Aile; mahremiyetin en önemli olduğu kurumdur. Özellikle aile içinde eşlere bu konuda büyük görevler düşmektedir. Eşler birbirlerinin sırlarını asla ifşa etmemelidir. Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem bu konu ile ilgili olarak Allah’ın en sevmediği işlerden birinin aile mahremiyetini ve sırlarını başkalarına anlatmak olduğunu söylemiştir.
İslam, insanları küçük düşürmek amacıyla ya da pervasızca diğer insanların günahlarını ve ayıplarını toplum içinde sayıp dökmeye, aile mahremiyetlerine ve özel hayatlarına saygısızlık etmelerine izin vermemiştir. Aile fertlerinin kendi özellerini en yakınları da olsa başkalarına anlatmamaları öncelikli olarak aile mahremiyetinin korunması açısından önemlidir.
Kur’an-ı Kerim mahremiyetin eşler arasında kalması ve ifşa edilmemesi hususunda uyarmıştır. Ayette; “Kadınlar sizin için elbise, siz de onlar için elbisesiniz”2 buyrulmaktadır. Yani Rabbimiz, elbise nasıl insanı örter, sarar sarmalar, ayıplarını kapatırsa siz de birbirinizin ihtiyaçlarını karşılar, kusurlarını örtersiniz buyurmaktadır. Karı koca karşılıklı zaaf ve kusurlarını asla başkalarına duyurmaz, bir elbisenin ayıpları örttüğü gibi örter, ev yaşantılarını kendileri ile Allah arasında sır olarak korurlar. İnsan elbisesiyle ne kadar yakın ise karı koca da birbirleriyle çok yakındırlar ve öyle de olmalıdır. Onların dışındakiler ise aralarında olup bitenden haberdar olmamalıdırlar.
Aile sırlarına riayet etmeyenlerin kıyamet günündeki hallerini Peygamberimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem bir hadisinde şöyle ifade etmiştir; “Kıyamet gününde Allah Teâlâ’ya göre en fena insan, karısıyla mahremiyetini paylaştıktan sonra onun sırrını ifşâ eden kimsedir.”3 Bir sırrı saklamak ne kadar güzelse onu ifşa edip başkalarına açmak da o kadar kötü ve çirkindir.
Kalpler sırların saklandığı yerlerdir. Dudaklar o yerin kilidi, diller de anahtarıdır. Şu halde her insan sırrının anahtarlarını saklamalıdır. Eşler bu anahtarları güzel ve emin bir yerde saklamalı, yeri ve zamanı geldiğinde bu kilidi anahtarla açmalıdırlar.
Vaktiyle değerli bir zat, dostuna eşinden boşanmak istediğini söyler. Arkadaşı merak edip boşanma sebebini sorunca, İslami edebe sahip olan bu zat: “Karımın kusurlarını nasıl söyleyebilirim” der. Boşanma gerçekleşmeyinceye kadar sebebini açıklamaz. Boşandıktan sonra aynı kişi bu zatın yanına gelir ve “Artık boşandın. Her halde şimdi niye o kadını boşadığını söyleyebilirsin?” diye sorar. Kur’an’ı kendine hayat nizamı olarak seçmiş, Peygamber ahlakıyla bezenmiş olan bu güzel insan; “Yabancı bir kadının kusurlarını nasıl söyleyebilirim” diye cevap verir.
Sır tutmak ve gizlemek eşler arasında çok faydalar sağlar. Aradaki muhabbeti, sevgi ve saygıyı artırır. Tersi ise eşler arasında nifak tohumları eker, sevgi ve saygının azalmasına yol açar. Eşler arasında itibarın gitmemesi, saygınlığın her daim olması için sır saklamak çok önemli bir fiildir. Dünya mutluluğunu sağlarken ahirette de güzel yerlere kapı açan bir davranıştır.4
Kur’an-ı Kerim Peygamberimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in eşlerinden olan Hz. Hafsa’yı örnek göstererek sır saklamanın önemini göstermiştir. Peygamberimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem, Hafsa annemize bir sırrını vermişti. Hafsa annemiz bunu Hz. Aişe annemiz ile paylaştı. Peygamberimiz durumdan haberdar olunca çok canı sıkıldı, bunun üzerine Allah Azze ve Celle ayetini gönderdi. “Peygamber, eşlerinden birine gizlice bir söz söylemişti. O bunu peygamberin diğer bir eşine haber verince, Allah da bu durumu peygambere bildirmişti, o da bir kısmını yüzüne vurmuş bir kısmını da yüzüne vurmamış. Peygamber bunu ona haber verince eşi “Bunu sana kim söyledi?” dedi. Peygamber: “Bilen, her şeyden haberi olan Allah bana söyledi”5 Allah böyle bir durumu Peygamber evinde dahi yaşatarak tüm ümmete örnek kıldı. Hz. Hafsa bu olaydan sonra çok dikkat etmişti. Çünkü Peygamberimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem, olaya basit bir şekilde bakmamış çok sinirlenmişti. Demek ki Mü’min erkek ve kadınların böyle bir şeyden özellikle sakınması gerekir. Aile müessesi içerisinde çok dikkatli davranılması gerekir.
İslam, aile mahremiyeti için özel hükümlerde bulunmuştur ve eşlerin aralarındaki sırrı saklaması konusunda dikkatli olmalarını emretmiştir.
Fakat günümüzde çeşit çeşit magazin haberleri ve sinemalarda hiçbir İslamî ve insanî endişe taşımadan gösterilen ahlâk dışı filmler, hadis-i şerifin anlatılmasını bile yasakladığı nice mahrem hâlleri, utanmadan sıkılmadan gözler önüne sermektedir. Bu da insanımızın iffet, hayâ ve namus duygularına âdeta zehir serpmektedir. Her türlü durumun toplum içinde yayılmasını sağlayarak Müslüman toplumun hassasiyetini kaybetmesini sağlamaktadır. Toplumun ve ailenin ahlaki çöküntüye uğramasına büyük katkı sağlamaktadır.
Kur’an ahlakına sahip olmak duasıyla…
1- http://ihya-der.blogspot.com.tr/2012/06/sir-saklamak_28.html
2- Bakara, 187
3- Müslim, Nikâh, 123-124
4- http://www.nisanurdergisi.com/Yazar/Makale/Esler-ve-Sirlar.html
5- Tahrim, 3