Gündem

Alparslan Kuytul Hocaefendi’den Soylu’nun ve Bahçeli’nin İddialarına Cevaplar -3

Paylaş:

20 Mart Pazar günü Adana’da yaşanan olayların ardından İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin yaptıkları iftira dolu açıklamalara Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin verdiği cevapları sizlere aktarmaya devam ediyoruz…

  1. FURKAN VAKFININ 701 SAYILI KHK İLE KAPATILDIĞI İDDİASI

Devlet Bahçeli’nin: “701 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kapatılan Furkan Vakfı isimli örgütün provokasyonları sonucunda hiç arzu edilmeyen sahneler yaşanmıştır” şeklindeki sözlerine Alparslan Kuytul Hocaefendi şu şekilde cevap verdi: Devlet Bahçeli’ye yanlış bilgi verilmiş, Devlet Bahçeli evvela şunu bilsin ki vakfımız 701 Sayılı KHK ile kapatılmadı ve mahkemesi hâlâ devam etmektedir. Vakıf kapatılsa bile bu vakfın suçlu olduğunu göstermez.

  1. “YERİ GELDİĞİNDE PKK’YI YERİ GELDİĞİNDE FETÖ’YÜ ÖVEN” İDDİASI

Devlet Bahçeli’nin: Kanuna aykırı hareket eden, yeri geldiğinde PKK'yı yeri geldiğinde FETÖ'yü öven” şeklindeki sözlerine Alparslan Kuytul Hocaefendi şu şekilde cevap verdi: Benim 1998'de ve 2000'li yıllarda PKK'yı da FETÖ'yü de eleştirdiğim birçok konuşmam var. Konuşmalarımın aslını dinleyen hâkimler, neyi kast ettiğimi anladılar ve atılan bu iftiralardan zamanında beraat ettim. MHP’nin şu anda beraber olduğu AKP, o zamanki adıyla Gülencilerle beraber değil miydi? Bizzat Cumhurbaşkanı, Fetullah Gülen'i Türkiye'ye davet edip “Hocam gel bu hasret bitsin” demişti. Bahçeli de şu anda AKP’yle beraberdir. Bense hiçbir zaman onlarla beraber olmadım.

  1. “DİN TACİRİ, AJAN, PROVOKATÖR” İDDİASI

Devlet Bahçeli: “Bu din tacirlerinin, bu ajan provokatörlerinin kanunsuz eylemlerine şerefli Türk polisi zamanında müdahale etmiş, bize göre devletin hükümranlık vasfı isabetle gösterilmiştir” şeklindeki sözlerine Alparslan Kuytul Hocaefendi şu şekilde cevap verdi: Bahçeli yapılan bu işkenceyi kabul ediyor, övüyor ve destekliyor. Demek ki emri veren kendisidir. Bu yapılan zulmü dünya lanetledi, Bahçeli bunu yapanları alınlarından öpüyorsa polisi suç işlemeye teşvik ediyor, suçu ve suçluları övüyor demektir. Bu da ayrı bir suçtur. Bu olayın hükümetin talimatıyla olduğuna inanmıyorum ama Devlet Bahçeli bu olayı üstlendiğine göre herhalde onun talimatıyla olmuş olsa gerek. Demek ki polis hükümete değil Bahçeli’ye bağlıdır. Ajanlığımı, provokatörlüğümü, din tacirliğimi ispatlamazsa müfteridir. Bu hakaretlerinden dolayı kendisine dava açacağım.

  1. “SÖZDE VAKFIN MECZUP BAŞKANI” HAKARETİ

Devlet Bahçeli, Alparslan Kuytul Hocaefendi için: “Sözde vakfın meczup başkanı” diyerek hakaret etti. Alparslan Kuytul Hocaefendi bu hakarete şu şekilde cevap verdi: Onun gibiler Peygamberimize de mecnun demişlerdi. Ben meczup olsam, böyle konuşabilir miyim? Binlerce talebem var; meczup olsam talebelerim bana “hocam” der mi? Benim hangi meczubiyetimi gördü de böyle hakaret ediyor? Bu sözünden dolayı da kendisinden şikâyetçi olacağım.

  1. “MÜSLÜMAN GÖRÜNÜMLÜ BİR AVUÇ MÜNAFIK HAKARETİ” HAKARETİ

Devlet Bahçeli’nin: “Türk polisi görevinin gereğini yapmış, Müslüman görünümlü bir avuç münafığa yaptırım gücünü göstermiştir” sözlerine Alparslan Kuytul Hocaefendi şu şekilde cevap verdi: Münafığın kim olduğunu aklıselim insanlar bilirler. Kim İslam’ı yaşıyor kim yaşamıyor, kim gerçekten Müslüman kim İslam’ı yaşamadığı halde edebiyatını yapıyor, samimi insanlar bunu anlarlar. Namaz bile kılmayanlar dini bütün(!) Müslümanlarmış ve biz ise münafıkmışız öyle mi? Türk devleti yaptırım gücünü gösteremedi, zulmünü gösterdi ve Allah da onları mağlup etti. Bu kadar zulmettiler ama yine de arkadaşlarımı, talebelerimi dağıtamadılar! Mağlup oldular! Sonunda ben yine çıktım konuşmamı yaptım. Yaptırım gücünü göstermiş… Basın açıklaması yapmak isteyenlere devlet gücünü mü gösteriyor? Bu devleti büyütmez küçültür. Bu sözlerin hepsini kınıyorum ve Allah’a havale ediyorum. Ülkeye adaletsizliği getirdiler, ülkeyi polis devleti yaptılar, bir sürü insanı haksız yere hapse attılar, birçok insanı dövdüler. Böyle bir düzen kuruldu, kurdukları düzene lanet olsun! Kendilerinin birçok suçu var ve insanlar bunları konuşmasın diye bir baskı ortamı kurmak istiyorlar. Ama unutmasınlar ki bu baskı ortamının âlâsını Kaddafi, Saddam, Beşşar Esed ve Suud gerçekleştirdi. Sonuç iyi mi oldu?

Süleyman Soylu bu ülkede İçişleri Bakanı oldukça bu ülkeye huzur gelmez! Bu ülkede fikir ve ifade hürriyeti kalmaz! Bu ülkede insanlar kendini emniyette hissetmez! Bu ülkede insanlar onurlu bir şekilde yaşayamaz! Süleyman Soylu bu hükümette yer aldığı müddetçe, İçişleri Bakanı olarak insanlara bu şekilde muamele ettirmeye devam ettiği müddetçe, AKP oy kaybetmeye devam eder. Bütün toplum bu zulmü yapan işkenceci emniyetten nefret etti. İnsanlar onların alınlarının kirli olduğunu düşünüyor, Bahçeli onların alınlarını temiz zannediyor olabilir çünkü kendi emrini yerine getiriyorlar. Ben eminim ki birçok iyi niyetli MHP’li insan da bu yapılanı kabul etmemiştir. O polislerin içinden niceleri “bu kadar da olmaz, biz ne yapıyoruz?” demişlerdir. Nice MHP’liler de Devlet Bahçeli’nin bu açıklamasından memnun olmamış, birçoğunun vicdanı sızlamıştır. Çünkü böyle insanlık dışı bir şey savunulamaz.

                Başyazarımız Alparslan Kuytul Hocaefendi, Süleyman Soylu’ya ve Devlet Bahçeli’ye iftira ve hakaret dolu sözleri nedeniyle cevap vermiştir. Bizler de Furkan Nesli Dergisi olarak Süleyman Soylu’nun ve Devlet Bahçeli’nin bu iftira ve hakaret dolu açıklamalarını kınıyoruz.