Güncel Analiz

Alparslan Kuytul Hocaefendi’den Gündeme Dair Analizler

Paylaş:

ÇANAKKALE ZAFERİ HAKKINDA

Muhterem Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin tarihimize imanın ve azmin neticesi olarak geçen ‘Çanakkale Zaferi ve Müslümanların bugün Çanakkale’den almaları gereken mesajın ne olduğu’ konusu hakkında getirdiği açıklama şu şekildedir: “18 Mart Çanakkale Zaferi'nin 108. yıl dönümünde; kadın erkek, genç yaşlı demeden canından, cananından vazgeçip imkansızlıklara rağmen, İslami değerleri ve Müslüman milletimizin canını, malını ve ırzını korumak için savaşan şehit ve gazilerimizi rahmetle anıyorum. Savaş yıllarında, herkes Allah’a yönelmişti; imandan, Allah’a tevekkülden ve şehadet aşkından kaynaklanan bir cesaret örneği sergilenmişti. Ancak savaştan sonra maalesef bazılarımız Allah’a sırtını, bize saldıran düşmanlarımıza ise yüzlerini döndüler.

              Batının örf ve adetleri, kanunları ve ideolojileri alındı. Ecdadımızın uğruna savaştığı değerlerin birçoğu çiğnendi. Tüm milletimiz, gazi ve şehitlerimiz canları pahasına “Çanakkale Geçilmez!” dedirtti iseler de maalesef, Çanakkale manen geçilmiş oldu. Çanakkale, bu milletin iman ile neler yapabileceğinin somut bir örneğidir. Bugün Müslümanların, yeniden atalarımızın uğruna savaş verdiği değerleri hatırlayarak İslam medeniyeti mücadelesi vermesi temennisiyle...”

20 MART ZULMÜNÜN YIL DÖNÜMÜNDE… 

Vicdanlarda zulüm kareleri ile yer edinen 20 Mart tarihinde gerçekleşen sokak işkencesi olayının yıl dönümünde Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin mesajı şöyle oldu: “20 Mart 2022'de 8 tutuklu kardeşimiz için bizimle birlikte mücadele veren tüm kardeşlerime olayın yıl dönümü vesilesiyle tekrar teşekkür ediyor ve tebrik ediyorum. 20 Mart polis zulmünü unutmamalı ve unutturmamalıyız. 20 Mart olayından sonra Soylu ve Bahçeli'nin talimatları doğrultusunda tutuklandım. Susturmak için tutuklamaları yetmezmiş gibi cezaevinde de haklarımı vermiyor ve zulümlerine zulüm ekliyorlar. Önemli değil! 9 Mayıs günü tutuklandığım saatte söylediğim gibi: ‘Biz canımızı ve malımızı Allah'a sattık, isterse sarayda yaşatır isterse zindanda. Satılan malın pazarlığı olmaz. Allah'ın elinde bir tornavida, bir pense olmaya razıyız. Bizi istediği gibi kullansın, istediğini sıksın, istediğini gevşetsin.’

              Allah bir harekete görev verirse onları hazırlar ve yetiştirir. Bu zulümlerle Allah cemaatimizi bir harekete dönüştürdü. Sebepler belli, hikmetlerini görmek lazım. Hikmetlerden birisi de bu zulümler sonunda Tevhidi Furkan Hareketinin doğmasıdır. Allah bir hareketi yaratmak ya da onu güçlendirmek isterse kafirleri veya zalimleri onlara musallat eder. Başımıza gelen budur ve sonucu hayırlıdır. Mücadeleye devam, herkese selam…”

PATNOS CEZAEVİNDEN TALİMATLI KARAR!

Alparslan Kuytul Hocaefendi’ye ailesi ile 2 haftada bir kez 10 dakika olarak verilen görüşme hakkına 1 ay yasak getirilmek istenmesi kararına yapılan itiraz sonucu İnfaz Hakimliği bu hukuksuz kararı kaldırdı. Ancak Patnos Cezaevi yönetimi tekrardan ve bu sefer 2 ay süre ile telefon yasağı getirdi. Bu karar hakkında Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin açıklamaları şu şekilde: “Bildiğiniz gibi kısa bir süre önce 2 haftada bir eşimle yaptığım 10 dakikalık telefon görüşmesinde Türkiye'deki adaletsizliklerden bahsettiğim için cezaevi idaresi tarafından 1 ay telefon yasağı verilmişti. Halbuki ben hükümlü değil tutuklu olduğum için benimle ilgili telefon yasaklama kararını cezaevi idaresi değil, dosyama bakan mahkeme verebilir. Buna rağmen cezaevi idaresi yetkisini aşıp 1 ay telefon yasağı vermişti. İnfaz Hakimliğinin verilen cezayı iptal kararına rağmen cezaevi idaresi aynı sebepten bir kez daha ceza verdi. Hem de bu sefer cezayı artırarak 2 ay telefon yasağı koydular. Patnos İnfaz Hakimliği kendisi ile çelişip verilen cezayı onaylama garabetine düşmezse elbette bu cezayı da iptal edecektir.

              Buraya getirildiğimden beri bana 8 soruşturma açtılar. Bir de soruşturma dahi açmadan doğrudan görüntülü görüşme hakkımı elimden aldılar. Açılan 8 soruşturmanın 6'sı eşimle yaptığım telefon görüşmelerinin yayınlanması ile ilgili. Bütün bunlar gösteriyor ki bazı siyasetçiler ve derin güçler Türkiye'de diktatörlük kurmak, fikir ve ifade hürriyetini bitirmek ve yalnızca kendi yandaşlarına konuşma hakkı vermek istemektedirler. Halbuki diktatörlük ile herkesi susturmak yolunu seçeceklerine adaletli olma yolunu seçseler kendi işlerini de kolaylaştırmış olurlar. Çünkü adalet olan ülkede zaten yetkililer çok eleştiriye maruz kalmazlar. Adaletin sağlandığı ülkede diktatörlüğe gerek kalmaz. Unutulmasın ki konuşmak ve yanlışları eleştirmek herkesin hakkı hatta vazifesidir. Ve yine unutulmasın ki konuşmak ve yanlışları eleştirmek herkesin, bağırmak mazlumların hakkıdır.”

FİLİSTİN’E DESTEK AÇIKLAMASINA YAPILAN MÜDAHALE HAKKINDA

Filistinli Müslümanlara yapılan saldırıları kınamak ve tepki vermek için Ankara’da açıklama yapmak isteyen Furkan Hareketi Mensuplarına Ankara emniyetinin müdahalesi hakkında Alparslan Kuytul Hocaefendi şu açıklamalarda bulundu: “İsrail'in her sene Ramazan Ayı’nda Filistinli kardeşlerimize Ramazan'ı zehir etmek için devlet terörü yaparak saldırdığını biliyoruz. Arkadaşlarımız birçok şehirde İsrail'in devlet terörünü kınayan basın açıklamaları yaptı. Sadece Ankara'da haksız ve gayr-i meşru bir müdahalenin olduğunu öğrendim. Darp edilen, gözaltına alınan kardeşlerimiz başta olmak üzere tüm Ankaralı dava arkadaşlarıma geçmiş olsun diyorum. Üst düzey devlet yöneticilerinin bile tepki gösterdiği İsrail zulmünü protesto etmek amacıyla yapılmak istenen basın açıklamasını Ankara Emniyetinin hangi sebeple engellediğini anlamış değilim. Bu engelleme İsrail ile olan dostluklarını devam ettirebilmek için midir yoksa Furkan Hareketine olan düşmanlık mıdır? Bu engellemeyi yapanlar İsrail'den dost olmayacağını ve Furkan Hareketinin de yılmayacağını unutmasınlar!”