Türkiye, hukukun rafa kaldırıldığı ve adaletin göz ardı edildiği bir dönemden geçerken İslami faaliyetlere baskı da devam ediyor.
POLİS ŞİDDETİNİN KAMERA GÖRÜNTÜLERİ ORTAYA ÇIKTI
21 Mayıs 2020’de pandemi kurallarına uygun bir şekilde teravih namazı kılmak isteyen 5-10 Furkan Gönüllüsüne Adana Emniyeti çok sert müdahalede bulunmuştu. Darp edilerek gözaltına alınan Furkan Gönüllülerinin darp raporları olduğu hâlde açtıkları mahkeme reddedilirken, elinin incindiğini söyleyen polislerin açtığı dava kabul edildi. Polislerin şikâyeti üzerine 46 kişinin arasından 5 kişiye açılan davanın ilk duruşması görüldü. Mahkemeye polisler tarafından delil olarak sunulan görüntüler, polisin Furkan Gönüllülerine karşı yaptığı şiddeti tescilledi. Böylelikle Allah Azze ve Celle, yapılan zulmü kendi elleriyle ortaya çıkardı.
Şiddet görüntülerinin sosyal medyada yayılmasının ardından tekrar gündeme gelen bu konu hakkında: “Savcılar, polisin savcısı olduğu müddetçe böyle zulümler devam eder” diyen Alparslan Kuytul Hocaefendi: “Ben o güne ait videoları izlediğim zaman şunu anlıyorum: Oraya gönderilen polislere -tüm Emniyeti kastetmiyorum- ‘Kesinlikle vuracaksınız’ denilmiş. Bu talimatı ancak din düşmanı bir amir vermiş olabilir” dedi. Davasının; İslam’ın güçlenmesi, Tevhidin duyulması, ibadetlerin toplumda yerleşmesi olduğunu dile getirerek o gece yaşananların asıl sebeplerinden ve din düşmanı komitenin hedeflerinden de bahsetti. Mahkemenin takipsizlik kararı vermesi üzerine ise şunları söyledi: “9 kişinin adli tıp raporu var, video görüntüleri var, küfür sesleri var. Savcı bizim şikâyetimizi dikkate almayıp takipsizlik kararı verdi. Polisler: ‘Bize küfrettiler’ diyorlar. Bu yalandan başka bir şey değil. 30 GB’lık görüntü, ses kaydı var içinde bir tane bile arkadaşlarımızın küfrettiği, darp ettiği görüntü yok. Tüm bunlar ülkenin hukuk devleti değil, polis devleti olduğunu gösteriyor.”
SKANDAL MAHKEME SKANDALLARLA DEVAM EDİYOR
Başkasına ait bir konuşmadan dolayı Alparslan Kuytul Hocaefendi’ye açılan dava aylardır devam ediyor. Alparslan Hoca’nın internette dolaşan birçok video ve ses kaydı olmasına rağmen mahkemenin istediği ses kaydı örneği Ankara’ya gönderildi ancak Ankara’nın incelemeyi yapamayacağını bildirmesi üzerine ses kaydı İstanbul’a gönderildi. İstanbul’dan gelen rapor ise mahkemenin sonuçlanması için yeterli olmadı. Raporda Alparslan Hoca’nın fiziki olarak birçok yönden konuşmadaki kişiye benzemediği açıkça yazmasına rağmen yine de tekrar örnek alınmasının gerekli olduğu ifade edildi. Mahkeme tekrar Adana’da ses kaydı örneğinin alınmasına; eğer Adana’da mümkün değilse İstanbul’a giderek orada ses kaydı örneği vermesine karar verdi. İlk önce Adana Kriminal Polis Laboratuvarı’na gönderilen dosya, “Burada ses kaydı alınmamaktadır” denmesi üzerine Adana Adli Tıp’a gönderildi. Adana Adli Tıp ise “Grup Başkanlığımızda ses kaydı örneği alınamadığı” açıklamasını yayınladı. Bu konu hakkında daha önceden: “Dosyadaki videoya bakıldığı zaman konuşan kişi ile benim farkım çok rahat anlaşılıyor. Bilirkişi raporunda da görüntülerin farklı olduğu yazıyor. İstihbarat, Emniyet, Savcı, Hâkim ve Adli Tıp videoda konuşan kişinin ben olmadığımı ve konuşanın kim olduğunu biliyor. Buna rağmen bana bu zulmü yapmaya devam ediyorlar” diyen Alparslan Kuytul Hocaefendi, Ankara ve İstanbul Adli Tıp’ın ardından Adana Adli Tıp’ın da rezil olduğunu ifade etti. Bu olayla muhbirlik yapmaya zorlandığını ama kendisinin asla bunu yapmayacağını dile getiren Alparslan Kuytul Hocaefendi, bir suikast olursa bunu Türk Derin Devletinin gerçekleştireceğini, bu suikastı da DEAŞ’in üzerine atmak istediklerini söyleyerek yapılan planın farklı boyutlarının olduğunu dile getirdi.
28 ŞUBAT HATIRLATILMAYA ÇALIŞILIYOR
Öncü Nesil Derneği Ankara Sincan Temsilciliği, Sincan İlçe Emniyeti tarafından 5253 Sayılı Dernekler Kanunun 26. Maddesine muhalefet etmesi gerekçe gösterilerek kapatıldı. “Öncü Nesil Derneği Sincan Temsilciliğinin mühürlenmesi ve binada sohbet eden 8 kişiye ceza yazılması kararını şiddetle kınıyorum! Bu olay, her zaman yaptıkları gibi basit bir gerekçe bulup İslami hizmetleri engellemeye çalışan İslam düşmanlarının yine düğmeye bastıklarını göstermektedir” diyen Alparslan Kuytul Hocaefendi, 2015 yılında, aynı gerekçe ile Sincan’da bulunan Furkan Derneğinin temsilcilik binasının mühürlendiğini de hatırlatarak, “Gerekçe gösterilen madde, ‘lokal açılmasının ve içki tüketiminin izne bağlı olduğunu’ ifade eden maddedir. Mühürlenen bina ise lokal değil Öncü Nesil Derneğinin temsilciliğidir. İçki tüketimi yapılan bir yer değil Kur’an okunan bir yerdir. Bu durumu bilmelerine rağmen ‘lokal ve içki’ ile ilgili maddeye dayanarak temsilcilik binasını mühürlemeleri büyük bir iftira ve zulümdür. Yapılan bu yanlıştan bir an önce dönülmelidir. Öncü Nesil Temsilciliği derhal açılmalıdır” dedi.
TETİKÇİ MEDYAYA CEZA
Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin çeşitli iftira ve hakaretlere maruz kalması sebebiyle yandaş medyadan olan Takvim Gazetesi hakkında açtığı hakaret davasının 6. duruşması görüldü. Adana 15’inci Asliye Ceza Mahkemesinde görülen davada sanık, Takvim Gazetesi Yazı İşleri Müdürü ve İnternet Sorumlusu Şefik Çalık’a, yaptığı hakaretlerden dolayı 3 ay, bunu bir gazete ile yaptığından dolayı 3,5 ay; toplamda 6,5 ay hapis cezası verildi ancak sonra iyi hâlden 2 ay 27 güne indirildi. Şefik Çalık’a iyi hâl uygulanmasını eleştiren Alparslan Kuytul Hocaefendi, arkası kuvvetli insanlara ceza verilse bile en düşük cezanın verildiğini belirterek cezanın yatarı olmasa bile yine de biraz rahatlatıcı bir gelişme olduğunu söyledi.