İslam kaynakları insanı en mükemmel varlık olarak gördüğünden, ona ilk muhatap olduğunda “Oku” emri ile söze başlamıştır. Okumak eğitimin başıdır. Her şey okumak ile başlar. Ardından bilgi, tefekkür ve eğitimin farklı aşamaları ile insan gelişir ve olgunlaşır. Olgunlaşan insan önce Rabbine sonra da insanlara karşı vazifelerini yapmaya başlar.
İslam nazarında eğitim, doğumdan ölüme kadar devam etmesi gereken bir süreçtir. Bu anlamda eğitim, hiç ara verilmeden her yaş ve aşamada (farklı usuller ve araçlarla) devam etmelidir. Eğitimi ihmal eden; insanı ihmal eder, geleceğini ihmal eder, nihayet dünyasını ve ahiretini ihmal eder. Bu sebeple Allah Azze ve Celle ‘Rab’ sıfatıyla, kullarını gönderdiği kitap ve elçisi ile eğitmek, düzeltmek, terbiye etmek istemiştir.
Hz. Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem de henüz İslam’ın zayıf olduğu günlerde bile eğitimi ihmal etmemiş, Mekke’de Hz. Erkam Radıyallahu Anh’ın evini (Daru’l Erkam) eğitim yuvasına çevirmiştir. Medine'de ise, temelleri atılan İslam Devletinin kurumları olarak mescit (Mescid-i Nebi) ile medreseyi (Ashab-ı Suffa) birlikte, yan yana inşa etmekle işe başlamıştır. Hz. Peygamber’in bu uygulaması, Müslümanların devlet yönetirken, şehirler inşa ederken mescit- medrese ikilisini ihmal etmemeleri gerektiğini ortaya koymaktadır. Allah Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in bu uygulamasını örnek alan Müslüman yöneticiler de 9. yüzyılın sonlarında, neredeyse tüm camilerde erkekler ve kızlar için bir ilkokul açmıştır. Çocuklar bu okullara altı yaşında başlardı. Öğrenciler ilk önce Kur’an'dan ayetler ile Allah’ın doksan dokuz ismini yazmayı öğrenirlerdi. Müslümanların okulunda, dışarıdan verilen dersler için bir avlu ve avluya açılan koridorlar, öğrenciler için ibadet mekanları, namazdan önce abdest almak için bir şadırvan ve oturma odaları bulunurdu.1
Hz. Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in, Müslüman atalarımızın insanın ve gençlerin eğitimine verdikleri önem bunlar iken günümüzde bu durum hiç de iç açıcı değildir. Müslüman bir ülke olan Türkiye’de 20 yılı aşkın yönetici olanlar işin edebiyatını ve siyasi söylem kısmını yapmakta başarılı gözükse de gerçekler bunun tam tersidir. Birçok toplantı ve programlarda Merhum Mehmet Akif’in şiirlerinde bahsettiği ‘Asımın Nesli’ne atıfta bulunularak ‘dindar nesil’ istediklerini öne sürenler, bunu samimice söylemiş olsalardı Türkiye'de gençlerimizin mevcut durumu söylenenin tam tersi olmazdı.
Rahmetli Akif dertli bir dava adamıdır. Gençliğimizin o zamanki halini görmüş, perişan olmuş milletimiz ve özünden kopup Batı’yı taklit eder hale gelmiş gençliğimizin yeniden kendine gelmesini arzulayıp hayalindeki nesli anlatırken babasının talebelerinden, Köse İmamın oğlu olarak tanıştığı Asım’ı, aynı zamanda inancıyla yoğrulmuş, geleceğin ümidi ve güvencesi olan gençlerin sembol ismi olarak ele almıştır. Merhum Akif hayalindeki gençliğin sembolü olarak Asım’ı seçmiştir. Kişiliği bakımından Asım; beden ve ruh sağlığı yerinde, son derece inançlı, milli ve manevi geleneklerine bağlı, bilgili, görgülü, düzgün şahsiyetli, içi ümitle dolu, heyecanlı, çalışkan, her bakımdan kendisine güvenilir, sorumluluk duygusu yüksek, içi iman dolu bir gençtir. Bu bağlamda o, yüksek duygu ve düşüncelerle önce vatanı işgalden kurtaracak sonra memleketi iman ile yükseltip geleceğe taşıyacaktır.2
Öyle ki Akif, Asım’a hitaben Safahat’taki şiirinde: “Asım’ın Nesli diyordum ya…Nesilmiş gerçek, işte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecek” satırlarına yer vermiştir.3 Peki ya şimdi, durum böyle midir?
Tayyip Erdoğan 2012 yılında partisinin il başkanları toplantısında: “Biz muhafazakâr, demokrat, tarihten gelen ilkelerine sahip çıkan bir nesil yetiştireceğiz. Bunun için varız” şeklinde bir konuşma yapmıştı. Ancak 21 yıllık iktidarları döneminde hiçbir zaman yukarıdaki söylem ile gerçekler birbirleriyle uyuşmadı.
2020 yılında Yeditepe üniversitesi ve MAK Danışmanlık iş birliği ile yapılan bir araştırmada 18-29 yaş grubundaki gençlerin %82’lik kısmı dini inanca sahip olduğunu söylerken, %7,7’si ise hiçbir dine mensup olmadığını ifade ediyor. Araştırmada ortaya çıkan sonuca göre ahiretin varlığına ve yapılan her şeyden hesaba çekileceğine inanan gençlerin oranı 72.2 iken, %11,2’lik kısmı ise ahiretin varlığına inanmıyor.
“Namaz kılıyor musunuz?” sorusuna gençlerin %39’u “Haftada bir kere cuma namazını kılıyorum” cevabını verirken, %26,7’si ise “Bayram Namazı veya başka özel günlerde yılda birkaç kere kılıyorum” cevabını vermiştir. “Hayır, hiç namaz kılmıyorum” diyen gençlerin oranı %17,8 iken, “5 vakit namaz kılıyorum” diyen gençlerin oranı ise %14’tür.4 2006 verilerine göre Türkiye’de beş vakit namaz kılanların oranı %33,5 oranındadır. 2012 yılına gelindiğinde bu rakam %28,2’ye inmiştir. Diyanetin yaptığı son araştırmalara göre ise bu oran %21’lere kadar düşmüştür. Bu düşüş oruç, kurban gibi diğer ibadetlerde de benzer oranlarda gerçekleşmiştir.5
Öte yandan hükümet yanlısı Sosyal, Kültürel ve Ekonomik Araştırmalar Merkezi (SEKAM) “Türkiye’de Gençlik ve Uyuşturucu Madde Sorunu” isimli raporunda gençler arasında yüksek düzeyde alkol ve uyuşturucu tüketimi, karşı cinsle olan ilişkide sınırsız tutum bulgularına rastlandığını belirtmektedir.6 KONDA adlı araştırma şirketinin yayınladığı bir başka rapor ise, muhafazakâr ve AKP yanlısı ailelerden gelen gençler arasında ateizm ve deizmin, genel anlamda sekülerleşmenin arttığını göstermektedir. Aynı şirket 2008’de 15-29 yaşları arasındaki gençlerle yaptığı görüşmeleri 2019 yılında tekrarlayarak toplamda 1.700’den fazla kişiyle yaptığı anket sonucunda, 2008-2009 verileri karşılaştırılmıştır. Ankete göre kendilerini ‘dindar’ kabul eden Türk gençlerinin sayısı genel olarak %7’lik bir gerilemeyle %15’e düşmüş, kendilerini ‘modern’ olarak tanımlayan gençler ise 2008’de %34 iken, 2019’da %43’e yükselmiştir.
Bu veriler göstermektedir ki ‘Dindar Nesil’ veya ‘Asım’ın Nesli’ gibi söylemler, birer ütopyadan öteye geçememiş, siyasi ve samimiyetten uzak temenniler olmuş, bu yüzden çoğunlukla karşılık bulamamış bir hamaset örneği olarak kalmıştır. Dindar Nesil meydana getirmek için (ihtiyaçtan fazlası olduğu halde) açılan imam hatip okulları ve İlahiyat Fakülteleri ise asla gençlerimizi dindarlığa ve örnek Müslüman modeline sevk edememiş; bilgi, amel ve İslam’ı temsiliyet noktasında genel olarak isteneni verememiştir.
Şüphesiz bu tablonun oluşmasında 21 yıllık AKP iktidarının önemli yanlışları etkili olmuştur. Bunlar arasında öncelikle, son on yılda “Adalet” kavramının ayaklar altına alınması toplumsal kırılmaların ve dinden uzaklaşmaların başlangıcı olmuştur. Buna bağlı olarak insan yerine devlet odaklı politikalar yürütülmesi, merhamet-şefkat merkezli yönetim yerine ceberut-otoriter yönetime geçilmesi, anayasal haklardan olan ifade hakkı, basın açıklaması ve gösteri hakkının kolluk kuvvetleri ile kendileri dışındakilere yasaklanması, eleştiri ve farklı düşünceyi çeşitli yaftalarla mahkûm ettirmeleri gibi uygulamalar, kendilerini muhafazakâr ve dindar olarak niteleyen bir yönetimin yaptığı haksızlıkların dine mal edilmesine sebep olmuştur. Toplumun farklı kesimleriyle birlikte dindar kabul edilen ailelerin çocuklarının da yöneticilerin yanlış uygulamaları, yolsuzluklar, adam kayırma, rüşvet, ekonomik sıkıntılar nedeniyle dinden ve dindarlıktan uzaklaştığı görülmektedir.
İslam; adalet, samimiyet ve dürüst olmayı esas alan bir nizamdır. Namaz kılan yöneticilerin, onların başı örtülü eşlerinin milletin gözleri önünde dine ve dindarlığa yakışmayan hâl ve yaşantıları, meseleyi anlayamayan yığınların, özellikle gençlerin din ile aralarına mesafe koymalarına sebep olmuştur.
İşlerine geldiğinde ve siyasetleri gerektirdiğinde İslami söylemlere başvuran, özel hayatlarında ve devlet idaresinde ise İslam ahlakı ve dürüstlük yerine nefsine uyan insanlar, topluma ve gençlerimize kötü örnek olmuşlardır. Elbette bu tablonun oluşmasında rolleri olanlar büyük vebal atındadırlar.
- İslam’da eğitim hakkında bilinmesi gereken on bilgi, fikriyat.com.tr
- İslam’da eğitim hakkında bilinmesi gereken on bilgi, fikriyat.com.tr
- Mehmet Akif’in şiirlerindeki “Asım” gerçeği ve Asım’dan dinlediklerim, Önder Göçgün, dergipark.org.tr
- Araştırmada çarpıcı sonuç, cumhuriyet.com.tr
- Sekülerleşen gençlerin siyasi eğilimlerindeki değişimler, Indyturk.com
- Sekülerleşen gençlerin siyasi eğilimlerindeki değişimler, Indyturk.com