Güncel Analiz

Alparslan Kuytul Hocaefendi’den Gündeme Dair Analizler - 115

Paylaş:

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Hükümet olmakla muktedir olmak, muktedir olmakla iktidar olmak arasındaki farkı iyi biliyorsunuz. Gerçek iktidarın, fikri iktidar olduğunu iyi biliyoruz. Bunun için de fikri iktidarımızı hâlâ tesis edemediğimiz kanaatindeyim” açıklamaları üzerine geçmiş yıllardaki “dindar nesil” söylemleri hatıra geldi. “Demek ki gerçek iktidarın, fikrin galip gelmesi, fikrin memlekete hâkim olması olduğunu biliyor. Peki, bunu 18 sene sonra yeni mi öğrendi? 18 yıl tek başına iktidar döneminden sonra söylenecek laf bu mudur? Müslümanlar 60 yıldır bu yollarla zaman kaybetmekte ama yine de aynı yollara devam etmektedirler. Artık insanlar şunu iyice anlamalıdır: Devlet denilen aygıt, iktidarı hiçbir zaman hükümete bırakmaz. Hiçbir hükümet iktidar olamamıştır. Bu yalnızca Erdoğan hükümeti için geçerli değildir. Erbakan Hoca da Özal da olamadı, Erdoğan da olamaz. Çünkü devlet böyle yapılanmıştır” diyen Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin konu ile ilgili değerlendirmeleri şu şekilde:

 

Hükümetlerin Rolü Hamallıktır

Her ülkede bir devlet bir de hükümet vardır. Hükümetler hamaldır. Görünüşte hükümet vardır; kötü şeylerin sorumlusu onlardır. Millet küfür ederse hükümete küfür eder, onlara küfür etmez. O yüzden devlet denilen yapı kendisini göstermemektedir. Cumhurbaşkanı devletin ne olduğunu bilmeyen insan değildir. Hükümetin rolünü bilmeyecek insan da değildir. Gerçek gücün hükümetin elinde olmadığını çok iyi bilmektedir. O hâlde neden böyle bir hayale kapılmıştır? Parti kurulur kurulmaz %34 oy alıp tek başına iktidar olmak, bu büyük güçlerin ve kendine devlet diyenlerin izni ve desteği olmadan mı gerçekleşti? Onların desteği ile hükümet olabilirsiniz ama hiçbir zaman iktidar olamazsınız. İktidar hep onlardır. Hükümetler devletle hep güzel geçinmeye çalışırlar. Ama bu hükümet kadar da devlete teslim olan hükümet azdır. Şimdi ‘iktidar olamadık’ diyor. Olamadınız. Çünkü şahsi hırslar, şahsi hedefler, şahsi nefretler yüzünden devlete teslim oldunuz. Dün beraber olduklarınızla aranız açılınca, onlarla mücadele edebilmek için devlete teslim oldunuz. Devletten yardım istediniz. Kendine devlet diyenleri çok güçlendirdiniz. Siz İslam düşmanı olduğunu herkesten iyi bildiğiniz kimselerle ittifak hâlindesiniz. Siz laikliği tavsiye etmediniz mi? Siz Vatan Partisi ile çok da beğenmediğiniz MHP ile ittifak hâlinde değil misiniz? Nasıl fikren iktidar olabilirsiniz ki?

Eğer yine de bütün bunlara rağmen, bu bir itiraf ise; açıkça bu itiraf özre dönüşmelidir. Birçok masum insana zulmedilmiştir. Özür dilenmeli, tevbe edilmelidir. Eğer layıksanız Allah kalpleri değiştirirse değiştirir. Yoksa bundan sonra yeniden, kendi medeniyetimize uygun nesiller yetiştirme, hayalden öteye gitmeyecektir. “Fikren iktidar olamadık” demek, “inandığımız değerler uğrunda hiçbir şey yapamadık” demektir. Zaten bir partiyi diğerinden ayıran nedir? İnancıdır, fikridir. Sizinki nedir? Laikliği tavsiye ediyorsunuz, Atatürk İlke ve İnkılaplarından ayrılmayacağınıza dair başta yemin ediyorsunuz. Zaten şu anda Atatürk İlke ve İnkılapları hâkim ve laiklik de var. O zaman fikri iktidar olmak nedir? Yok, eğer ‘ben, onlara inanmadan bu yemini yapıyorum’ diyorsanız; buna gerek yoktu. Medeniyetimize uygun nesiller laiklikle yetişmez! Laiklik var oldukça İslam Medeniyeti’ne uygun nesiller yetişemez. Böyle bir şeyin imkânı yoktur. Laiklik buna zıttır.*

Dipnot:

* https://youtu.be/sM7UCCnkbOA