Diyarbakır Barosu tarafından Yenikapı Sokak’ta daha önce terör olayları nedeniyle zarar gören Dört Ayaklı Minare önünde konuya ilişkin düzenlenen basın açıklaması esnasında olay çıktı. Olayda Baro Başkanı Tahir Elçi ve 3 polis hayatını kaybetti. Baro Başkanı’nın ölümüne; teröristler tarafından açılan ateşin sebep olduğu söylenen olayın, sonradan ortaya çıkan görüntülerinde ise teröristlere ateş açan sivil polislerin silahından çıkan mermilerin sebep olduğu zannediliyor.
Muhterem Alparslan Kuytul Hocaefendi konuyla ilgili kendisine yöneltilen soruya şu şekilde yanıt verdi: “Hangi güçler yaptı bilemem ama Türkiye’de faili meçhuller başladı. Bu ne insanlıktır ne de Müslümanlık! Görüşünü söyleyen herkesi susturmayı planlıyorlar. Bu yol daha evvel çok denendi ama ilerde daha güçlü hareketler ortaya çıktı. Kim yaparsa yapsın bu tür katliamların hepsini kınıyorum. Ve bunu konuşacak bir şeyi olmayanların, haksızların eylemi olarak görüyorum. Bu tür şeyler planlı projeli olarak hazırlanmıştır. Bu olay yıllarca konuşulur.”
BU OYUNU KİM OYNADI? DARBECİLER KÂRDA, CEMAATLER ZARARDA!
AKP Genel Başkan Yardımcısı Ayhan Sefer Üstün, Ergenekon davası sürecine ilişkin olarak, “Ben inanıyorum ki Ergenekon’da 15-20 civarında insan, bal gibi darbe planladı ve bunlar bal gibi de darbeciler” görüşünü savundu. “Birileri bu soruşturmayı fırsat bilip işi sulandırdı” diyen Üstün, “Masumlar üzerinden de gerçek darbeciler ceza almaktan kurtuldu. Bu soruşturmalar çığırından çıktığı için darbeciler kurtuldu” ifadesini kullandı.
Bu kavgayı başlatanlar çok güzel(!) başlattılar. Kendi adamlarını kurtardılar, cemaatlere ise zarar verdiler.
CAN DÜNDAR VE ERDEM GÜL CEZAEVİNDE
MİT tırları soruşturması kapsamında ifade veren Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ile Ankara Temsilcisi Erdem Gül’ün tutuklanmasına karar verildi. Dündar ve Gül hakkında, Suriye’deki gruplara Milli İstihbarat Teşkilatı’na ait TIR’larla silah ve cihatçı sevk edildiği iddialarına ilişkin haber ve görüntüler nedeniyle soruşturma başlatılmıştı.
Can Dündar, ifade sırasında “FETÖ terör örgütüne” yardımcı olmakla suçlandığını, haberin kaynağının kendisine sorulduğunu, kaynağını açıklamamakla birlikte bunun “Cemaat” olmadığını özellikle belirttiğini söyledi.
Can Dündar bu bilgilerin devlet sırrı olduğunu bilmiyor olabilir, hata yapmış da olabilir. Ancak hala asıl merak edilen Mit tırlarının taşıdığı bu silahların nereye ve kime gittiğidir.
“EĞER RUS UÇAĞI OLDUĞUNU BİLSEYDİK OLAY VUKU BULMAZDI”
Türk hava sahasını ihlal eden Rus savaş uçağı, 24 Kasım saat 09.30 sıralarında TSK’ya ait iki F-16 uçağı tarafından angajman kuralları gereğince vuruldu. Olayın ardından Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş yaptığı açıklamada, “Eğer Rus uçağı olduğunu bilseydik böyle bir olay vuku bulmazdı” dedi.
ERDOĞAN: ÜZGÜNÜZ! BÖYLE OLMASINI ARZU ETMEZDİK
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rus uçağının düşürülmesine ilişkin yaptığı açıklamada; “Aynı ihlal bugün yapılsa Türkiye yine bu karşılığı vermek durumundadır” dedikten kısa bir süre sonra “Yaşanan hadiseden dolayı gerçekten üzgünüz. Biz böyle olmasını arzu etmezdik ama maalesef böyle bir şey oldu. Temenni ederim ki bundan sonra böyle bir şey olmaz” dedi.
PUTİN’DEN ‘SERT’ AÇIKLAMALAR
Olayın ardından sınırda düşürülen uçakla ilgili Rusya Devlet Başkanı Putin’den açıklamalar geldi. Putin, uçağın düşürülmesinden dolayı Türkiye’ye yönelik sert açıklamalarda bulundu. “Rus uçağının Suriye’de düşürülmesi olayı terörle mücadele çerçevesinin dışına çıkıyor. Sırtımızdan bıçaklandık” diyen Putin, “İki ülke ilişkileri açısından ciddi sonuçları olacaktır” diyerek adeta tehdit etti.
LAVROV: YENİ BİR ŞEY DUYMADIK
Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, Bakan Mevlüt Çavuşoğlu ile yaptıkları görüşme sonrasında şu açıklamada bulundu: “Çavuşoğlu ile ricası üzerine bir araya geldik. Yeni hiçbir şey duymadık. Türk Bakan, Türkiye Cumhurbaşkanı’nın açıkladığı adımları bir kez daha doğruladı. Tüm normlar çiğnenerek bizim uçağımızın düşürüldüğü ilk günden itibaren söylediklerimizi doğruladık.”
RUSYA, KIRMIZI HATTI ASKIYA ALDI, EKONOMİK YAPTIRIM AÇIKLADI
Rusya Savunma Bakanlığı, Türkiye ile askeri işbirliği kanallarının tümünün askıya alındığını açıkladı. Acil durumlarda ordular arasında irtibatı sağlayan ‘Kırmızı hat’ da askıya alınan iletişim kanalları arasında.
Rusya Başbakanı Dimitri Medvedev “Türkiye’ye yönelik kısıtlamalar finansal - ticari para aktarımlarını ve Türk işletmelerine yönelik yasakları da kapsayabilir” dedi. Ayrıca alınacak tedbirlerin arasında Türkiye’den yapılan Gıda İthalatına yönelik kısıtlamaların olacağını, Türk Akımı Doğalgaz Boru Hattı Projesine kısıtlamalar dâhil bir takım önlemler getirilebileceğini söyledi. Rusya bunun yanı sıra Türkiye’deki vatandaşlarına ‘ülkelerine geri dönmeleri’ çağrısında bulundu.
ALTAN TAN: AKP’LİLER! MİLLETVEKİLİ ANDINI İMANINIZA SIĞDIRIYOR MUSUNUZ?
HDP Milletvekili Leyla Zana’nın yemin töreninde ‘Büyük Türk milleti’ yerine ‘Büyük Türkiye milleti’ demesi, gözleri bir kez daha Mecliste Kemalist ideoloji üzerine edilen yemin metnine çevirdi.
Leyla Zana’nın milletvekilliğinin düşürülmesi gerektiğini savunan AKP’li Selçuk Özdağ, Kemalistler gibi konuşarak, “Türk milleti kelimesinden niye rahatsız oluyorsunuz? Kürt kelimesinden rahatsız olmuyorsunuz da Türk kelimesinden neden rahatsızlık duyuyorsunuz?” dedi.
Selçuk Özdağ’ın yaptığı açıklama üzerine AK Parti’lilere seslenen HDP’li Milletvekili Altan Tan, “AKP’li Selçuk Özdağ sen demokrat da değilsin ümmetçi de değilsin! Hâlâ İslami hassasiyeti devam eden AKP’lilere sesleniyorum; milletvekili andını imanınıza sığdırıyor musunuz? Neden düzeltmiyorsunuz?” diye sordu.
İslam’da millet ‘din’ demektir. O yüzden ‘Türk Milleti’ (dini) yoktur, ‘Türk Irkı’ vardır. Dolayısıyla ne ‘Türk Milleti’ ne de ‘Türkiye Milleti’ uygun bir kullanım şekli değildir. Keşke ‘Türk Milleti’ kavramına tepki gösterileceğine cesur birisi çıksaydı da; ‘Laik ideolojiye değil Kur’an’a bağlı kalacağıma yemin ediyorum’ diyebilseydi.
AKP’DEN DOMUZ İHRACATINA İZİN!
Domuz ithalatı, ihracatı ve üretimine resmi şemsiye geliyor. Tarım Bakanlığı’nın taslağına göre Domuz işletmelerine, hayvan hastalıkları dışında kısıtlama konulmayacak. Düzenleme, yurtdışına domuz ihracını da düzenliyor.
Muhterem Alparslan Kuytul Hocaefendi bu olayı “AKP haramları kaldırmadığı gibi yeni haramlara imza atıyor. Müslümanların domuz üretmesi de satması da caiz değildir. Müslümanların topraklarında domuz çiftliği olamaz. Bir Müslüman domuz yetiştiremez, bu caiz değildir. Bugüne kadar hiçbir Hükümet böyle bir şey yapmadı. Hiçbir konuda konuşmayan Hocalar, bu konuda konuşmayacaklar. Fıkıh dersi verirken ‘domuz satışı haramdır’ diyenler Hükümeti tenkit etmemek için susuyorlar.” şeklinde yorumladı.
HAKAN ALBAYRAK’A BİLE DAYANAMADILAR
Hükümete yakın Diriliş Postası gazetesini kuran Hakan Albayrak, “rahatsızlık veren” yazıları nedeniyle görevine son verildiğini duyurdu. Albayrak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak’ı hedef alarak “Bir zamanlar dinamizmi temsil eden AK Parti, kendi statükosuna gömülüp durağanlaştı. Gençliğe verdikleri önemden bahsedip duranların ‘Gençlik’ namına tek hamlesi, yazar Sadık Albayrak’ın oğlu ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın damadı olmasından başka bir özelliğini bilmediğimiz Berat Albayrak’ı MKYK’ya sokmak oldu” diye yazmış ve AKP’den bu yazısı nedeniyle sert tepki gelmişti.
AK Parti hiçbir tenkide tahammül edemiyor. Kim kendilerini eleştiriyorsa uzaklaştırmakla cezalandırılıyor. Bu şekilde dünkü dostlar düşman hale getirildi. Dün aleyhlerinde konuşanlar ise bugün kendilerini övünce, dost oluyorlar.
TÜRKMENLER TÜRKİYE’YE GEÇTİ
Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’a bağlı güçlerin karadan, Rusya’nın ise havadan ve denizden vurduğu Bayırbucak bölgesindeki Türkmenlerin Türkiye sınırına geldiği bildirildi. Alınan bilgiye göre, Esad rejiminin Ruslar’ın desteğiyle Türkmendağı bölgesine yönelik sürdürdüğü saldırılar aralıksız ve artarak devam ediyor.
Saldırılarda şu ana kadar 70’den fazla sivil hayatını kaybetti, 18 Türkmen köyü tamamen boşaltıldı. Suriye Türkmen Meclisi Başkanı, çok sayıda şehit ve yaralının olduğunu belirterek, 40 bin kişinin göç edebileceğini söyledi.
Rusya bir plan peşinde. Büyük ihtimalle Rusya ile Amerika anlaştı, Türkmenlerin üzerine giderekbirlikte Türkiye’yi tahrik etmek istediler. Rus uçağının düşürülmesinin asıl nedeni de Türkmenlere yapılan saldırılardır.
DARBECİ SİSİ İSLAMÎ VAKIFLARI VE HAFIZLIK OKULLARINI KAPATTIRIYOR
Sisi hükümeti, 2013 darbesinden bu yana, kendisine bağlı Vakıflar Bakanlığı aracılığıyla İslami vakıflar üzerinde muhalif sesleri bastırmak için baskı kurmaya devam ediyor.
Bu baskıcı tutum, sadece vakıf ve derneklerle de sınırlı değil. Cami cemaatleri, dini eğitim merkezleri, Kur’an kursları ve hafızlık okulları da Sisi’nin “Yeni dini söylem oluşturma” olarak adlandırdığı bu baskıcı politikalarıyla kuşatılmış durumda.
Öte yandan Sisi hükümeti, cami cemaatlerinin kendi aralarında yaptığı derslere ve eğitim çalışmalarına da kısıtlama getiriyor. Bakanlık açıklamasında, Ezher müfredatı dışında her türlü dini eğitim yapılmasını “ülke istikrarını korumak” gerekçesiyle yasakladı.
NE KADAR ÖZGÜRLÜKÇÜ BİR ÜLKE!
Çarşaf giymenin suç sayılacağı İsviçre’nin güneyinde yer alan Ticino kantonunda çarşaf giyen veya peçe takan kadınlar, 100 ila yaklaşık 10 bin frank arasında ceza ödemek zorunda kalacak.
Yasak, turistler için de geçerli olacak ve çarşaf giyen turistlere İtalya sınırında yer alan kantona girmeden önce gümrüklerde ya da havaalanlarında yasakla ilgili bilgi verilecek.
PARİS’TE 7 AYRI SALDIRI: 132 KİŞİ HAYATINI KAYBETTİ
Fransa’nın başkenti Paris’te 13 Kasım’da terör örgütü IŞİD tarafından ülkenin farklı semtlerinde eş zamanlı yapılan terör saldırılarında toplamda 132 kişi öldü, 349 kişi de yaralandı.
AVRUPA’DA SÖZDE KORKU OPERASYONLARI
Paris saldırısı sonucunda birçok Avrupa ülkesinde konserler, maçlar iptal edildi. Havalimanları kapatıldı. Uçaklar rotasını değiştirdi. Fransa hükümeti, Paris’teki terör saldırısının ardından olağanüstü güvenlik tedbirleri için düğmeye bastı. Alınan son karara göre 3 bin ek güvenlik personelinin daha Fransız sokaklarında konuşlandırılacağı bildirildi. Saldırının ardından Müslümanları ve İslami kurumları hedef alan Fransa polisi, camileri basarak arama yaptı.
Londra’da şüpheli bir paket ihbarı üzerine, polis çok sayıda Müslüman’ı gözaltına alıp sorguladı. Yunanistan’da ise göçmenlere hem halk tarafından saldırılar yapıldı hem de bazıları gözaltına alındı.
Paris saldırısı sonucunda Avrupa genelinde oluşturulmak istenen bir ‘korku operasyonu’ var. Gerçekte böyle bir korku yok. Bu korkuyu bizzat kendileri oluşturdular. Bunlar, halkı bu şekilde korkutarak İslamofobiyi hatırlatma ve kitleleri İslam’dan nefret ettirme operasyonu yapıyorlar.
BİRLEŞMİŞ MİLLETLER KURTLAR SOFRASINI TASDİK ETTİ!
Paris’teki terör saldırılarının ardından Suriye’de IŞİD hedeflerine düzenlediği operasyonları artıran Fransa, BM Güvenlik Konseyi’nden de diplomatik destek sağlamak için hazırladığı karar tasarısını BM Güvenlik Konseyi’ne sundu.
IŞİD’le mücadelenin artırılması ve operasyonlara katılan ülkelerin koordineli hareket etmesini içeren karar tasarısı, BM Güvenlik Konseyi’nde oy birliğiyle kabul edildi. Karara göre isteyen her ülke Suriye’yi vurabilecek.
NETANYAHU ÖNCE TEHDİT ETTİ ŞİMDİ DE KOVUYOR!
İsrail hükümeti, “suça karıştığı” iddia edilen Filistinlilerin evlerinin yıkılması, öldürülen Filistinlilerin cenazelerinin ailelerine teslim edilmemesi, bu ailelerin İsrail’de çalışma izinlerinin iptal edilmesi, Doğu Kudüs ve Batı Şeria’da ek askeri kontrol noktaları kurularak aramaların sıklaştırılması ve Filistinlilere yönelik yürütülen gözaltı furyasının aralıksız sürmesi gibi bazı kararları hayata geçirdi. Daha sonra Doğu Kudüs’te yaşayan 80 bin Filistinliyi “şehirden kovmakla” tehdit eden Netanyahu, şimdi de “suça karıştığı” iddia edilen Batı Şerialı Filistinlilerin ailelerini “Gazze’ye göndermeyi” planlıyor.
ABD’NİN ‘ÖZGÜRLEŞTİRDİĞİ’ ÜLKELER, RUSYA’DAN YARDIM İSTİYOR!
İtalyan İl Giornale Gazetesi ‘Ortadoğu’da güç dengesi değişti’ başlığıyla yayınladığı makalede, ABD tarafından ‘özgürleştirilen ve demokratik hale getirilen’ Irak ve Afganistan’ın IŞİD’le mücadele etmek için Rusya’dan yardım istediğini yazdı.
Haberde, Rusya’nın diğer ülkelere ancak resmi talep gelmesi durumunda terörle mücadele(!) amacıyla askeri yardım sağladığının altı çizildi.
Hep aynı yalan söylenmekte. Önce saldırmak istedikleri ülke için ‘bizden yardım istedi’ diyecek, ardından o ülkeye savaş açacaklar. 1979’da Afganistan’a da Ukrayna’ya da aynı bahane ile saldırdılar. Görünen o ki Rusya Amerika ile anlaştı ve tekrar atağa geçti. Bu şekilde ‘dünyanın ikinci süper gücü biziz’ diyerek varlığından söz ettirmek istiyor.