Oğul babasına sorar: “Baba senin hiç dostun oldu mu?”
Baba cevap verir: “Bir tane oğlum” Oğul gülerek cevap verir: Benim çoook. Baba: “O halde dostlarını deneyelim bakalım” der. Çocuk: “Nasıl” der. Babası: “Git bir koyun kes bir de bir çuval getir” der. Çocuk olayı anlar, koyunu keser çuvala koyar. Baba: “Hadi oğul bu gece vakti dostlarına git ve bir adam öldürdüğünü, kendisini saklamalarını iste” der. Çocuk denileni yapar ama nafile bütün dost dediği insanlar kapılarını yüzüne kapatırlar, çocuk pişman bir şekilde geri gelir baba gülümser ve: “Hadi oğul şimdi falan yerde bir dostum var oraya git ve benim selamımı söyleyerek seni saklamasını iste.” Çocuk ümit vardır oraya gider lale bahçeleri ile çevrili bir bahçe içinde bir ev, kapıyı çalar ihtiyar bir zat çıkar ve: “Buyur evladım” der. Çocuk:
“Beni falan adam gönderdi, onun oğluyum selamı var ben bir adam öldürdüm beni saklar mısın?” der. “Dur evladım, yerin kulağı var” der yaşlı adam ve hemen bir çukur kazarlar, cesedi gömerler üzerine de lale fideleri ekerler.
Çocuk mahcup bir şekilde eve döner olanları babasına anlatır, babası gülümser ve: “Oğlum insanın bir sürü değil bir dostu olur ama henüz sınav bitmemiştir yarın gideceksin herkesin yanında ona bir tokat atacaksın, bakalım ne yapacak?” der. Cuma saatinde çocuk camiye gelir ve abdest alan ihtiyara bir tokat atar. İhtiyar şaşırır “dur evladım” dedi ise de çocuk bir tokat daha vurur. Durumu anlayan çocuğun yanına yaklaşır ve kulağına şunları fısıldar:
“GİT BABANA SÖYLE, BİZ BİR KAÇ TOKATA LALE BAHÇESİNİ BOZMAYIZ!”