Kıymetli okurlarımız, 663 gün boyunca Bolu F Tipi Cezaevinde haksız bir şekilde tutuklu bulunan ve 5 Aralık’ta tahliye edilen Başyazarımız Alparslan Kuytul Hocaefendi cezaevinden çıktıktan sonra Bolu, Ankara ve Adana’da sevenleriyle buluştu. Ocak-Özel sayımızda Başyazarımızın tahliye sonrası yaptığı açıklamalardan önemli kısımları sizler için derledik. Hayırlı Okumalar…
ALPARSLAN KUYTUL HOCAEFENDİ’NİN TAHLİYE SONRASI YAPTIĞI İLK AÇIKLAMA
5 ARALIK 2019- BOLU
Bismillahirrahmanirrahim. Elhamdülillahi rabbil alemin vessalatü vesselemu ala Rasuline Muhammed ve ala alihi ve sahbihi ecmain…
Kıymetli kardeşlerim, önce Allah’a hamd ediyorum sonra da sizlere teşekkür ediyorum. Belki ben iki seneye yakın tek başıma zindanda kalmış olabilirim ama siz de dışarıda bir bakıma kendinizi zindanda gibi hissettiniz ve iki yıldır mücadele verdiniz. Bir sene evvel çıktığımda da size söylemiştim: Sizlerle gurur duyuyorum…
25 yıllık vakıfta kaç tane başkan, yönetim kurulu üyesi geldi geçti. Hepsi dışarıda, ben başkan değilim ama içerideydim. Hedefin ne olduğu gayet açık ve meydanda… Hedef, beni susturmaktı.
Suç örgütü olmadığımızı biliyorlar. Suç örgütüysek hepiniz suç örgütünün üyesi olmuş oluyorsunuz. İki yıldan beri yaptığınız mücadele aslında herkese şunu gösterdi: Ortada bir suç örgütü falan yok. Suç örgütü olsaydı bu kadar seveni olur muydu? Sizlerden bana: “Sen benim kötü yoldan dönmeme vesile oldun Hocam. Eskiden şöyleydim, sizle tanıştıktan sonra şöyle oldum…” tarzında binlerce mektup geldi. Hangi suç örgütüne böyle mektup yazılır? İnsanlar hangi suç örgütünü bu şekilde sever? Suç örgütü demek mafya demektir. Biz mafya mıyız?
Geç Gelen Adalet Zulümdür: Dosya ne idi, onu ne hâle getirdiler? Bu neyi gösteriyor? Önce, “Dört tane terör örgütüne üye” diyeceksiniz. Sonra işi iki tane terör örgütünün propagandasına çevireceksiniz. Üyelikten de propagandaya değiştireceksiniz. Sonra onun da bir yere varmayacağını anlayınca bu sefer: “Suç örgütü diyelim” diyeceksiniz. Bunun neresi adalet? Osman Bey’in oğlu merhum Orhan Gazi’nin bir sözü var: “Geç gelen adalet, zulümdür.” Şimdi bana 22 ay sonra tahliye verdikleri için onlara teşekkür mü edeceğim? Belki bunu bekliyorlar ama bunu benden duymayacaklar. Bir insanı iki sene yatıracaksınız ondan sonra “Hadi seni tahliye ediyoruz” diyeceksiniz. Yapacağınızı yaptınız zaten daha ne yapacaksınız? Zaten kanunda da tutukluluk süresi iki sene. Bunu sonuna kadar kullandınız.
İslami Faaliyetleri Bitirme Projesi: Kıymetli kardeşlerim belki ilk hedefte olan ben oldum ama mesele sadece ben değilim. Esas hedef: Bütün İslami faaliyetlerdir. Hatırlarsanız, 5 sene evvel konferanslarımız iptal olmaya başladığı zaman söylemiştim. Ortada büyük bir proje var. Bu proje yalnızca FETÖ, Furkan meselesi değil. Bu projeyle İslami faaliyetlerin hepsinin kırpılması, azaltılması, frenlenmesi planlanmış.
3-4 yıldır söylüyorum: “İslam’a hizmet eden herkes konuşsun.” “Konuşursak bizi de bitirirler” diye korkanlar susa susa bitecekler. Hâlâ susmaya devam ediyorlar. Bu susanlar, bizim gerçekten suç örgütü olduğumuzu mu düşünüyorlar? Benim hayatım meydanda, sizler de meydandasınız, yaptıklarınız da meydanda...
Bizi Lekelemek İstediler: 45 sanıktan bir tanesinin en ufak bir sabıkası yok. Mafya böyle mi olur? Bir hocayı nasıl lekelerseniz insanlar etrafından dağılır? Ya namus meselesi ya para pul meselesiyle. Bu yüzden bana bu kumpası hazırladılar. Fakat Allah Azze ve Celle’yi hesaba katmadılar. Sizin bağlılığınızı, gayretinizi, cesaretinizi hesaba katmadılar. “Hocalarını içeri alırsak bunlar darmadağın olur giderler” diye düşündüler. Öyle olmadığını gösterdiğiniz için hepinizden Allah razı olsun.
“Ceza amelin cinsindendir” diye bir söz var. Biraz da kaide gibidir. Bir insana nasıl bir kötülük yaparsanız aynı cinsten sizin başınıza gelir. Hatta bu aslında bazen iyi şeyler için de kullanılır. İyi veya kötü bir şey yaparsanız karşılığını oradan görürsünüz. Kötü planlar yaparsanız Allah planlarınızı ters yüz eder. Maksadınızın aksi gerçekleşir. Maksatları bizi lekelemekti. Allah’a şükürler olsun ki biz lekelenmedik; kendilerini lekelemiş oldular.
Mücadelenizde Haddi Aşmadınız: Bu kumpası hazırlayanlar aslında bin defa pişman olmuşlardır. Çünkü kendilerini rezil ettiler. Ortada hiçbir suç yok. Bizim temizliğimiz bunları rahatsız ediyor. Suç işlememizi istiyorlar. Bu yönden de sizlere teşekkür etmek istiyorum. Mücadele ettiniz ama saldırganlık yapmadınız. Mücadele ettiniz, tavrınızı gösterdiniz, cesur davrandınız, dik durdunuz ama haddi aşmadınız. Onlara koz vermediniz. Bu da Öncü Neslin ahlakıdır ve bunu ispat etmiş oldunuz. Birisi sizi tahrik ederse bunları hatırlayın. Bizi tahrik etmek istiyorlar. Niyetleri bozuk ve planları var. “Bu tuzağa düşmeyelim” demelisiniz. Kıymetli kardeşlerim bu sözümü de unutmayın: Bu, burada bitmez. Başka kumpaslar hazırlayabilirler, dikkatli olmalıyız.1
TAHLİYE EDİLEN ALPARSLAN KUYTUL HOCAEFENDİ ŞEHRE ALINMADI!
5 ARALIK 2019- ANKARA/OTOBAN
Ankara’ya Vize ile Mi Gireceğim? Kanunu çiğniyorlar. Hangi hakla beni Ankara’ya girdirmiyorlar! Ankara yabancı devlet mi, pasaport mu çıkartacağım? Kendi topraklarımda, kendi vatanımda Ankara’ya vize ile mi gereceğim? İşte ülkenin geldiği nokta… “Tamam çık fakat biz yine varız. Bizi hesaba kat” diyorlar. Sizinle bilek güreşi yapacak değilim, öyle bir kuvvetim de yok. Siz devletsiniz. Fakat haksızlık yapmayın. Hakkımızı vermiyorlar, “Hakkınız kanunun izin verdiği kadar değil, bizim izin verdiğimiz kadardır” diyorlar. Biz de: “Hayır, kanuni haklarımız ne ise biz onları kullanmak istiyoruz” diyoruz. “Hakimiyet milletin” diyorlar; ama hakimiyeti Allah’a vermeyenler millete verir mi? Milletin meclisinde çıkarılan kanuna uymuyorlar, “Benim dediğim olur” diyorlar. Aslında, “Hakimiyet milletin değil” demek istiyorlar. Buna şaşırmıyorum çünkü Allah’a bile hakimiyeti vermeyenler, “Millet kim oluyor?” diye düşünmez mi?
Allah’tan bu olaylar on beş sene evvel olmamış. On beş sene evvel bir tek medya vardı, sosyal medya yoktu. Şimdi tüm medya ellerinde. Neyse ki sosyal medya ellerinde değil. Onların da bir sürü kendi faaliyetleri var tabi ama başkaları da hiç olmazsa kendi kendine yazıp çizebiliyor. Bir vatandaş tek başına bile canlı yayın yapabiliyor. Böyle bir dünyada artık Ortadoğu ülkesi kafası yürümez. Burası Suriye mi? Ürdün mü? Arabistan mı? Saddam Hüseyin’in Irak’ı mı? Kaddafi’nin Libya’sı mı? Hangi çağda yaşıyorsun? Onlar bile zulümlerini sosyal medya, internet yokken yapabildiler. Sosyal medya çıkınca hepsi devrildi. Bu zaman öyle bir zaman değil ama sürekli bir baskı var.
Maalesef Müslümanlar bu imtihanı kaybettiler. Solcular bize daha çok destek verdiler sağ olsunlar tabi hükümete olan düşmanlıkları da buna vesile olmuştur. Bizim Müslümanlarımıza yazıklar olsun... Hangi cemaatten olursa olsun Müslümanım diyen hatta cemaatten olmasın kendini Müslüman kabul eden her insanın bu zulümlere tepki göstermesi lazım. Başımız belaya girer düşüncesiyle tepki göstermiyorlar. Senin başın belaya girsin benim başım belaya girsin de dinimizin başı belaya girmesin. Bu topraklarda diktatörlük de dinsizlik de olmasın. Bunun için başınızı belaya sokmayacaksınız da ne için sokacaksınız? Bundan daha değerli bir dava mı var? Ekmek davası için başınızı belaya sokuyorsunuz, akşama kadar çalışıyorsunuz. Allah için olunca, mücadele etmiyorsunuz, yazık...
Mızrak Çuvala Sığmıyor: Bu mızrak çuvala sığmıyor. Bunu kabul etmek istemiyorlar. Ağzını kapatmaya çalışsalar da mızrağın ucu görünüyor. Televizyonları, düğün salonlarını tehdit ettiler. Bütün konferansları valilik kararıyla iptal ettiler ama olmadı. En son, “Hapse atalım bunu” dediler, yine olmadı. Şimdi onlara hak veren yok. Esasında yapmaya çalıştıkları şey güya sesimizi kısmaktı. Hâlbuki belli bir noktadan sonra hiçbir görüş sonuna kadar susturulamıyor. Bu tek bizim için değil bütün dünyada böyle. Arkamızda Allah olduktan sonra karşımızda kimin olduğunun önemi yok. Çünkü Allah’tan güçlüsü yok.2
ÖNCÜ NESİL HOCASINI KARŞILADI
6 ARALIK 2019-ADANA/PELİT DİNLENME TESİSLERİ
Hiçbir Şey Kaybetmedik: Bu süreçte çok şeyler yaşadık, öğrendik. Ben, hiçbir şey kaybettiğimizi sanmıyorum. Vakıflar kapatıldı, tekrar açılır önemli değil. Diğer taraftan kazandıklarımız vakıf binasından çok daha önemli. Ben de dahil bunu hiç kimse öğretemezdi. Bu ders vermekle, konuşmakla olacak bir şey değil. Allah bize bunu öğrenmeyi nasip etti. Bunun karşılığında da 3-5 vakıf binamız kapandı, önemli olan cemaat kapanmadı. Onlar bunu bekliyordu. Sizlerle gurur duyuyorum. Allah razı olsun…
6 ARALIK 2019-ADANA/MOLA DİNLENME TESİSLERİ
Kıymetli kardeşlerim benimle ilgili çok güzel şeyler söylediniz Allah razı olsun. Ancak şunu bilin: Kim ne derse desin, kim beni nerelere çıkartırsa çıkartsın ben kendimin bir hiç olduğunu bilen bir insanım. Hiç kimsenin övgüsü benim hiç olduğumu bana unutturmaz. Çünkü biz alaktan yaratılmışız. Çamurdan meydana gelen yiyecekleri anne babamız yedi, babamızın vücudunda sperme dönüştü, annemizin vücudunda yumurtaya dönüştü. Bu ikisinin birleşimiyle alak yani embriyo meydana geldi. Bunun neticesinde bizler dünyaya geldik, mayamız çamurdur.
Güç Zehirlenmesi: İnsan çamurdan yaratıldığını unuttuğu zaman azgınlaşır. İlmi ve manevi bir eğitim almamış olanlar ne zengin olsunlar ne makam sahibi. Aksi halde imtihanı kaybederler. Güç, bir imtihandır çok az insan bu imtihanı kazanır. Elinde güç olacak ve zalimleşmeyeceksin. Büyük malın mülkün olacak ve dünyaya dalmayacaksın. İnsanları ezmeyeceksin, zulmetmeyeceksin. Bu çok zor. O yüzden insanların %90’ı için ne mal hayırlı ne makam. Mal ve makam, ilmi ve manevi eğitim almış olan insanlar için hayırlıdır. Gerçekten bu eğitimi aldılarsa ve bunu özümsedilerse, Allah onlara hakiki imanı nasip ettiyse mala ve makama rağmen kimseye zulmetmezler. Aksi halde güç eline geçtiği zaman insan zehirlenir. Güç zehirlenmesi gerçekleşir ve insanlara zulmetmeye başlar. Sen de Allah’ın bir kulusun. Allah sana bu gücü kuvveti imtihan için verdi. Kimini fakir olarak yarattı kimini zengin olarak kimini mevki makam sahibi olarak kimini normal bir vatandaş olarak. Hepsi imtihanda… Kendini kaybetme. Güç ve kuvvet sahibi olduğu hâlde insanlara zulmetmeyen adam, adam gibi adamdır. Bir insanın adam gibi adam olup olmadığı güç ve kuvvet eline geçtiği zaman ya da mal mülk eline geçtiği zaman ortaya çıkar. İşte o zaman kişiliği ortaya çıkar.
Adaletin olduğu ülkede önce suçun delilleri olur sonra kişiye savunma hakkı verilir ve suçluysa tutuklanır. Adaletin olmadığı ülkede kişi önce tutuklanır sonra suç icat edilir, bir sene sonra mahkemeye çıkartılır ve kendini savunabilirsin, denir. 6 ay sonra bir suç icat edilir ve bir sene sonra mahkemeye çıkartılır ve kendini savunabilirsin, denir.
Adalet Olmazsa Çökersiniz: Kâinat adalet üzerine dönüyor, adalet üzerine duruyor. En ufak bir denge bozulsa kâinat birbirine girer. Şu uçsuz bucaksız kâinat ADALETLE, intizamla, nizamla ayakta duruyor. O yüzden adalet mülkün temelidir, denilmiş. Eğer devletin temeli adalet olmazsa çökersiniz. Adaletin olduğu ülkede savcılar suçu ispat eder. Adaletin olmadığı ülkede sanıklar suçsuzluğunu ispat eder.
Bunu yapanlar mutlu mu oldular? 11 ay daha seni yatırdık diyorlar belki... Evet 11 ay daha beni Rabbimle baş başa bıraktınız. 11 ay daha gece gündüz okudum, yazdım, düşündüm, Allah’ı zikrettim, tefekkür ettim. İnşallah benim sevabım onların da günahı arttı.
Operasyonun Gerçek Sebebi
1. Tevhidi anlatan cemaat olmamız ve yaptığımız İslami faaliyetler, Allah’ın dünyasında Allah’ın dediği olmalı dememiz ve İslam Medeniyetini istiyor olmamız bize bu operasyonların yapılmasının birinci sebebidir.
2. İkinci olarak dosyada da geçen “Hükümeti eleştiriyorlar” kısmıdır. Benim kanaatim, hükümet kendisini eleştirmemizden rahatsızdır ama ben düşmanları değilim. Allah rızası için konuşan bir insanım. Ben görüşümü söyledim ve maalesef bütün dediklerimde de haklı çıktım. 2003 yılından beri Irak politikasını, 2011’den beri Suriye politikasını eleştirdim. Rus uçağının düşürülmesini de eleştirdim. Bunların hepsinde de haklı çıktım. Irak ne hâlde Suriye ne hâlde… Rus uçağından dolayı da gittik özür diledik. Bu siyasi analizleri Allah rızası için memleketimi, milletimi sevdiğim için yaptım. Fakat bundan hoşlanmamış olabilirler.
Devletin içine sızmış, bütün İslami faaliyetleri hedef almış din düşmanı bir ekip var. Hükümetin bunları tespit etmesi icap eder. Hedefleri yalnızca FETÖ, yalnız biz değiliz. Tüm cemaatler de değil, cemaat olsun olmasın bütün İslami faaliyetleri hedef almışlar.
Müslümanlara ve Hükümete Sesleniyorum: Ben buradan bütün Müslümanlara ve hatta hükümete de sesleniyorum. Bu ekibe karşı mücadele edilmesi gerekmektedir. Bunlar birtakım bahaneler ile bir proje yürütüyorlar. Bütün İslami faaliyetleri bitirmeye çalışıyorlar. Türkiye’yi tekrar 1930’lu, 40’lı yıllara döndürmek istiyorlar. Aslında eski ifadeyle bunlar paralel devlet. Bunların planlarını bozmak için: Kendini Müslüman olarak tanımlayan, cemaat ehli veya değil, Müslümanım diyen herkes bu faaliyetlere karşı dikkatli olmak zorunda. Ben çıktım belki ama şu anda içeride binlerce masum insan var. 30 yıldır söylüyorum. Bütün darbelere karşıyız çünkü, darbe hakkın gasp edilmesidir.
Sizlerle gurur duydum. Bolu’ya kadar geldiniz, cezaevinin önünde sloganlar attınız. Sesinizi duymak için kulağımı pencereye dayıyordum. Bir sürü olaylarla karşılaştınız; mahkemelik oldunuz, para cezaları yazıldı, geri adım atmadınız çünkü suç işlemediniz. Bundan dolayı da hepinize ayrıca teşekkür ediyorum.3
ALPARSLAN KUYTUL HOCAEFENDİ EVİNİN ÖNÜNDE TALEBELERİ VE SEVENLERİNE SESLENDİ
6 ARALIK 2019-ADANA/REŞATBEY
Kıymetli kardeşlerim öncelikle desteklerinizden dolayı teşekkür ediyorum.
Yaklaşık 2 senedir:
• Bu zulmü protesto ettiniz.
• Özgürlük atkılarıyla yürüyüşler yaptınız.
• Hakkınızı kullandınız. Kanunsuz bir şey yapmadınız. Saldırganlık yapmadınız ama hakkınızın da peşine düştünüz. Olması gerekeni yaptınız.
Kimseye bir zarar vermeden sadece hakkımızı aradık. Şu son yüzyıldır bu şekilde bir mücadele hemen hemen görülmüş değil. Dolayısıyla bu mücadeleniz tarihe geçti.
İnsanlar insan olduğunu unutmamalı. Bütün mesele bununla alakalı. İnsan çamurdan yaratıldığını unuttuğu zaman güç ve kuvvet de eline geçtiyse başkalarını ezer. “Ben de bu insanlar gibi Allah’ın kuluyum ve Allah’a itaat etmek zorundayım” demesi gerekirken güç ve kuvvet eline geçtiği zaman benim dediğim olsun demeye başlar. Bu, yetkili, güçlü, zengin makam sahibi her insanın imtihanıdır. Bu imtihanı tarih boyunca kazanan zengin, yetkili, makam sahibi insanlar hep az olmuştur.
İnsanların Susturulduğu Bir Dönem: Haksız yere tutuklamaların yapıldığı insanların susturulduğu bir dönem yaşıyoruz. Adeta kimsenin konuşmasını istemiyorlar. Türkiye’de herkes susacak bir iki kişi konuşacak. Memleket 80 milyon, bu ülke bir iki kişiden ibaret midir? Bir taraftan demokrasi diyeceksiniz bir taraftan da herkesi susturacaksınız. Bu ne demek? Her insanın görüşünü söyleme hakkı var. Kişi terörü, kötülükleri, gayri meşru işleri övmediği ve ona özendirmediği müddetçe, onların yaptığı yanlışları meşru göstermediği müddetçe konuşmasında hürdür. Benim konuşmalarımda siz bugüne kadar hiç terörü öven bir cümle duydunuz mu? Bunu herkes biliyor dolayısıyla da kimseyi inandıramadılar. Her neyse olan oldu. Bundan sonrasında yeni bir sayfa açılması lazım. Artık zulmün ve gerginliğin bittiği bir dönem…
Ankara Gölbaşı’nda tesisin içinde sesimi duyurabilmem için arkadaşlar bir mikrofon verdiler. Bunun üzerine şalteri kapattılar. Lambalar da mikrofon da kapandı. Siz benden ne istiyorsunuz, sizin babanızı mı öldürdüm? Ben ömrüm boyunca hayırlı hizmetler yaptım, ilimle uğraştım bu kadar insana İslam’ı öğrettim. Bu insanlar bu kadar haksızlıklar yapıldığı halde suçtan uzak duruyorlar. Basın açıklaması hakkımızdır, atkıyla yürümek hakkımızdır fakat müdahale edildi; mahkemeler açıldı, para cezaları kesildi… Bu kadar haksızlık yapıldığı halde hiçbir kardeşimiz en ufak bir taşkınlık yapmış değil. Böyle bir topluluğa bu kötülüğü neden yaparsınız?
Bütün mesele şu: Biz İslam’ı, Tevhidi anlatıyoruz. Allah’ın dünyasında Allah’ın dediği olmalı diyoruz. Kimlerin dediği oluyorsa onlar bundan rahatsız oluyor. Çünkü Allah’ın dediği olursa artık onların dediği olmayacak, saltanatları bitecek.
Çağrımız:
• Biz, kendi medeniyetimize dönelim diyoruz.
• Allah’ın dediği olsun: Güçlü bir toplum meydana gelsin.
• Allah’ın dediği olsun: Şahsiyetli insanlar, güzel bir aile meydana gelsin.
• Allah’ın dediği olsun: Adaletli, güçlü bir devlet meydana gelsin, diyoruz.
• Bunların neyinden rahatsız oluyorlar? Kim bundan rahatsız olur? Millet bundan rahatsız olmaz çünkü milletin dediği olmuyor. Kimlerin dediği oluyorsa onlar rahatsız oluyor. “Hakimiyet milletin” diyorlar, Hakimiyeti Allah’a bile vermeyenler millete verirler mi?
Hatırlarsınız geçen sene ilk tahliyemde (25 Ocak 2019) çok gergin bir ortam olmuştu. Bu sefer emniyet zorluk çıkartmadı. Kendilerine teşekkür ediyorum.
Biz Vatanına Milletine Faydalı İnsanlarız: Otobandaki tesiste kısa bir program yaptık. Kimseye bir zarar vermedik. Burada sizlere teşekkür konuşması yapıyorum yine kimseye bir zarar verdiğimiz yok. Biz bu kadar konferans yaptık en ufak bir olay yaşandı mı? Biz vatanına milletine faydalı insanlarız. Hapishaneye binlerce mektup geldi. Cezaevi, benim mektuplarımı bana göndermekten usandı. Suç örgütü olsak dünyanın her tarafından bu kadar mektup gelir miydi? Suç örgütü olsam siz beni böyle destekler miydiniz? Benim hayatım belli, ailem meydanda. Çocukluğumdan beri İslami ilimlerle, İslami hizmetlerle meşgul oldum. Bunu ört bas etmeye çalıştılar, lekelersek belki insanlar dağılır dediler. Lekeleyemediler kendileri lekelendiler.
Kıymetli kardeşlerim şimdiye kadar meşru yollarla mücadele ettik. Bundan sonra da mücadeleye devam edeceğiz.4
1. https://youtu.be/E-TGzGzZHRs
2. https://youtu.be/mC1EaT2py8w
3. https://youtu.be/FK0_dMmhdh4
4. https://youtu.be/tfjfE1Pl7XU