Bedir’de Üç Bin Melek…
“Allah mü’minlere yardım eder. Nitekim Allah size Bedir´de de yardım etmişti.”1
Zalimler, teçhiz edilmiş orduları ve eğitilmiş askerlerine güvenerek Allah’ın nurunu söndüreceklerini mi sandılar? Sayıca azlığımıza ve ordumuzun zayıflığına bakarak bizi yalnız bırakılmış ve zafere ulaşamaz mı gördüler? Oysa Rabbimiz Kur’an’da şöyle buyurur: “Siz, Rabbinizden yardım istiyordunuz. O da: Ben size, birbiri ardınca bin melek ile yardım edeceğim” diye duanızı kabul buyurmuştu.”2
Nusret-i İlahi her dem davanın yiğitlerine destek oldu ve ummadığımız cihetlerden yardımlarla zafere eriştirildik. İşte mucizelerin ardı ardına gerçekleştiği Bedir Günü…
Kureyş oldukça kuvvetli ve kalabalık idi. Bunun için Müslümanlar Kureyş´le karşılaşmayı hoş görmüyorlardı. Çünkü sayıca ciddi manada azlardı. Allah Azze ve Celle; Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem´e ve mü´min kullarına bu savaşta üç bin melek göndererek yardım etti. Bir tarafta, emrindeki bin melekle Cebrail, bir tarafta da emrindeki bin melekle Mikail, diğer bir tarafta bin melekle İsrafil hazır bulunuyordu.
İbni Abbas açıklamasında bu konuda der ki: “Bu savaşta mesela, önündeki müşriki takip eden bir Müslüman, onun izince gider, derken bir darbe işitir, bu darbenin müşrikin tepesine indiğini görür, hatta atlı bir askerin savaşmasına hitaben: “Haydi aslanım” diye haykırışını işitir, fakat darbeyi vuranı, atını süreni göremezdi. Önüne baktığında ise müşriki cansız yere serilmiş olarak görürdü. Nitekim Ensar’dan bir adam, bu husustaki gördüklerini Rasulullah´a anlattığı zaman, Rasulullah şöyle buyurmuştur: “Evet, gördüklerin, duydukların haktır ve bunlar üçüncü kat meleklerinin size yardımıdır.” Bedir günü Müslümanlar düşman askerinden yetmişini öldürdüler, yetmişini de esir aldılar.”
Yine İbni Abbas´tan gelen rivayette; o da Gıfar oğullarından bir adamdan nakleder: “Ben ve bir amcaoğlum Bedir gününde hazır bulunduk. Biz müşrik idik ve müşrikler safında bulunuyorduk. Fakat biz hangi taraf hezimete uğrarsa onların malını yağma etmek üzere bir tepede bekliyorduk. Derken bir bulut belirdi. İçinde at kişnemeleri, süvari sesleri vardı, bu gürültü ve haykırışları duyan arkadaşım, orada korkudan can verdi. Ben de neredeyse helak olacaktım. Ancak bir müddet sonra aklım başıma gelmişti.”
Çanakkale Savaşı ve Unutulmayan Anlar…
Savaşlar sadece topla, tüfekle, taktikle mi kazanılıyor sanıyorsunuz? İlahi yardım Müslüman askerlerimizi hiçbir zaman yalnız bırakmamıştır. Bedir’den, Huneyn’e, Çanakkale’den Sakarya’ya ve Kore’ye kadar birçok sıra dışı olay yaşanmıştır.
Yıl 1916. Yardım bu kez Çanakkale’ye iniyor...
Savaş sırasında, sürekli bombardıman altına alınan Müslümanlar, gittikçe güçlerini kaybediyordu. Kendilerini Allah’ın koruyuculuğuna bırakan ordu, şehitlik mertebesine ulaşmayı arzu edercesine, kaçmak yerine son gayretleriyle mücadele ediyorlardı.
Bu sırada bir İngiliz gemisinden atılan büyük bir bomba Morto Koyu sırtlarındaki bir topçu birliğimizi toptan imha etti. İçlerinden yalnızca Seyid Ali Çavuş kurtulmuştu. Çavuş etrafındaki manzara karşısında duyduğu ıstırap ile dünyada eşine az rastlanacak bir olay gerçekleştirdi.
Duyduğu acı ile normalde üç kişinin zor taşıdığı 257 kiloluk bombayı yerinden tek başına taşıdı, topun namlusuna sürdü ve ateşledi. Mermi, Queen Elizabeth gemisinin bacasından içeri girdi ve gemi ortadan ikiye ayrılarak battı.
“Yüce Allah’ tan başka, hiçbir güç ve kuvvet yoktur” duası Seyit’in ağzından nûr tanesi gibi dökülmeye başladı. Seyit Ali, bu duayı defalarca okudu. İmanın verdiği güç ile 257 okkalık top mermisini kucaklayıp omzuna alması bir oldu. Demir basamakları tam üç kez inip çıktı. Yanında bulunan Niğdeli Ali, Seyit’in göğüs ve omuz kemiklerinin çatırtısını duyuyor, hayret ve dehşet içinde kalıyordu. Topun namlusuna sürülen üçüncü mermi savaşın kaderini böylece değiştiren olaya neden olmuş ve İngilizlere ait “Ocean” isimli zırhlı, bu mermilerin isabetiyle korkunç yara almıştı.
Afgan Cihadında Görülen Mucizeler
Yıl 1979-1988. 9 yıl süren Afgan-Rus savaşı;
Şimdi de Afganlı mücahitlerin yanındadır melekler. Ve kendi uğrunda çarpışan yiğitlerini destekler…
Kâdı Ebu Tahir Badegisi yemin ederek şöyle anlatır: “Biz üç yüz mücahittik. Yanımızda yalnızca 15 av tüfeği vardı. Düşman 40 tank ve 15 cemseyle üzerimize hücum etti. Komünistler tanklarının ve cemselerinin (askeri jip) infilak etmesi üzerine yenildiler. Yalnızca iki cemse kurtuldu. Komünistlere bu infilâkın sebebini sorduk: “Arka tarafımızdan ağır toplar atıldı” dediler. Kâdı yemin ederek dedi ki: “Ben onları patlarken bizzat gördüm. Fakat bizim yanımızda katiyetle ne top vardı ne de makineli...”
Muhammed Yasir adındaki güvenilir bir Müslüman ise şöyle anlatır: “Uçakların açık bir bölgede mücahitlere saldırdığı şiddetli bir muharebedeydik. Mücahitlere yardım etmesi için Allah’a dua ettik. Birdenbire koyu bir sis, savaş alanını kapladı ve mücahitler kurtuldu.
Mücahitlerden biri de başından geçen mucizevî olayı şöyle anlatır: “Üç bin kadar mücahit bir yerde toplanmıştık. Uçaklar gelip bombardıman yaptılar. Üzerimize 300 kadar Napalm bombası atıldı. Fakat içlerinden bir tanesi bile patlamadı. Bütün bombaları toplayıp Küte (Pakistan’da mücahitlerin bulunduğu bir bölge)’ye götürdük.”
Tarih boyunca buna benzer birçok mucizevî olaylarla dava erleri desteklenmiş ve Allah’ın izniyle mağlubiyetle sonuçlanacağı beklenen nice savaşlar zaferle neticelenmiştir. Mü’min kendisine düşen vazifeyi bilmeli ve neyi varsa ortaya koyarak mücadele etmelidir. Unutulmamalıdır ki; Ebabilleri gönderen, melekleri ile destekleyen Rabbimiz, görülmeyen ordularıyla bugün bizi de destekler. Davası uğruna yola çıkanlar var olduğu müddetçe Allah’ın yardımı da var olacaktır. Ve ölüm bizim için asla kayıp değildir. Çünkü ölümler yeni doğumların habercisidir.
*Şeyh Abdullah Yusuf Azzam, ‘Afgan Cihadında Rahmanın Ayetleri ‘kitabından istifade edilmiştir
1. Al-i İmran, 123
2. Enfal, 9