Prof. E. Marshall Johnson, Thomas Jefferson Üniversitesi’nde anatomi ve gelişimsel biyoloji profesörü: “Bir bilim adamı olarak, sadece kesin olarak gördüğüm şeylerle ilgilenebilirim. Embriyoloji ve gelişimsel biyolojiyi anlayabiliyorum. Kur’an’dan bana tercüme edilen kelimeleri de anlayabiliyorum. Eğer kendimi o çağa götürebilseydim, bugün bildiklerimle ve tanımlayabildiklerimle, o zaman tarif edilmiş olan şeyleri tanımlayamazdım… Öyleyse (Kur’an’da) yazılan her şeyde İlahî müdahalenin olduğu düşüncesi ile hiçbir çelişki göremiyorum.”
Prof. Keith L. Moore, Toronto Üniversitesi anatomi ve hücre biyolojisi profesörü, seçkin bir embriyolog ve pek çok tıp ders kitabının yazarı: “İnsanın gelişimi hakkında Kur’an’daki ifadelerin açıklanmasında yardımcı olmak benim için çok büyük bir zevk. Ben kesin olarak söylüyorum ki bu ifadeleri Hz. Muhammed (s.a.v)’e Allah vermiştir, çünkü bu bilginin çoğu pek çok yüzyıl sonrasına kadar keşfedilmedi. Bu bana şunu kanıtlıyor ki, Hz. Muhammed (s.a.v) Allah’ın elçisidir.”
Prof. Alfred Kroner, Almanya, Mainz Üniversitesi jeobilim profesörü, dünyanın en ünlü jeologlarından: “Hz. Muhammed’in evrenin ortak kökeni gibi konuları bilmesinin imkânsız olduğunu düşünüyorum, çünkü bilim adamları bunu son derece komplike ve gelişmiş teknolojik metotlar kullanarak son birkaç yıl içinde bulabilmişlerdir. 1400 yıl önce nükleer fizik hakkında hiç birşey bilmeyen bir kişi, örneğin; yeryüzünün ve gökyüzünün aynı kaynaktan geldiğini veya burada tartıştığımız diğer soruların cevaplarını kendi bulamaz. Tüm bunları birleştirirseniz ve Kur’an’da dünya hakkındaki konular ile dünyanın oluşumu ve genel olarak bilim ile ilgili tüm bu ifadeleri birleştirirseniz, pek çok şekilde burada açıklanmış ifadelerin kesinlikle doğru olduğunu ve şimdi bunların bilimsel metotlar ile teyit edildiğini söyleyebilirsiniz. Kur’an’da geçen ifadelerin pek çoğu o zaman için henüz kanıtlanmamıştı, fakat modern bilimsel metotlar şimdi Hz. Muhammed (s.a.v)’in 1400 sene önce söylemiş olduklarını kanıtlayan bir pozisyonda.”
Prof. Yushidi Kusan, Japonya, Tokyo Rasathanesi Direktörü: “Kur’an’da doğru astronomik gerçekleri bulduğum için çok fazla etkilendiğimi söyleyebilirim ve bizim gibi evrenin en ufak parçasını dahi inceleyen modern astronomlar için özellikle en küçük parçayı dahi anlamak için çabalarımızı yoğunlaştırıyoruz. Çünkü teleskoplar kullanarak tüm evreni düşünmeden sadece gökyüzünün en küçük kısımlarını görebiliyoruz. Öyleyse Kur’an okuyarak ve soruları Kur’an’dan cevaplayarak evren araştırmalarım için gelecekteki yolumu bulabileceğimi düşünüyorum.”
Prof. Tejatat Tejasen, Tayland, Chiang Mai Üniversitesi embriyoloji ve anatomi departmanının başkanı: “… Ben inanıyorum ki Kur’an’da 1400 sene önce ifade edilmiş olan her şey doğrudur ve bilimsel yollar ile kanıtlanabilir. Bu, tüm bilimleri bilen Allah’ın ilhamıdır. Böylece, şunu söylemenin vakti gelmiştir,
“Allah’tan başka İlah yoktur ve Hz. Muhammed (s.a.v) O’nun elçisidir.”
Ali Selman Beroist, Fransız Tıp doktoru: “Benim, dinimi değiştirerek İslamiyeti seçmemin en önemli etkenlerinden biri Kur’an’dı. Ben, İslam dinini seçmeden önce Batılı bir entelektüelin eleştirel ruhuyla Kur’an üzerinde çalışmaya başladım. Bu kitapta, (Kur’an’da), on üç asırdan daha evvel vahyedilmiş, modern bilim araştırmalarının çoğunun içerdiği fikirleri tam anlamıyla taşıyan ayetler var. İşte bu kesinlikle benim dinimi değiştirmeme sebep oldu.”
Arthur J. Arberry: “Arapça Kur’an’ın yüce belâgâtını zayıf da olsa yansıtacak bir şeyler üretme girişimim, mesajın kendisinin yanı sıra, kompleks ve zengin kafiyeleriyle çeşitlenmiş insanlığın en büyük edebî başyapıtı olan Kur’an’ın karşısında sönük kaldı. Müslüman Pickthall’ın Kutsal Kitabı tarif ederken kullandığı tabirle bu “taklit edilemez ahenk” daha önceki tercümanlar tarafından neredeyse tümüyle göz ardı edilmiştir; bu yüzden muhteşem şekilde süslenmiş orijinaliyle kıyaslandığında (meallerin) donuk ve düz seslere sahip olması şaşırtıcı değildir.”
Goethe’nin T. P. Hughes: “…Elimize her aldığımızda, kısa bir süre içinde bizi cezbeden, hayretler içinde bırakan ve en sonunda önünde eğilecek kadar hayran bırakan bir eserdir. Kur’an’ın üslubu, içeriği ve amacına uygun olarak çok kuvvetli, yüce ve muhteşemdir. Bu kitap tüm çağlar boyunca en etkili kitap olarak kalacaktır.”
Gustose Le Ban: “Kur’an, insanlara zorla kabul ettirilmekten tamamen uzaktır. Ancak inanç ve kanaatle yeryüzüne yayılmıştır.”
Prof.İ. Goldziher: “Kur’an ismiyle bilinen ve Allah tarafından vahyedilmiş olan bu kitap, aynı zamanda bütün cihan edebiyatının bir âbidesidir.”
Prens Bismarc: “Ben Kur’an’ı her bakımdan inceledim, her kelimesinde büyük bir hikmet gördüm.”
Corsel: “Kur’an bütün insanlığın tılsımını çözmekten aciz kaldığı muazzam bir sır olarak yaşamaktadır.”
Kont H. De Castri: “Kur’an sonsuza dek bir mucizedir. Bu kutsal kitabın bizzat kendisi kaynağının ilâhi olduğunu ispata kâfidir.”