Alparslan Kuytul Hocaefendi 30 Ocak’ta bir şafak baskını ile gözaltına alındı. Ayrıca eş zamanlı olarak Furkan Vakfı merkez binasına ve birçok kişinin evine de baskın gerçekleştirildi. Çevik Kuvvet tarafından Vakıf binasına giriş çıkış engellendi ardından Kayyum atandı. Bu arada Türkiye genelinde Furkan Vakfı ile organik bir bağı olmasa da ismi Furkan olan dernekler de kapatıldı.
Yaşanılan şu zor süreçte çokça merak edilen bir konu var: Alparslan Kuytul kim? Furkan Vakfı nasıl bir vakıf? Bu olanların sebebi nedir? Susturulmaya mı çalışılıyor?
Biz de bu sayımızda Furkan Hareketi hakkında merak edilen bazı konuları ele alıp istifadenize sunduk.
FURKAN HAREKETİ; BAŞKA HAREKETLERE BENZEMEZ
Muhterem Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin 1980’li yıllara dayanan çalışmaları, 1994 yılının Kasım ayında gerçekleştirilen Furkan Eğitim ve Hizmet Vakfı’nın resmi açılışı ile meyvesini vermiş olup bu temeller, Hocaefendi’nin lise yıllarında başladığı ve üniversite yıllarında yoğunluk verdiği İslam davası uğruna gösterdiği sancılı çabalar ile atılmıştır.
AÇILIŞ VE İLK SÖYLEM
“Bir insanın ilk söylemleri önemlidir. Çünkü o söylemler onun idealidir” 94 yılının Kasım ayında güzel ve nezih bir salonda Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin ağzından çıkan ilk söylem “Öncü Nesil” idi. O hayalindeki ideali çok güzel bir atmosferde dile getirdi: “Öncü nesil Tarık Bin Ziyad gibidir, gemilerini yakmıştır, Öncü Nesil Furkan’dır; hakla batılı ayırt eden, karıştırmayan, hakka hak batıla batıl diyen, sağına soluna bakmayıp ben varım diyen nesildir” sedâları salonu doldururken daha ilk günden Furkan Hareketinin ideali de belirlenmiş oldu.
RABBANİ OLMAKTAN GELEN RAHMET
Çok küçük ve zayıf bir çalışma olarak başlayan bu hareket, Muhterem Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin çabası ve gayreti, Allah’ın da büyük destek ve yardımı ile fevç fevç büyüme gösterdi. Başlarda üç beş insanın bir araya gelmek suretiyle Kur’an ve Tefsir dersleri yapmalarından ibaret olan bu küçücük topluluk, daha sonra Türkiye’nin dört bir yanına yayıldı bugün ise yurtdışında dahi birçok ülkede kendisinden söz ettirmektedir.
“Allah işini titiz yapan kulunu sever…” İslami faaliyetlerde birçok cemaatin sahip olmadığı, Hocaefendi’nin ise kendi bünyesinde var olan ve bütün cemaate kazandırdığı bariz bir şekilde görülen aynı zamanda da Tirmizi’de yer alan bu hadis “Furkan hareketi nasıl böyle gelişti?” diye soranlara gerekli cevabı vermektedir.
SANCAĞINDA DEĞİŞMEYEN SÖYLEM
Bunun yanı sıra Furkan Vakfının kurulduğu ilk günden beri sancağında yazılı olan Tevhid, Muhterem Hocamızın ise ‘Allah’ın dünyasında Allah’ın dediği olmalıdır’ şeklinde sloganlaştırdığı bu düstur; toplum mühendisleri tarafından aranılan bir çare ve toplumlarda görülen derin bozuklukların devası olan Kur’an’ın bir çağrısıdır. Hareketin mihenk taşlarından biri olan “Biz Medeniyetimize Dönüyoruz” sloganıyla huzuru getirecek olan, peygamberimizin emaneti olan İslam Medeniyeti kastedilmektedir.
MEŞRU HAREKETİMİZ GAYRİ MEŞRU BİR ÇİZGİYE ÇEKİLMEYE ÇALIŞILIYOR
Şimdiye kadar dernekleri ve vakıfları ile daima resmî ve meşru daire içerisinde bir hizmet süren Furkan Hareketi, adını duyurmaya başladığı günden beri bazı mihraklar tarafından hedef tahtasına konulmuş ve gayrimeşru bir alana çekilmeye çalışılmak istenmektedir. Muhterem Hocamız son konuşmalarında bu konuya değinmiş ve “Ben merdiven üstü çalışıyorum, siz beni merdiven altı yapmaya çalışıyorsunuz” diyerek planlanan tuzaklara dikkat çekmiştir. Çünkü meşru dairede hareket eden ve bir konferansta dahi bütün prosedürleri izleyen; konuşmaları, faaliyetleri, her şeyi kamuoyunun önünde olan bu hareket, böyle bir sürece dahil edilip hemen ardından da yapılacak bir müdahale ile suçlu konumuna düşürülmek istenmektedir. Fakat bütün bu oyunlardan berî olarak meşruiyet dairesinde çalışılması sebebiyle Furkan Vakfına suç isnat edilememektedir.
TEMİZ HAREKETE KUR’ANÎ BAKIŞ
20-30 senedir hayır yolunda çalışan vakfımız hala aynı kulvardadır. Birtakım insanların yapılan algı operasyonuna aldanıp “şimdiye kadar yanlış tanımışız” söylemleri şimdiye kadar yanlış tanımalarından değil şimdiye kadar yanıltılmalarından kaynaklanmaktadır. Hz Aişe’ye atılan iftirada Kur’an-ı Kerim Müslümanlara hitaben: “O, böyle bir şey yapmaz demeleri gerekmez miydi?” buyurmaktadır. Bugün Furkan Hareketini biraz olsun tanıyanlar neyi yapıp neyi yapmayacağını artık kestirebilmektedir. Yapılması mümkün olmayan bir şey söyleniyorsa diyecekleri söz Kur’an’ın sözü olup “Bunlar asla öyle bir şey yapmaz” olmalıdır.
AYDIN-ÂLİM ELLERDEN ÇIKAN GÜZİDE ÇALIŞMAMIZ
Furkan hareketinin yani öncü neslin yükselen sesi olan Furkan Nesli Dergimiz; Kur’an ve Sünnet ışığında insanlara ilmi ve siyasi analizlerle iman, ibadet, ahlak ve Allah yolunda gösterilecek gayret konusunda yol göstermektedir. Çok sayıda insanın istifade ederek okuduğu dergi, içeriğinde topluma zarar verebilecek yahut aykırı olabilecek hiçbir husus bulunmayan, aydınlatıcı kalemler ile emek emek üzerinde çalışılan ve terör örgütü dokümanı nitelendirmelerinden uzak nezih ve temiz bir dergidir. Öyle ki birçok farklı dernek veya çalışmaların yaptığı derslerde kaynak olarak okudukları bilinmektedir. Bu bakımdan bir okul niteliğinde olan Furkan Nesli bu yönüyle bu hareketin güzide bir çalışmasıdır.
İFTIRALARA RAĞMEN YÜKSELEN SESİMİZ
Önceleri duyarsız kalınan ve tanınması istenmeyen bu hareket, mızrağın çuvala sığmadığı gibi artık çuvala sığmadığı andan itibaren engellenmek istenmiş bu nedenle birçok olumsuz propagandaya maruz kalmıştır. Buna rağmen bütün yapılanlar iyi veya kötü bir şekilde daha çok tanınmasını sağlamıştır. Gelişen durumlar karşısında hareket, bunun yanı sıra iftiralara cevap niteliğinde hazırlanan birçok video ile “bizi bizden tanıyın” diyerek iftiralara cevap niteliğinde videolar hazırlamış, haklı sesini duyurmada gencinden yaşlısına bütün gönüllü kardeşlerimiz emek sarf edip destek olmuşlardır. Şu an hareketimizin, internet üzerinde ciddi bir şekilde takipçisi bulunmakta ve popülaritesini korumakla beraber arttırmaktadır.
SON OLARAK: KUTLU SANCIMIZ
Kitlelere ulaşan sesimiz birileri tarafından susturulmak istenmektedir ki yaşanılan bu büyük zulüm aslında bunun tescilidir. Esas itibariyle bu durumla ilk defa karşılaşılmış değildir. Yıllardır engellemeler, çıkarılan zorluklarla ve atılan iftiralar ile sürekli bir mücadele halindeyiz. Ancak Muhterem Hocamızın da dediği gibi biliyoruz ki Allah’ın izniyle, Allah’ın yürü dediğini kimse durduramaz ve durduramayacaktır. Dik duruşu, dirayeti, devamlılığı kendisinden öğrendiğimiz Muhterem Hocamızın 28 Şubat döneminde söylediği “her ne olursa olsun devam edeceksiniz” sözü Öncü Neslin şiarıdır. Yaşananlar Tevhid davasının doğum sancısıdır. Tertemiz niyetlerle yola çıkan Vakfımız çok güzel günler görecektir. Rabbimizden bu süreci en kısa zamanda atlatabilmeyi diliyoruz.
________________________________________
*Bu metin, Semra Kuytul ve Rumeysa Sarısaçlı Hocahanım ile yapılan 5 Şubat 2018 tarihli söyleşiden derlemedir.