Düşen Rus uçağı konusundaki açıklamalarım bazı çevrelerce seviyesiz bir şekilde dile dolanıyor...
Her zaman maceracılıktan uzak, tedbirli bir dış politikayı savundum. Rus uçağının düşürülmesini de faydasız, hatta zararlı buldum. Bu aklı yetkililere kim verdiyse Türkiye’ye büyük zarar vermiş...
Rus uçağının düşürülmesi Türkiye’yi tehlikeli bir tuzağa soktu ve Rusya’nın lehine gelişmelere neden oldu.
Bu görüşlerimi uçak düştüğü an ifade etmeye başlamıştım.
O saatlerde resmi yetkililer dahi “Vurduk ne olmuş. Bugün olsa yine vururuz. Sınır namustur, kim ihlal ederse anında vururuz” türünde cümleler kuruyorlardı. Ben de bu sözleri makul görmedim ve şu soruyu sordum: Rusya değil de başka bir ülkenin uçağı olsa yine düşürür müydünüz? Örneğin ABD uçağı olsaydı, Fransa uçağı olsaydı vs. Bu uçak 350 yolcusu ile bir yolcu uçağı olsaydı, sınırınızı ihlal etseydi, uyarılarınıza kulak asmasaydı yine de düşürür müydünüz? …
Sınırınızı bir hava aracı ihlal ederse uyarırsınız, kendi uçaklarınız ile görsel olarak da uyarırsınız... En yakın hava alanına inmeye zorlarsınız... Uyarı atışında bulunursunuz... İt dalaşında bulunursunuz... İhlaller belli bir ülke tarafından düzenli olarak yapılıyorsa diplomatik görüşmelere gidersiniz... Israr varsa o ülkeyi kınarsınız. Misilleme yapar, siz de gider onun hava sahasını ihlal edersiniz. Barışçıl çözüme yanaşırsa komisyon vs. kurar, uçuş bilgilerini karşılıklı olarak paylaşırsınız vs.
Kaldı ki diğer devletler de gördükleri ilk uçağı düşürmezler. “Sınırlarımız kutsaldır, gireni anında vururuz” türünden bir cümleyi hiçbir dış politika uzmanı kurmaz. Bu tür bir tavır devletin siyaset alanını daraltır ve manevra yapamaz hale getirir…
Son 1 yılda Rusya uçakları NATO hava sahasını en az 15 kez ihlal etmiş, kim bir tek Rus uçağını düşürmüş? NATO tarihi boyunca, Türkiye dışında Rusya uçağı düşüren mi var?
Ne yazık ki Türkiye bizim işaret ettiğimiz noktaya olaydan birkaç gün sonra gelebildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan dahi “uçağın kimliğini bilseydik farklı davranırdık” dedi. Hükümet Sözcüsü Kurtulmuş ise uçağın Rusya’ya ait olduğunu bilseydik uçağı düşürmemiş olacağımızı belirtti.
Yani devleti yöneten hemen herkes benim daha ilk dakikada belirttiğim görüşlere geldi... Ancak ‘troller’ ve trolleşmiş sözde bazı yazarlar hala bana ve benim gibi aklı-selimi savunanlara saldırmaya devam ediyorlar. Bunu yaparken de pespaye bir dil kullanıyorlar. Yapmak istedikleri doğruyu bulmak değil...
Bu saldırıları yapanlardan biri şahsımın uyarılarını ‘eziklik’ olarak adlandırmış ve Rus uçağını düşürdüğümüz için üzülmememizi, tam aksine sevinmemizi, ülkemiz adına sevinç naraları atmamızı salık vermiş. Hiç kimse kusura bakmasın, ortada Fenerbahçe-Beşiktaş maçı oynanmıyor. Olan devletlerin yıkılışı, insanların katledilişi. Bu ortamda olaylara futbol fanatiği gibi bakılamaz…
Bizler elbette ülkemizle gurur duymak isteriz, onun başarılarını alkışlarız. Ancak onu galeyana getirip, ateşler içine atmayı da bırakın uzmanlığı, vatandaşlık sorumluluğumuz gereği tasvip etmeyiz. Ülkeyi savunmak dalkavuklukla değil, akıl ve emek ile olur...
Aklı ve ülkemizi savunurken, ben ve benim gibi iyi niyetli analizciler, günün moda yaftalamalarıyla da karşı karşıya kalıyorlar... Bazen ‘hain’ ilan ediliyoruz bazense ‘düşman’... Ne diyelim, umarız bu akıl tutulması bir an önce son bulur... Aksi takdirde ülkemiz zarar görmeye devam edecektir.
30 Kasım 2015