Gündem

Osmanlı’dan Ramazan Tabloları

Paylaş:

 

Osmanlı’da Ramazan Ayı gelenekleri... Kur’an’ın indirildiği ay olan Ramazan Ayı Osmanlı’da nasıl ihya edilirdi?

Tembihnâme Tebliğ Edilirdi: Osmanlı’da Ramazan Ayı daha gelmeden önce bu ayla ilgili hazırlıklar başlardı. Padişah tarafından “Tembihnâmeler” yani normal günlerden daha bir titizlikle üzerinde durulması lazım gelen hususların yazılı olduğu nameler halka tebliğ edilirdi. Örneğin: “Yemekler israf edilmesin, yemekler dikkatle yapılsın, kılık kıyafete dikkat edilsin, Din-i mübin-i İslam’a daha da bir kuvvetli bağlanılsın, mesai saatleri iftar ve namaz vakitleri göz önünde bulundurularak ayarlansın.”

Esnaf Fiyatları Yükseltemezdi: Esnafın Ramazan Ayından istifade ederek fiyatları yükseltmeye kalkışmasını önlemek için özel bir tedbir alınarak, yiyecek, içecek, giyim, yakacak gibi ihtiyaç maddelerinin fiyatları bir bir belirlenir, bu fiyatlar listelenerek Şaban Ayının son günlerinde ilân edilirdi.

Hilali Görene 150 Kuruş Verilirdi: Ramazan Ayının başlangıcı hadis-i şerifte belirtildiği üzere hilal görülmesi ile olurdu. Osmanlı’da bu hilali görüp de bildirenlere 150’şer kuruş verilirdi.

İftar Vakitlerinde Kapılar Açık Tutulurdu: Ramazan’da halk, eşine-dostuna iftar vermeyi büyük bir ibadet kabul eder, misafir ağırlamak için çırpınırdı. Ramazan boyunca iftar vakitlerinde kapılar açık tutulurdu. Böylece yolda kalan ve ihtiyacı olan herkes istediği eve girer iftar sofrasına dâhil olurdu. Bunun için tanıdık olmaya gerek yoktu ve iftar için gelenin kim olduğu da asla sorulmazdı.

Zimem Defterleri: Ramazan günlerinde zenginler, hiç tanımadıkları mıntıkalardaki bakkal, manav vb. dükkânlarına girer, onlardan Zimem defterini yani veresiye defterini çıkarmalarını isterdi. Baştan, sondan ve ortadan rastgele sayfaların yekununu yaptırıp, “Silin borçlarını… Allah kabul etsin” der, çeker giderlerdi. Borcu ödenen, borcunu ödeyenin kim olduğunu; borcu sildiren, kimi borçtan kurtardığını bilmezdi.

Sadaka Taşları: Osmanlı’nın akıllarda iz bırakan sadaka taşları ise taş bloklardan oluşan, genellikle cami veya türbe köşelerinde bulunan, ortası çukur, bir buçuk-iki metre yüksekliğinde taşlardı. Bu taşlar Osmanlı’da sosyal dayanışmanın bir parçasıydı. Fakirler dilenmekten, zengin riya ve gösterişten çekindiği için sadakalarını bu taşlara koyar, fakir de gece vakti gelip ihtiyacı kadarını buradan alıp, geriye kalanını kendisi gibi bir başka fakire bırakırdı.

Askıda Ekmek: Bu uygulama ile de durumu olan kimseler fakirleri gözeterek kendi ekmeklerini aldıktan sonra askıya asılması ve sonradan fakirlere ücretsiz verilmesi için ekmek alırdı. Bu hayırlı faaliyete ‘askıda ekmek’ adı verilirdi.

İftar Sofraları: Genelde Ramazan süresince balık ve öteki deniz ürünleri tercih edilmez, sarımsak ve soğan, çevreye rahatsızlık vermemek için çiğ olarak pek yenmezdi. Ev sahibi iftara gelen konuklarına hediye olarak ‘diş kirası’ verir, fakirlere ayrıca bir ihtiyaçlarını karşılasınlar diye diş kirası olarak para verildiği de olurdu.

Sahur Geleneği: Sahurda tok tuttuğu için sıklıkla ‘ekmek oğması’ yenirdi. Yöreden yöreye adı değişen bu yemek, bayat ekmekler ovalanıp 3-4 kaşık sade yağla kavrularak yapılırdı. Üstüne bir yumurta kırıp azıcık süt eklendikten sonra sütünü çekinceye kadar ateşte tutulan oğma, demlendirildikten sonra hoşafla birlikte yenirdi.

Ramazan Şerbetleri: Bugünkü soğuk içeceklerin yerini şerbetler alıyordu. Şerbetler, birçok hastalığa iyi geldiği gibi özellikle Ramazan’da sindirime yardımcı olup ve vücudun sıvı/şeker dengesini sağlamaktadır.

Arife Çiçeği: Osmanlı’da bayramların bilhassa çocuklar için ayrı bir yeri vardır. Bayramlıklarıyla sokakta gezen çocuklara “Arife Çiçeği” denilirdi. Osmanlı’dan gelen “Arife Çiçeği” kavramı; bayramdan birkaç gün önce yapılan alışverişin ardından çocukların sabırsızlanarak giysilerini bayramdan bir gün önce, yani Arife günü giyerek dolaşması olarak tanımlanırdı.

Sosyal Hayat: Gündüzleri adeta sokaklar boşalırdı, akşamları ise insanlar hem çalışır hem de eğlenirdi. Teravih namazları hep birlikte kılınır. Hanımlar evlerinde sohbetler yapar, Kur’an-ı Kerim tilaveti ile uğraşırdı.