Hedef

Kulluğumuz Allah’adır!

Paylaş:

Hamd Âlemlerin Rabbi, Müslümanların yegâne vekili, dayanağı, sonsuz kudret sahibi olan Rabbimize salat ve selam ise O’nun yüce nebisi, örneğimiz ve önderimiz Muhammed Mustafa Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in üzerine olsun.

Rabbimiz yüce kitabında: “Şüphesiz iman edip, salih ameller işleyenler var ya; işte onlar insanların en hayırlısıdır”1 buyurmaktadır.

İnsanın, Rabbine yönelmek ve hayırlı ameller yapmak için; nefsi, şeytanı ve çevresinin kıskacında sıkışmaktan kurtarıp harekete geçirecek etkenlere ihtiyacı vardır. İman etmiş ve bu doğrultuda yaşamak isteyenler, karşılarına çıkacak engelleri aşmak ve bu iç ve dış baskılardan kurtulmak için çareler aramak zorundadırlar. İmtihanda olduğumuz şu dünyada kulluğumuzun kime olduğunu göstermemiz gereken birçok sınavdan geçmek durumundayız. 

Şu imtihan meydanında başarılı olabilmek için Müslümanların bir arada yaşaması önemli bir etkendir. Birbirlerine hakkı ve sabrı tavsiye etmeleri, birbirlerinden güç bulmaları ve kendilerine zor gelen ibadet veya amelleri beraber yapmak suretiyle kolaylaştırmaları bir gerekliliktir.

İnsanı salih amellere teşvik edecek ve harekete geçirecek etkenlerden biri de hedef belirlemektir ki bir hedef doğrultusunda yaşamak kişiye yol haritası çizme ve istikamet üzere devam etme gücü verir.

İşte bu sebeple Furkan Hareketi mensupları olarak her yıl kendimize bir hedef belirleyerek yola çıkmaya gayret ediyoruz.  Bu şekilde hem ulaşmak istediğimiz bir hedefimiz oluyor hem de bu hedefe hep beraber yürümenin verdiği güçten istifade etmeye çalışıyoruz. Muhterem Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin öncülüğünde tayin ettiğimiz bu hedefler ile o sene; bir eksiğimizin üzerinde durmaya, bir alışkanlığı kazanmaya, unutulan bir sünneti ihya etmeye veya bir ihtiyacımızı karşılamaya dönük çalışmalar yapıyoruz. Mesela geçtiğimiz yıllarda adını “davet senesi” koymak suretiyle o sene her Müslümanın kazanması gereken bir özelliği ihya etmeye çalıştık; İslam Davetçisi olmak!

Ya da mesela “kardeşlik ve dayanışma senesi” demek suretiyle bu hedefe dönük projeler geliştirdik. Kardeş aile projesi gibi ihtiyaç sahibi ailelerle kardeş olarak kardeşliğimizin gerektirdiği sorumlulukları hatırlamaya hem duygularımızı ihya edip hem de aramızdaki bağı güçlendirmek suretiyle birliğimizi sağlamlaştırmaya gayret ettik.

Bu sene de yine bir eksiğimizi gidermeye dönük bir hedefle birlikteyiz. Hatırlamakla beraber kazanmamız gereken alışkanlıklarımız var. Kulluğumuzun bilincine varma, hayatımızın ibadet boyutunu hatırlama, önünde boyun bükülecek yegâne makamın Allah olduğunun bilincinde yaşama ve elimizden geldiğince “ibadetleri artırma”…

İşte Bu Sene: “İbadetleri Artırma Senesi”

Rabbimiz Teâlâ Müzzemmil Suresinde, “Rabbinin adını an ve bütün varlığınla yalnız O’na yönel”2 buyuruyor. 

Kur’an-ı Kerim hayatımızın yegâne maksadını bizlere defalarca hatırlatmaktadır. Allah-u Teâlâ Zariyat Suresinde, “Ben insanları ve cinleri yalnız bana kulluk etsinler diye yarattım”3 buyurur. Yine Taha Suresinde, “Şüphesiz ki ben Allah’ım. Ben’den başka hiçbir ilah yoktur. Bana ibadet et. Beni zikretmek için namaz kıl”4 buyurur.  Bunlar gibi birçok ayeti kerime bizlere vazifemizi öğretmekle birlikte ibadet edilecek tek makamın Allah Azze ve Celle olduğunu da vurgulamaktadır. Allah’a ibadet etmek yaratılış gayemiz olmakla beraber insanı kullara kulluk etmekten kurtarıp âlemlerin Rabbine kul olmasını sağlayarak şerefini yükselten bir durumdur. Her şeyi bilen her şeyin sahibi olan ve hikmetiyle hayatımıza yön veren Rabbimizin emrine uyduğumuzda bu dünyada mutlu olmanın ahirette ise kurtulmanın yolunu bulmuş oluruz.

Kulluğumuz Allah’adır!

Peygamber Efendimiz döneminde ve ashabında gördüğümüz önemli hallerden biri ibadetlerinin devamlı olmasıyla beraber çok ve ısrarlı olmasıydı. Bizzat Peygamber Efendimizin ayakları şişinceye kadar namaz kıldığı ve eşi Hz. Aişe’nin kendisine: “Kendini bu kadar yormasan Ya Rasulallah” demesine karşılık “Şükreden bir kul da mı olmayayım?” demesi meşhur bir rivayettir. Bugün bizim ibadet hayatımızdaki en büyük eksik belki de budur: Çok namaz kılmak, çok zikir çekmek, çok Kur’an okumak… İnsan bir işi ısrarlı ve çok yaptığında ona alışmaya ve ondan lezzet almaya başlar. Ama ara ara ve hızlı yapılan işlere alışmak ve ondan lezzet almaya başlamak mümkün değildir.

Efendimize baktığımızda onun hayatında ibadetin önemli bir yer teşkil ettiğini görebiliriz. İbadete günlük olarak özel ve uzun bir zaman dilimi ayırmayı ihmal etmediği rivayetlerde yer alır. Bazı aylarda normal zamana göre çokça oruç tuttuğu bazı gün ve gecelerde ise normal zamanlara göre çok daha fazla namaz kılıp ibadet ettiği bize ulaşan bilgiler arasındadır. Bu durum kendisinin de ifade buyurduğu gibi artık farz boyutundan çıkıp şükür makamına ulaşmanın neticesidir. Bu durum Rabbini tanıyıp, sevip ayrıca kendisine verilen nimetlerin son derece farkında olan bir kulun sadece görev icabı değil lezzet alarak kulluk etme makamına ulaşması demektir.

Yine altını çizerek vurgulamak isterim ki çok ve uzun uzun zaman ayrılmayan işin inceliklerine vakıf olmak ve ondan lezzet almak mümkün değildir. Hatta böyle durumlarda ısrarlı ve uzun uzun zaman verilen iş kişiye kolaylaşacak, zahmeti azalacak ve hatta bir melekeye dönüşecektir. İbadetler konusunda farkına varmamız gereken önemli nokta burasıdır. Sadece vazifemizi yerine getirmiş olmak için tabiri caizse yapılıp bir kenara bırakılan bir ibadeti kişinin devam ettirmek ve uzatmak istemesi ya da kişiye lezzet vermesi düşünülemez. Böyle olmayınca da ibadetin hikmeti de gerçekleşmiş olmaz.

İbadetin hikmetlerinden birisi de kişiye kulluk zevkini tattırıp hayatın her alanında kulluğumuzun Allah’a olduğunu hatırlatmasıdır. Şehit Seyyid Kutup Rahimehullah’ın dediği gibi: “Namazda Allah’ın birliğine şehadet için kalkan parmağım tağutun hükmünü onaylayacak tek bir harf dahi yazmayacaktır!”

Buna göre şöyle de diyebiliriz: Namazda sadece Allah’ın huzurunda eğilen, secdeye varan başım Allah’tan gayrısı önünde asla eğilmeyecektir!

Allah için daimi ve özel zaman ayrılarak yapılan ibadet o esnada kişinin benliğine sirayet edecek ve böylesi katkılar da sağlayacaktır.

O halde bu sene yeni hedefimiz doğrultusunda ilerleyerek hep beraber diyelim ki: Kulluğumuz Allah’adır!

İbadetimizden lezzet alacağımız, birbirimizden de güç ve teşvik bularak hedefimize doğru ilerleyeceğimiz bir yıl geçirmek temennisiyle…

Allah’a emanet olun…

  1. Beyyine, 7
  2. Müzzemmil, 8
  3. Zariyat, 56
  4. Taha, 14