Alparslan Kuytul Hocaefendi ve 9 Furkan Hareketi mensubu, önceki sayılarımızda detaylarıyla bahsettiğimiz sebeplerle aylardır haksız bir şekilde tutuklu bulunmaktadır. Kumpas olduğu anlaşılan olay ile ilgili, yaklaşık 13 ay boyunca iddianame hazırlanmadı. Daha sonra hazırlanan iddianame ile Alparslan Kuytul Hocaefendi ve 9 Furkan Hareketi mensubu suç örgütü kurma, yönetme ve üye olma gibi asılsız suçlarla yargılanması istenmiştir. Hazırlanan iddianame, ülkemizde yargıya ve hukuka dair güveni bitirmekte ve insanların adalet arayışına dair olan endişelerini artırmaktadır. Hazırlanan iddianame ile yine anlaşılıyor ki, iddianame içerdiği asılsız ve mesnetsiz ifadelerle akıldan, vicdandan, hukuktan ve gerçeklikten uzak bir iftiranameye dönüşmüştür.
Hazırlanan iddianame ile alakalı açıklama yapan Alparslan Kuytul Hocaefendi: “İddianameye bakıldığı zaman yarısında 4. Ağır Ceza Mahkemesindeki iddiaların aynen tekrar edilmiş olduğu görülecektir. O konuların, 4. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen konular olduğu halde buraya da konulması hem işi büyütmek istediklerini hem de davanın asıl konusu ile ilgili ellerinde hiçbir somut delil olmadığını ve eski meseleleri gündeme getirerek bir algı oluşturulmak istendiği anlaşılmaktadır. İddianamede lehimize olan hiçbir delil alınmamış ve bu deliller örtbas edilmeye çalışılmıştır. İddianamenin 13 ay sonra teslim edilmesinin gerçek sebebi de aslında ellerinde hiçbir delilin olmamasıdır. Ellerinde delil olsaydı 2 ayda mahkemeye teslim eder, en ağır cezayı da verirlerdi. Ellerinde delil olmadığı için iddianameyi teslim etmeyerek yargısız infaz yaptılar ve arkadaşlarımızın 13 ay boyunca tutuklu kalmasını sağladılar. Savcı, ‘elimizde çok delil var’ diyordu. İddianamede bildiklerimizin dışında bir delil olmadığını gördük. Onların da zaten delil hükmünde şeyler olmadığını hukuk bilen herkes anlar. Dava adli bir olay gibi görünse de aslında siyasi tarafı ağırlıklıdır ve tutuklamalar tamamen siyasidir. Bu iddia ve delillerle bizim yerimize başkaları olsaydı kesinlikle tutuklanmazdı. Ama siyasetin ve siyah gözlüklülerin müdahalesi ile bu zulümler yapıldı. Zaten ülkemizde siyasetçilerin ve siyah gözlüklülerin 8-9 yıldan beri bizimle uğraştıklarını bilmeyen kimsenin kaldığını zannetmiyorum” dedi.
Söz konusu iddianameyle alakalı Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin Avukatı Bilal İpek ise şu şekilde bir açıklamada bulundu: “Yaklaşık 13 aydır hazırlanmayan, Alparslan Hoca ve tutuklu bulunan 9 Furkan Gönüllüsünün iddianamesi hazırlanmıştır. Tutuklu bulunan Alparslan Hoca ve diğer gönüllüler suç örgütü kurma, yönetme, üye olma, yağma gibi suçlardan yargılanacaklar. Daha önce 2018'de büyük(!) bir operasyonla (şovla) yine aynı şeyi yapmaya çalıştılar. Furkan Gönüllülerinden bir suç örgütü veya terör örgütü çıkarmaya çalıştılar. Savcı beyi de tebrik etmek lazım… Bir iddianamede ne kadar alakasız ve saçma şeylerden bahsedilir, onun sınırını göstermiş oldu bizlere.”
Yine söz konusu iddianameyle alakalı Av. Yusuf Işık şu şekilde açıklamalarda bulundu: “Bu konuyla alakalı ellerinde herhangi bir delil olmadığından dolayı yaklaşık 13 aydır iddianame sürecini uzattılar. 13 ay boyunca Alparslan Hoca’ya ulaşmak ve bir suç örgütü meydana getirebilmek adına çok çalışmalar yürüttüler. Biz bunu dosya kapsamında da geldiğimiz süreçte ve ortaya konulan tepkilerde de gördük. Alparslan Hoca’ya direkt olarak gidebilecekleri bir delil olmayınca iddianameyi iki aşamadan oluşturdular:
Birinci aşamada 4. ACM’de hali hazırda devam eden 30 Ocak Operasyonu dosyasından alıntılar mevcuttur. İddianameye bakıldığı zaman savcının izlemiş olduğu yol, 30 Ocak Operasyonundan kopyala yapıştır mantığıyla bir suç örgütü unsuru oluşturmak ve hiyerarşik yapıyı kurmaya çalışmak olmuştur. İkinci aşamada ise bir suç örgütü tanımı yaparak var olan ve işlenen olayın suç örgütü kapsamı altında yapıldığını iddia edip, ortaya koymak olmuştur. İddianameye baktığımız zaman savcının çelişkiye düştüğü noktalar vardır. Ama ciddi anlamda profesyonelce hazırlanmış bir kumpas görüyoruz; her ayrıntısı düşünülmüş, birçok kol çalışmış ve 13 ayın sonunda bir iddianame çıkarılmaya çalışmıştır. Yine de zorlama bir iddianame olduğu çok açıktır. Şunu çok net bir şekilde ifade etmeliyim ki suç örgütü suçlamasından hiçbir şey çıkaramayacaklarını çok net bir şekilde düşünüyoruz. Çünkü zaten dosyada direkt olarak Alparslan Hoca hakkında hiyerarşik bir bağ oluşturup oradan suç örgütüne gidebilmeleri mümkün olmadığı için 4. ACM’den bir alıntı yapmaktadırlar. Çünkü eğer ki bu husus gündeme getirilmezse Alparslan Hoca’ya takipsizlik vermek zorunda kalacaklardır. Şu anda Alparslan Hoca’nın azmettiriciliği noktasında hiçbir delil yok ancak kendisini cezaevine attılar, bunu medyaya servis ettiler ve büyük bir olay varmış gibi anlatmaya başladılar. Dolayısıyla bunun karşılığında Alparslan Hoca’ya verilecek olan bir takipsizlik kendilerini çok gülünç bir konuma düşürürdü. Bu nedenle de zorlama bir iddianame ortaya koyarak sanki bir suç örgütü ve hiyerarşik bir yapı varmış gibi ele almak zorunda kaldılar” dedi.
Hazırlanan iddianamenin ardından duruşma tarihi 13 Ocak 2023 olarak belirlenmiştir. Furkan Nesli Dergisi olarak ilki gerçekleşecek olan duruşmanın seyrinin siyasetle değil adaletle devam etmesini temenni ediyoruz. 13 Ocak’ta adalet yerini bulmalı, Alparslan Kuytul Hocaefendi ve 9 kişi serbest kalmalıdır. Tarihin utanç sayfalarında yer alacak bu iddianame ve haksız tutukluluk süreci bir an önce bitmelidir. Hukuk siyasete kurban edilmemelidir. Adalet gelmeli, zulüm son bulmalıdır. Akıl ve vicdandan uzak köhne zihniyete son verilmelidir.