“...Biliniz ki, Allah şüphesiz yaptıklarınızı görür.”1
Rabbimizin ‘El-Basîr’ ismi; ‘her şeyi ve her şeyin hakikatini gören, hiçbir şey kendisinden saklanamayan’ manasına gelir. Kur’an-ı Kerim’de ‘Basîr’ ismi dört ayrı anlamda kullanılır. Bunlar; ‘sezen, gözüyle gören, kesin delil sayesinde gerçeği idrak eden ve ibret gözüyle bakan’ anlamlarıdır. Zikredilmiş olan bu dört mana, insanların söz ve davranışlarında daha dikkatli ve ölçülü davranışlar sergilemesini sağlar. Çünkü O, öyle bir İlahtır ki; karanlık bir gecede, siyah bir taşın üstündeki siyah bir karıncanın en hassas hareketini, bütün bitki ve ağaçların damarlarında yürüyen suyu görür.
Allah Azze ve Celle’nin, mahlûkatına yakınlığı ve onları her dem müşahede etmesi asla zaman ve mekân ölçüleriyle izah edilemez.
Rabbimizin ‘El-Basîr’ isminden nasibini alamayanlar dinde hassasiyetlerini kaybedip sırat-ı müstakim üzere bir çizgide ilerleyememektedir. Nihayetinde inandığını söylediği halde inancı gereği yaşamayan, İslamî kimliğini oturtamayan insanlar sudur etmektedir. Bu insanlar ne Allah’ı inkâr ederler ne de tam manasıyla Allah’a ittiba ederler. Nurun içinde olmadıkları kesindir; ama ona rağmen karanlık sanki onlara hiç bulaşmamış gibi yollarına devam ederler. Böyle olmalarının temel sebebi Allahu Teâlâ’nın her şeyi gördüğünü, her şeye şahit olduğunu, her şeyden haberdar olduğunu ve kendilerine hesap soracağını unutmuş olmalarıdır. “…De ki; kör ile gören bir olur mu? Karanlıklarla nur bir olur mu?”2
Elbette ki bir olmaz. Bu, Rabbimizin adaletine aykırıdır. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de Rabbimiz Teâlâ kulların hesaba çekilişi için onların gözlemlendiğini bizlere anlatırken şöyle buyurur: “Çünkü Rabbin, her an gözetlemektedir.” 3
Evet, Rabbimiz bir kısım insanları gözetlemektedir; imtihana tâbi oldukları zaman sadakatsizlik gösterenleri, davasını iki kuruş uğruna satanları, “yoruldum” diyerek bırakanları ve Allah’a, şanına yakışır bir şekilde kulluk yapmayanları…
Ve yine Rabbimiz bir kısım insanları da gözlemektedir; kendi davası uğrunda ömrünü feda edenleri, mallarından ve canlarından vazgeçenleri, Filistin’de, Afrika’da, Suriye’de zulme maruz kalarak feryatları ayyuka çıkan dilsiz bebeleri, çaresiz anneleri, günahsız çocukları, umutsuz babaları ve suskun yürekleri…
Allah Azze ve Celle El-Basîr ismi ile hem kullarını bizzat kendisi gözetlemekte hem de kullarına tıpkı bir kamera niteliğinde olan göz ve bir kayıt cihazı gibi olan bir hafıza vererek onların da kısmî olarak gözetlemesini sağlamaktadır. Bu şekilde kullarının hem ahirete olan inançlarını kuvvetlendirmek hem de onları ikaz etmek istemektedir.
O halde nefsin en baskın isteklerinden ve şeytanın en çirkin tekliflerinden Rabbimizin bu ismi şerifini hatırımıza getirilerek uzak kalabiliriz.
Rabbim, ömrümüzü her an kendisinin müşahedesini hissederek geçirebilmeyi ve bu hakikate göre hayatını idame ettiren kullarından olabilmeyi cümlemize nasip etsin. Amîn
- Bakara, 233
- Rad, 16
- Fecr,14