Peygamber Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in ashabı arasında kurmuş olduğu kardeşliğin İslam tarihine geçen önemli hususlarını sizlerle paylaşmaya devam ediyoruz:
- Peygamberimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem, ashabıyla birlikte Tebük Seferine çıkmıştı. Sıcak bir mevsimdi. Peygamberimiz, Tebük’te Ka’b b. Malik’i sordu. İçlerinden biri gururu sebebiyle bu sefere katılmadığını söyledi. Aslında Ka’b b. Malik gururu sebebiyle değil, bazı basit sebeplerle bu sefere katılmamıştı. Sahabe-i Kiram’dan Muaz b. Cebel Radıyallahu Anh: “Ya Rasulallah! Biz Ka’b hakkında iyi şeyler biliyoruz” diyerek din kardeşini savundu. Ka’b b. Malik, Muaz’ın bu güzel tavrını hiç unutmadı.1
- Enes b. Malik Radıyallahu Anh anlatıyor: Bir gün Peygamberimiz’le beraberdik. Allah Rasulü: “Şu anda şuradan cennetlik biri gelecek” Ensar’dan Sa’d isimli biri geldi. Selam verdi. Ayakkabıları sol elinde idi. Yeni abdest almış, sakalından su damlıyordu. Peygamberimiz, ertesi gün de bir üçüncü gün de aynı zat için bu müjdeyi tekrarladı. Bunun üzerine genç sahabi Abdullah b. Amr b. As Radıyallahu Anha bu zatın peşinden gitti. Ona: “Müsaade ederseniz evinizde üç gün misafir kalmak istiyorum” dedi. Sa’d kabul etti. Abdullah b. Amr, üç gece Sa’d ile aynı odada kaldı. Abdullah, cennetlik olan bu zatın farklı nafile ibadetini merak ediyordu. Ancak farklı bir gece namazı yoktu. Sadece konuştuğu zaman güzel sözler söylüyordu. Üçüncü gün akşamı o zata Peygamberimiz’in müjdesini haber verdi. Farklı nafile ibadeti olup olmadığını öğrenmek istiyordu. Sa’d: “Gördüğün gibi benim başka yaptığım bir ibadetim yok” dedi. Abdullah kalkıp giderken Sa’d: “Ben hiçbir Müslüman kardeşime kin gütmem. Allah’ın bir kuluna verdiği nimeti kesinlikle kıskanmam” dedi. Bunun üzerine Abdullah b. Amr: “Tamam, senin cennetlik olmana sebep, bu özelliğin olmalıdır” dedi.2
- Selman el-Farisî ile Ebu Derda arasında İslâm kardeşliği kurulmuştu. Bu sebeple Selman, Ebu Derda’yı zaman zaman ziyaret ederdi. Selman bir ziyaret esnasında Ebu Derda’nın hanımı Ümmü Derda’yı oldukça eskimiş elbiselerle gördü. Bunun sebebini sorduğunda Ümmü Derda: “Kardeşin Ebu Derda, dünya malına ve zevklerine önem vermiyor. Gece sürekli namaz kılıyor, gündüzleri de devamlı oruçludur” Yemekte Ebu Derda misafiri Selman’a: “Ben oruçluyum. Sen buyur ye” deyince; Selman: “Sen yemedikçe ben de yemem” dedi. Bunun üzerine Ebu Derda sofraya oturdu. Birlikte yemek yediler. Gece aynı odada yattılar. Biraz uyduktan sonra Ebu Derda teheccüd namazı kılmaya hazırlandı. Selman: “Şimdi yat uyu” dedi. Onun kalkmasına müsaade etmedi. Bir müddet sonra tekrar kalkmak istediğinde: “Yat uyu” dedi. Yine kalkmasına müsaade etmedi. Gecenin sonlarına doğru Selman: “Şimdi kalk” dedi. İkisi birlikte gece namazı kıldılar. Sonra Selman Ebu Derda’ya şöyle dedi: “Rabbinin senin üzerinde hakkı vardır. Nefsinin senin üzerinde hakkı vardır. Ailenin senin üzerinde hakkı vardır. Hak sahiplerinin her birine haklarını ver.” Sabah namazından sonra Ebu Derda bu durumu Peygamberimiz’e anlatınca, Peygamberimiz: “Selman doğru söylemiş” buyurdu.3
Sahabe, her zaman Müslüman kardeşinin yanında olmuş, kardeşliği bu şekilde tesis etmiştir. Bugün de Müslümanlar olarak kendi arzularımızı bir kenara koyup zulüm altında inleyen kardeşlerimiz için çıkış yolu olan İslam’a sarılmalı, Allah’ın hâkimiyeti için hep beraber mücadele içerisinde olmalıyız. Allah Azze ve Celle bu şekilde bir kardeşliği bizlere de nasip eylesin.
- Buhari; Müslim; Tirmizi
- Ahmed b. Hanbel; Beyhakî
- Buhari