(Malî olarak) gücü yeten, uygun vakti olan ve akıl- baliğ olmuş olarak mükellef her müslümana farz olan hac ibadeti vesilesiyle kişi, bu dinin başladığı ilk merkezi ziyaret eder. Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in yürüdüğü yollardan yürür, çektiği sıkıntıları tefekkür eder, elini koyduğu Haceru’l Esved’e el sürerek bey’at eder, Allah Rasulü ve ashabına yapılan zulümleri hatırlayarak şirk ve şirk düzenlerinden yeniden nefret eder. Şeytanı ve şeytanî sistemleri taşlayarak ve ümmetle tek yürek, tek vücut olur.
Bunun yanı sıra hac ve diğer ibadetlerin bir maksadı da insanı bir şekle büründürmek, Allah Azze ve Celle’nin seveceği bir modele girdirmektir. Bu sebeple ibadetlerin kendilerine has şekilleri vardır. Şartları ve yasakları ile sınırları çizilmiş ve bunların dışına çıkılmak sureti ile şeklinin bozulmasına izin verilmemiştir. Çünkü her bir rükun bir maksada mebnidir.
Hac ibadeti incelendiğinde onda, Allah Azze ve Celle’nin görmek istediği ümmet modelini görmemiz mümkündür. Kalpleri ve fiilleri aynı hedefe dönmüş, başkanı, işçisi, fakiri, zengini, kadını, erkeği hiç birisi kendini farklı veya üstün görmeyerek hepsi kul makamında, sadece Allah Azze ve Celle’nin önünde eğilerek diğer bütün otoriteleri reddediyorlar. Beraberce şeytana ve şeytanın uşaklarına savaş açmışlar. Ve her gün defalarca Rableriyle bey’atlaşıyorlar. Ölümüne kadar yolundan ayrılmayıp düşmanları ile savaşacaklarına söz veriyorlar. Allah Azze ve Celle’nin emirlerine karşı son derece hassas ve bağlı, O’ndan gayrı her şeyden yüz çevirmiş olarak, O’nun rahmetini dünyadan ve içindeki her şeyden daha çok istiyorlar. Ve o rahmete ulaşabilmek için mübahlardan bile yüz çevirmişler. O Allah Azze ve Celle ile hemhâl olabilmek için secde ederken, dua ederken, gözyaşı dökerken kimseden çekinmeyecek bir ihlâsa ermişler ve ümmet olmuş daima hareket halinde sel gibi akmaktadırlar.
Bu haliyle her bir fert, Rabbiyle ve Müslümanlarla tam bir bütünlük arz eder. Ve topluca gerçekleştirilen bu ibadetin her bir parçası bu muhteşem görüntüyü tamamlıyor.
Allah’ım! Haccımı makbul haclardan, Senin yolundaki gayretlerimi şükre değer gayretlerden, günahlarımı affedilmiş günahlardan, işlerimi kabul gören iyi işlerden ve ticaretimi daimi kazançlı ticaretlerden eyle. Sen büyüksün, mağfiret sahibisin.
Allah’ım! Sen kullarını evine davet ettin. Rahmetini ve rızanı isteyerek Sana geldim. Buraya gelmemi bana Sen bahşettin. Günahlarımı affet. Muhakkak Senin her şeye gücün yeter.
Allah’ım! Sana ibadet için yönelinen şu Kâbe Senin Beytin’dir. Saygı gösterilmesini buyurduğun bu kutsal belde Harem’indir. Buradaki emniyet ve güven Senin sağladığın emniyettir. Burası cehennem ateşinden Sana sığınanların makamıdır. Cehenneme götürecek her türlü kötü amelden bizleri muhafaza eyle!