Şiir

KİME EMANET

Paylaş:

Hak Nebi’nin dilinde nifak sayılmış emanete ihanet,

Tohum toprağa, yavru yuvaya, yuva anaya emanet

Şak şak olmuş toprak suya,  su buluta emanet

Yusuf kuyuya, Mısır Yusuf’a emanet

Hak Nebi mağaraya, Medine Hak Nebi’ye emanet

İbrahim ateşe, İsmail bıçağa emanet

Ne bıçak ne ateş ne kuyu ne de mağara etmedi ihanet!

Asrın İbrahimleri sana emanet!

Arkadaş gel bir kor gibi yak sineni

Çünkü hepsi Allah’a emanet

İçine doğru derinleş, dibi görünmeyen bir kuyu ol

Sakla Yusufları koynunda, Yusuflar sana emanet

Mağarada yılan olma, güvercin gibi vefalı

Örümcek gibi tehlikelere perdedar ol

Mağara gibi al Muhammedîleri, al yedi genci

Al bütün bir gençliği!

Sümeyra Hak Nebi’yi evlatlarına emanet etti

Sakın ona bir şey olursa eve dönmeyin! dedi

Dönmeden emanete sahip çıkmayacaklarını anlayınca

Vazgeçtiler eve dönmekten

Evlerinden çıkmayanlar neyin emanetçisi acaba?

 

Bilecik istasyonunda yaşlı ana

Oğlunu cepheye uğurlarken

Oğlum! Babanı Dimetoka’da, dayını Şipka’da

Ağabeyini Çanakkale’de kaybettim

Sen benim son yongamsın

Sen de dönmezsen, ben Allah’a emanetim diyordu

Git! Sen de git, minareler ezansız

Camiler Kur’an’sız kalacaksa sen de git

Ezan, vatan, Kur’an kime emanet?

 

Cafer-i Tayyar şehit olmuştu

Hak Nebi geldi, yetimlerin başını okşadı ve ağladı

Baş okşayan kim, gözyaşı kime emanet!

Sütçü İmam, iki bacımızın yaşmağını aldılar diye

Maraş’ı kana buladı

Senin şuurun kime, yaşmak kime emanet?

 

Şair Hazreti Amine’ye

‘Ey Ebva’da yatan ölü!

 Bahçende açtı dünyanın en güzel gülü’ derken

Bahçe kime, gül kime emanet?

Bilaller, dem tutan bülbüller nerde?

Arkadaş! Gül de bülbül de bağ da bahçıvan da

Ateş içindeki İbrahimler, kuyudaki Yusuflar

Şu gerideki isimsiz kümbet

Şu ilerdeki ıssız mâbet

Unutma! Sakın unutma!

Hepsi sana emanet!

 

                                               Cemil CÜNEYD