Güncel Analiz

Alparslan Kuytul Hocaefendi’den Gündeme Dair Analizler

Paylaş:

Yaklaşık iki yıldır Bolu F Tipi Cezaevinde olan Alparslan Kuytul Hocaefendi 5 Aralık tarihinde görülen mahkemesinde tahliye edildi. Tahliyesinden sonra katıldığı söyleşi programlarında ve gerçekleştirmeye devam ettiği Cuma tefsir derslerinde kendisine yöneltilen soruları yanıtlayan Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin gündeme dair analizleri şu şekilde:

ABD’NİN İRAN GENERALİ KASIM SÜLEYMANİ’Yİ ÖLDÜRMESİNİ NASIL DEĞERLENDİRİYORSUNUZ?

               Bazı Müslümanların meseleye şu açıdan bak­tıklarını duydum: “Öldürülen komutan da Suri­ye’de şunları öldürdü, oradaki muhaliflerle savaş­tı...” Şu anda mesele bu değil. Amerika o komutanı öldürürken Suriye’de muhaliflerle savaştığı için öldürmedi, onu yapmasaydı yine öldürürdü. Amerika ve İsrail’in bugüne kadar milyonlarca in­sanı öldürdüğü bilinen bir gerçektir. Olayı böyle değerlendirmek lazım. O kişinin kendi özel suç­ları, günahları varsa da o ayrı bir şeydir. Bu siyasi bir olaydır. Amerika bunu neden yaptı? Bir kere devlet böyle bir şey yapar mı? Bir mafya başka bir mafyayı yakaladığında, onu mahkemeye çekmeye gücü olmadığı için bulduğu yerde öldürür. Ama devletin gücü vardır. Bu şu anda bir devlete hem de dünyanın patronu olan bir devlete yakışma­maktadır; kanunsuz bir şeydir, yargısız infazdır ve Amerika bunu meşrulaştırmaktadır. Büyük patron böyle yaptığı zaman, onu patron görenler örnek alırsa, başka devletler de istediği adama suikast ya­parsa o zaman devletle eşkı­yalığın farkı kalır mı? Bunun önünü açmamak, bunu kına­mak icap eder.

               Bu, İran’ı kızdırmak için yapılan bir operasyondur. Önemli isimler keyfi öldü­rülmez. Bu tür insanların öldürülmesi büyük bir proje içindir. Amerika İran’la ger­çekten savaşmak mı istiyor, arkasında başka planlar mı var? Bunu anlamak için henüz daha erken ama bu mümkündür: Amerika gerçekten de İran’ın nükleer tesislerini imha etmek, teknolojisini bitirmek istiyor olabilir, çok büyük bir savaş olmasa da teknolojisini zarara uğratacak bir hamle peşinde olabilir. Vekalet savaşlarıyla bir yere varılamadığını görüp direkt kendisi Irak’ta müdahale ettiği gibi şimdi de İran’a müdahale etmeyi düşünüyor olabilir. İsrail de bunun için zorluyor. İsrail, kendi gücü az olduğundan büyük gücü Amerika’yı yönlendiriyor ve Amerika’ya bu gibi suikastları yaptırıyor. Devlet suikast yapmaz yaparsa da devlet değildir. Derin devletler bu işi yapıyor, bu olayı ise Amerika devleti resmi olarak üstlendi: “Trump’ın emriyle yapıldı” dedi. Bu çok ilginçtir. Sanki tahrik etmek, bu bölgede savaş çıkartmak istiyorlar. Bu, Türkiye’yi çok daha zor duruma sokacaktır, belki hedef İran değil Türkiye’dir. Çünkü Türkiye İran’la, Rusya’yla ara­sını düzeltti; evet bazı problemler var ama yine de bunlar bir müttefik gibi şu anda. Bu ittifakı bozmak için de olabilir.1

 

               BEŞAR ESAD’IN İDLİB’E SALDIRILARI DEVAM EDİYOR. HEMEN HER GÜN SİVİLLER HAYATINI KAYBEDİYOR. BÖLGEDE BİRTAKIM ANLAŞMALAR YAPILDIĞI HALDE BU SAVAŞIN DEVAM ETMESİNİ NASIL DEĞERLENDİRİYORSUNUZ?

               Bu olaylar rastgele başlatıldı. Amerika’ya sırtımı­zı dayadık. Amerika’ya güvenmek akıl kârı mıdır? Amerika hainlik yapınca bu sefer yüzlerini Rusya’ya döndüler. Şimdi de Rusya hainlik yapıyor. Kâfirden dost olur mu? Dostun Putin nerede? Beşar zalimi, İdlib’i vurmaya devam ediyor. Rusya’nın bundan ha­beri yok mu? Rusya göz kırpıyor, “vur” diyor. İdlib’te­kiler, Türkiye sınırına geliyor. Türkiye’de 4 milyon ci­varında Suriyeli var, onlar da gelirse 5 milyon olacak. Türkiye öyle olmasın diye sınıra çadır vb. şeyler gön­deriyor. Ne zamana kadar ekmek, yemek göndere­ceksin? Sen zaten krizdesin. Yani şunu diyorlar: “Siz burayı karıştırdınız, size bunu sonuna kadar çektire­ceğiz”. Rusya da bu işin içindedir. Eski konuşmala­rımda da söylemiştim: “Amerika, Rusya ile anlaşır; sizi satar.” Şu anda Amerika ve Rusya anlaştı ve Tür­kiye’yi rezil etmeye çalışıyorlar.

               Eski Türkiye’de, Rusya ve Beşar Esad bunu yap­saydı Türkiye, ‘Ey!’ şeklinde başlayan konuşmalar yapardı. Şimdi bu konuşmaların âlâsını yapmanın tam zamanı değil mi? Putin ve Beşar Esad’a karşı böyle konuşmalar duyuyor musunuz? Çünkü Tür­kiye’nin konuşacağı bir tane komşusu, dostu kal­madı. Rusya ile münasebeti biraz korumaya çalı­şıyor oysa Türkiye asıl kızması gereken zamanda kızamıyor. Çünkü dün o şekilde konuşmaması ge­rekiyordu; o şekilde konuştu. Şimdi kızması gere­ken zamanda kızamıyor. Aslında tam da kızmanın zamanıdır Putin’e.

               Amerika, Rusya ile anlaşmış, “Sen misin bana karşı gelen? Sen mademki benden uzaklaştın, Rus­ya’dan S-400’ü aldın, benim dediğimi yapmadın, ben de Rusya ile anlaşır seni zora sokarım” diyor. Rusya, Amerika ile Türkiye arasında tercih yap­mak durumunda kalırsa Türkiye’yi tercih edecek değildir. Türkiye, Rusya için dün Rus uçağını düşü­ren bir devlettir. Yine olsa yine yaparız demiştiniz. Özür dilemiş olsanız da bunlar unutulacak şeyler değil, güvenmiyorlar. Dost gibi görünseler de ar­tık dost değiller. Bu durumun daha çok sürece­ğini zannediyorum. Suriye’yi git gide bitiriyorlar. Suriye’yi İsrail’e karşı tehdit olmaktan çıkardılar. Irak ve Libya da aynı şekilde. Bu üç devlet İsrail’e karşıydı. Üçünde de devlet bırakılmadı. Türkiye bunların hiçbirisini hesaba katmadı.

               Ben ne hikmet ne basiret ne ilim görüyorum. İlimden de basiretten de hikmetten de nasibini almayanlar kararlar veriyorlar. Bu bir millet için en büyük risktir. Suriye’nin bu hale gelmesinde Türkiye’nin çok büyük payı vardır. Türkiye artık hatasını anladı; savaş olmasın, insanlar buraya gel­mesin hatta buradakiler mümkünse gitsin derdine düştü. Beşar’ı devirme gibi bir derdi kalmadı. Bu en son yapılan Barış Pınarı Harekâtı, 440 kilomet­re genişliğinde 32 kilometre derinliğinde bir alanda yapılacaktı. Rusya önümüzü kapattı ve 120 kilomet­rede kaldık. “Ben tanklarımla senin önüne geçtim beni mi ezip geçeceksin?” dedi. Türkiye’nin hedefi neydi? Orada güvenlikli bir bölge meydana getir­mekti. Orada 250 metrekarelik bahçeli evler yapıla­cak, buradakiler oraya gönderilecekti. Bunlar hayali projelerdir. 4 milyon insana nasıl ev yapacaksın? Bu kadar paran varsa önce kendi milletine yap. ‘Avru­pa’dan alacağız’ diyorsun; Avrupa ‘Para vermem’ di­yor. Avrupa mülteci kabul etmiyor. İnsanlar deniz­lerde boğuluyor. Avrupa acımıyor. Türkiye herhâlde bundan para kazanacaktı biraz. Bunlar hep hayali şeylerdir. İyi idare edilmiyoruz vesselam…2

  1. youtu.be/Hk7nskd3pU8
  2. youtu.be/QcVyXKejBR0