış, bu vesileyle Allah hesabını kolaylaştırır ve korkula­rını hafifletir. İyilikte bulunmayı çoğalt. Allah kabrinde sana yardım eder.

Haramların tümünden sakın, takvalı ve vera sahibi kimselerle ol, imanın tadını alırsın. Dini husus­larda Allah’tan sakınan kimselerle istişare et, Allah’ı çokça zikret, Al­lah seni zahit kimselerden kılar.

Ölümü çokça hatırla, bu sebeple Allah sana dünya işlerini basit kı­lar.

Cenneti arzula, Allah seni itaat­te muvaffak kılar.

Cehennemden endişelen, Allah sana musibetleri basit kılar.

Cennet ehlini sev, kıyamet günü onlarla beraber olursun.

Ey kardeşim! Gizli ve açık her işinde ölüp dirileceğine yakinen inanan kimsenin korktuğu gibi Al­lah’tan kork.

Ey kardeşim! Şunu bil ki dirilip Cebbar olan Allah’ın huzurunda duracaksın ve seni hesaba çekecek ardından iki diyardan birine gide­ceksin, ya ebedi Naim Cennetine ya da her türlü azabın bulunduğu, ölümün bulunmadığı ebedi cehen­neme… Artık bağışlanma, cezalan­dırma korku ve ümit arasında ol, Tevfik Allah’tandır.1

“Şu güzel öğütleri alacak kalp kaldı mı?” diye soruyoruz belki de kendimize. Sormalıyız elbet­te ancak bunun sonunda şunu söylemeyeceksek: “Ben bitik bir insanım, ne öğüt alır kalbim, ne gözyaşı döker gözüm, ne hak söyler dilim. Ben bedbaht bir insanım, ümitsiz bir vakayım. Kalmadı mecalim, Allah’a kar­şı tüm cürümleri işledim. Affım yoktur ki benim.” İşte bu sözleri söyletmemeliyiz nefsimize, şey­tana sağdan yaklaşması için yol vermemeliyiz. Şeytan sağdan, bazen soldan daha tehlikeli vurur mü’min bir kalbe. Dikkat edelim, sağımızı da solumuzu da emni­yete alalım.

İnanın ki çoğu kez bu nasi­hat sahipleri tecrübeyle bu ha­zinenin sahibi olmuşlardır. Yani onlar da şeytan ve nefisleriyle uzun ve yorucu bir mücadele vermişler, bazen düşmüşler ama kalkışları daha sağlam olmuştur. Sahabiden tutun, asrımıza kadar yaşayagelen tüm Allah dostla­rı çoğu kez nefislerine yenilmiş ama Rablerine dönüşleri daha muhteşem olmuştur.

Yeter ki iman denilen cevhe­rin sönmesine izin vermeyin; asıl kavga, imanı koruma kavgası olmalı ve daha sonra Rabbin rı­zasını elde ederek yükselmek ve öteler ötesinde yücelmek olmalı­dır. Bu dünya kavga meydanıdır. En büyük rakibin güreş anında nefsindir. Nefsini yenerken diğer tüm düşmanları yenecek taktik ve iradeyi öğrenmiş ve elde etmiş olacaksın, bundan emin ol. Nefis yıkılması en zor ve kıymetli pu­tumuzdur.

Tüm bu öğütleri alacak bir kalp ancak sağlam bir irade ile devamlılıkla mümkündür. Yol uzun, kavga çetin, düşman zalim ve inatçı, nefis ise hain ve kötülük sever bir halde seni beklemekte. İşte iraden çelikten inşa edilmiş olmalı ki bu güçleri yenebilesin, ardından sen nasihat etmesen de yaptıkların ve yaşadıkların sonraki nesillere nasihat olarak yetecektir.

Allah’ın hidayetiyle, inayetiy­le ve muhabbetiyle kalın. Duala­rımız, dualarınız en kıymetli da­vamız etrafında buluşsun, dua ile davası olanlara selam olsun.

 

1. Tehzibu Hilyetul Evliya c. 2 s. 459