Alparslan Kuytul Hocaefendi’den Gündeme Dair Analizler
Muhterem Alparslan Kuytul Hocaefendi son dönemde Recep Tayyip Erdoğan’ın sıklıkla kullandığı “Metal Yorgunluğu” meselesi ile ilgili kendisine yöneltilen “Ak Parti’de metal yorgunluğu sebebi ile başlayan tasfiye sürecini nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna cevap vererek konuyla ilgili önemli analizlerde bulundu.
“Metal yorgunluk” dedikleri artık fikir üretmeyen yetkililer ve iş yapmayan tembelleşmiş teşkilat ise elbette görevini yapmayanın görevi alınabilir. Bu gayet normaldir ve tüm dünyada yapılmaktadır. İslam’a göre de ehil olmayan kişilerden vazife alınır, ehil olan kişilere verilir. Kişi ehil fakat hırsız veya tembel ise yine görevi alınabilir. Bunda bir sorun yok ancak yarın partililer Erdoğan’a ve AKP’li yetkililere; “Bir tek biz mi yorulduk, siz yorulmadınız mı?” derse ne diyecekler? Bir ilçe başkanı mı daha çok yorulur yoksa parti başkanı mı? Asıl yorulan partinin başındaki kişi ve onun etrafındaki birkaç kişidir. Eğer mesele yorgunluksa Tayyip Erdoğan herkesten daha yorgundur. İkincisi; Erdoğan il ve ilçe başkanlarının %90’ından daha yaşlıdır. Üçüncüsü; bunların büyük çoğunluğu 16 yıldır il veya ilçe başkanı değildir ama Tayyip Erdoğan 16 yıldır partinin genel başkanıdır. Bu sebeplerden dolayı en çok yorgun olması gereken Erdoğan’ın kendisidir ama yorgunluk bir insanın hemen görevden alınmasını gerektirmez. Bir insan yorgun da olsa görevini yapabilir. Bazen çok yorulan insanlar az yorulan insanlara göre daha gayretli, daha heyecanlı olabilirler.
Bana öyle geliyor ki mesele başkadır. Perde arkasındaki derin güç Erdoğan’ı yönlendirerek tuzağa düşürüyor. İl ve ilçe başkanlarının yüzde ellisi, yaklaşık 500 tanesi görevden alınacakmış. Bunların yerine kimler gelecek? Daha gayretli insanlar mı yoksa başka ideolojilerin insanları mı?
Metal yorgunluğu nedir? Şimdiye kadar bu kavramı hiç duydunuz mu? İnsanoğlu metal midir? İnsana uygun bir kavram geliştirselerdi, sadece “yorgunluk” deselerdi daha mantıklı olurdu. Bu insanların 500’ü birden mi tembel? Hayır, iş başka… Erdoğan’ın sağı, solu boşaltıldı, altı oyuldu şimdi sıra delegelere geldi. Aslında bu delegelerin hepsi Erdoğan’a bağlı kişiler. Daha 1 ay önce kurultayda hepsi firesiz Erdoğan’ı seçti. Bunların yerine Erdoğancı gibi görünen aslında Erdoğancı olmayanlar getirilirse bir sonraki kurultayda Erdoğan kaybedebilir. Erdoğan’a rakip çıkarabilirlerse rakibi kazanabilir. Bence Erdoğan’ı çok profesyonelce yönlendirip ona bindiği dalı kestiriyorlar. Önce tüm cemaatlere zarar verdiler, sonra Erdoğan’ın etrafındaki samimi insanları bitirdiler, şimdi sıra AKP’ye ve Erdoğan’a geldi. Bunun yolu da delegeleri, il-ilçe başkanlarını değiştirmektir. Yani metal yorgunluğu falan değil, gizli bir toplum mühendisliği yapılıyor.
Büyük Bir Kıyım Yapmak İçin Büyük Bir Bahane Gerekir!
Büyük bir kıyım yapmak için büyük bir bahane gerekir. Tıpkı o camiayı bitirmek için büyük bir bahane üretildiği gibi… O camianın generalleri, binlerce subay ve astsubayı, polisleri, emniyet müdürleri, savcıları, hâkimleri, zenginleri… vardı. Bir iki tanesini görevden almakla veya hapse atmakla olmuyordu. Hepsini toptan temizlemek için büyük bir bahane ve olay lazımdı. 15 Temmuz bu amaçla bazı güçler tarafından bazı gafillere yaptırıldı. Bu bahaneyle, olayla alakalı olan-olmayan herkes temizlendi. Yoksa bir hâkimi, savcıyı hangi sebeple görevden alacaklardı? Yaklaşık 4300 hâkim ve savcı, 170 general, yüzlerce emniyet müdürü ve amiri, binlerce polis, binlerce subay-astsubay, on binlerce memur görevden alındı. Onları seven birçok zenginin fabrikaları kayyumların atanmasıyla bitirildi. 50-60 bin kişi cezaevine gönderildi, 100 binden fazla insan görevden atıldı. 1000’den fazla dershane, okul, 1500’e yakın vakıf ve dernek, onlarca yayınevi, TV, radyo, dergi ve gazete kapatıldı. Bu kadar büyük bir kıyım nasıl yapılabilir? Tek tek yapılamaz, büyük bir olay meydana getirirler, hepsini içeri atarlar, kimse de konuşamaz. Hâkim, sanığın masum olduğunu bilse bile, “Niye bunu hemen bıraktın, sen de mi onlardansın?” denmesin ve Şırnak’a gönderilmesin diye korkusundan suçsuz adamı hemen tahliye edemiyor. Bu kadar insanı bir anda bitirmenin yolu 15 Temmuz gibi bir olay olduğu için bazı güçler bunu bazı gafillere yaptırıp onları tuzağa düşürdüler. Yine aynı 15 Temmuz bahanesiyle bütün cemaatlere darbe vuruldu, bizim konferanslarımızda olduğu gibi birçok İslami faaliyetler engellendi. Birçok cemaat faaliyetlerini yarı yarıya indirdi, kimi de dükkânı tümden kapattı ve faaliyetleri bıraktı. Bu kadar şeyi başarabilmek bir 15 Temmuz’la mümkündü. Büyük bir olay olacak ki büyük bir korku meydana gelebilsin, böylece herkes sinsin ve sussun, faaliyetlerini kendiliğinden bıraksın. Bu işin uzmanı olan toplum mühendisleri böyle bir korku ortamında cemaatlerin birçoğunun kendiliğinden bırakacaklarını biliyorlardı.
Her Türlü Bahaneyle Tayyip Erdoğan’ın Çevresi Boşaltıldı
Cemaatler böyle susturulurken, Diyanet Başkanı gibi bazı kimseler de, “Fetö ile gereken mücadeleyi vermedi” diyerek görevden alındı. Diyanet Başkanı ne yapsın? Sela okumasını istediler, sela okuttu. ‘Hutbe’ dediler, hutbe okuttu. Onlarla ilgili rapor hazırlamasını istediler, onların yanlışlarını anlatan rapor hazırladı ve bizzat kendi okudu. Sonuçta Diyanet Başkanı’nın yapacağı da budur. Diyanet Başkanı ilim adamıdır, Emniyet Müdürü değildir. Birçok kimsenin bir bahaneyle götürülmesiyle Tayyip Erdoğan’ın çevresi boşaltıldı. Etrafında samimi kimse kalmadı. Kimi saf dışı etmek istiyorlarsa ya “Fetö” diyerek ya da “onlarla gereken mücadeleyi vermedi” diyerek görevden aldırıyorlar. Yerlerine gelenlerin birçoğunun yüzünde nur, hayatında İslam yok. Televizyonda her gün AKP’yi övüyor ve savunuyor görünüyorlar. Külhanbeyce konuşarak aslında AKP’nin düşmanlarını çoğaltıyorlar.
Şimdi de sıra il ve ilçe başkanlarına geldi. Derin güçler: “Sayın Cumhurbaşkanım, bunlar iyi çalışmıyor, yorulmuşlar” diyerek ‘metal yorgunluğu’ yalanıyla Erdoğan’ı ikna ediyorlar. Onun da; “Yorulan insan çalışmayacak olursa, en çok yorulan benim. O zaman ben de çalışmamalıyım. Ben çalıştığıma göre onlar da çalışabilir. Siz başka bir şey peşindesiniz. Adamlarımı uzaklaştırmak istiyorsunuz, kimleri harcayacaksınız? Bir tane samimi dostum kalmadı. Şimdi sıra ilçe başkanlarına mı geldi, onların da mı kalemini kırdıracaksınız?” demesi gerekir ama demiyor. İl-ilçe başkanlarına; “Siz de Fetö ile beraberdiniz ya da gereken mücadeleyi vermediniz” demeleri uygun olmayınca bu sefer “metal yorgunluğu” dediler. Görevden alınacak 500 kişi kimdir, yerine kimler gelecek, ne planlanmış, bilmiyorum ama görünen köy kılavuz istemez. Bugüne kadar olan olaylara bakınca görevden alınacak olanların kimler olacağını, yerlerine de hangi tip insanların geleceğini tahmin edebiliyorum.
Kaynak
https://www.tvfurkan.com/ak-partide-metal-yorgunlugu-sebebi-ile-baslayan-tasfiye-surecini-nasil-degerlendiriyorsunuz_e2f2a24ba.html