Yazı yazmak için okyanus sahillerine giden bir yazar, sabaha karşı kumsalda dans eder gibi hareketler yapan birini görür. Biraz yaklaşınca, bu kişinin sahile vuran denizyıldızlarını, okyanusa atan genç bir adam olduğunu fark eder. Genç adama yaklaşır:
- Neden denizyıldızlarını okyanusa atıyorsun?
Genç adam yanıtlar:
- Birazdan güneş yükselip, sular çekilecek. Onları suya atmazsam ölecekler. Yazar sorar:
- Kilometrelerce sahil, binlerce denizyıldızı var. Ne fark eder ki?
Genç adam eğilir, yerden bir denizyıldızı daha alır, onu okyanusa fırlatır. Ve:
-“ Onun için çok şey fark etti ama...”
İşte biz de evrende bir gözlemci olmayı ve olup biteni gözlemeyi değil, evrende bir oyuncu olmayı seçmeliyiz ve gördüğümüz kötülüğü elimizle, değilse dilimizle müdahale ederek düzeltmeli, o da olmuyorsa hiç değilse kalbimizle buğz ederek o kötülükten beri olduğumuzu ortaya koymalıyız.
Milyonların hidayetten uzaklaşıp cehenneme yaklaştığı günümüzde, “İnsanları siz mi kurtaracaksınız, bir başınıza ne yapabilirsiniz?” diyenlere kurtulanları gösterip, ”Onun için çok şey fark eder” demek gerekir.
