Hz. Fatıma Radıyallahu Anha bir gün yaptığı bir şakadan dolayı Hz. Ali’yi üzer. Sonradan farkeder ve rahat edemeyerek kocasının yanına gider; “Ey Ali ben sana latife yapmıştım, kırmak istemedim?” der. Hz. Ali Radıyallahu Anh ise, ona kırılmıştır bunu “Senden böyle sözler duymayı ummazdım” diyerek ifade eder. Fatıma annemiz kendini affettirmek ve ondan helallik almak için etrafında pervane olur ve “Sen bana kırgın olursan ben ateş ehlinden olurum ya Ali, ne olur bana hakkını helal et. Özrümü bağışla” der. Hanımının hassasiyeti ve samimi özrü karşısında Hz. Ali Radıyallahu Anh, değerli eşine, “Sana olan hakkım bin defa helal olsun” der ve eşini affeder.
Fakat Hz. Fatıma validemizin kalbi tam olarak rahat etmez. İki cihan güneşi olan Efendimiz’in yanına giderek eşini üzdüğünü ve ondan helallik aldığını fakat kalbinin rahat olmadığını dile getirir. Babasına, “Allah katında onun hakkını ödeyebildim mi, Allah’ı razı edebildim mi?” diye sorar. Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem, Hz. Fatıma’nın, kocası Hz. Ali’yi bu denli önemsemesi karşısında mutlu olur ve biricik kızını, “Ali sana hakkını helal etti kızım” diyerek rahatlatır.
Bir hata ve hak ihlali yapıldığında Hz. Fatıma’nın inceliğini ve Hz. Ali’nin yaklaşımını sergilemek mutlu ve huzurlu bir ailenin garantisi olsa gerek. Saadetli bir yuvaya sahip olmak, İslam’ın öngördüğü yükümlülükleri yerine getirmekle mümkündür. Bunun idrakinde bir hayat sürmeyi Rabbimizden temenni ediyoruz…