İmtihan olarak bu çağın insanı olmak bile yeterliydi, günlerce Ahmed Manasra’nın ve annesinin feryatlarına tanık oldu dünya. Çocukluğu, gençliği, hayalleri ve geleceği acımasızlığın en koyu haliyle elinden alınan Ahmed Manasra’nın gözlerindeki çaresizlik vicdanlı yüreklerden silinmiyor… Avuçlarımızda kalan vicdani sorumluluk bile bizlere utanç veriyor…
İşgalci İsrail askerleri 2015’te henüz 13 yaşında olan Ahmed’e ve kuzeni Hasan’a bıçaklı eylem yapacaklar yalanı ile saldırmış, Hasan İsrail polisinin kurşunuyla orada hayatını kaybetmişti. Ardından Ahmed işkence edilerek İsrail hapishanelerine gönderilmek üzere gözaltına alındı ve işkence sonucunda hafızasını ve bilincini kaybederek İsrail zindanlarındaki yerini aldı… Ahmed’i tüm dünyanın ve Müslümanların gözü önünde her gün işkence ile öldürüyorlar, zayıf bedeni 7 yıldır buna dayanabiliyor. Ahmed’in avukatı, Ahmed’in fiziksel işkence ve psikolojik taciz sonucunda şiddetli baş ağrısı, kronik ve akut ağrılardan çok acı çektiğini duyurmuştu kamuoyuna. Mahkumlar Kurumu da daha önce İsrailli sorgu memurlarının Ahmed’e bağırarak, hakaret ederek, avukatına danışma hakkından mahrum bırakarak, durmadan uzun sorgulama yöntemini takip ederek açıkça psikolojik işkence yaptıklarını ortaya çıkarmıştı.
Ona yıllardır sarılamayan annesi bir umut evladının İsrail zindanlarından kurtulmasını bekliyor. Ahmed annesiyle görüşebildiği esnada: “Beni ne zaman buradan alacaksınız?” diye soruyor. Psikolojik durumu çok kötü olan Ahmed’in avukatının El Cezire haber sitesindeki şu sözleri İsrail vahşetini bir kez daha gözlerimizin önüne seriyor: “Onu ruhsuz bir insan olarak gördüm... Onu rahatlatmaya çalıştım, bu yüzden ona hapisten çıkmaya çok az kaldığını ve seni serbest bırakmak için çalıştığımızı söyledim. O, ‘Ben sadece ölümü bekliyorum... Ben bu hayattan bir şey beklemiyorum’ dedi ve gitmeden önce bana sordu: İntiharın yasak olduğundan emin misiniz?”
İnsan hakları savunuculuğu yaptıklarını söyleyen birçok kişi ve kurum varken Ahmed’in durumunu görmezden gelen bu zalim dünyada Müslümanlar zalimlere karşı susanlar arasında yer almamalıdır! Ne yazık ki gündeme gelmesiyle haberdar olunan Ahmed İsrail’in hayatını yok ettiği ilk çocuk değil… Nice çocukları, kadınları, insanları katleden Siyonistlere tek kelime etmeyenlerin yaşadığı bu dünyada tarafsız kalmak, susmak ve pasif iyilerden olmak bizlerden beri olsun!
Suskun olanlarımızın çoğunlukta olması sebebiyle dünyayı ayağa kaldırmaya, zalimin hapishanelerinden ümmetin çocuklarını, gençlerini, kadınlarını ve âlimlerini almaya gücümüzün yetmediği bir dönemde Ali Şeriati’nin duası geliyor aklımıza:
Ey kadir olan Allah'ım...
Uyuyanlarımıza, uyanıklık,
Uyanıklarımıza, irade,
Muhafazakarlarımıza, hareket,
Suskunlarımıza, feryat nasip et…