Tevhidin unutulması ve hayat tarzı olmaktan çıkartılması sonucunda dünyanın her yerinde birçok problem baş göstermiştir. Buna bağlı olarak son zamanlarda yaşanılan ekonomik sıkıntılar, adaletsizlik ve toplum geneline yayılan zulümler insanların ciddi boyutta psikolojik sorunlar yaşamasına sebep olmuştur. Günün sonunda insanlar ya sosyal çevrelerinden kopmuş ya da intihara sürüklenmiştir.
Kapitalizm kurbanlarını toprağa vermeye devam ediyor. Kapitalizmin sunduğu hayat tarzına ulaşma arzusu toplumun birçok kesimini borca sürükleyerek faiz bataklığına itmiştir. Bunun yanında bir de zengin-fakir arasında bir uçurum meydana gelmiş; zengin ultra lüks bir hayat yaşarken fakirin hakkını gasp etmiştir. Oluşan bu iki sınıf arasında ise hiçbir maddi ve manevi köprü/ bağ kalmamıştır. Aşağıdaki örneklerde olduğu gibi…
•Antalya Manavgat’ta yaşayan 48 yaşında ve 2 çocuk babası olan H. Y, turizm sektöründe çalışıyordu. Bankalardan kredi çekmişti. 26.450 lira borcu vardı, ödeyemiyordu. Kâğıda şöyle bir not düştü: “Kimseye kızgın değilim. Herkes hakkını helal etsin.” H. Y. intihar ederek hayatına son verdi.
•İstanbul Fatih’te bir evde yaşayanlara ulaşılamadığı ihbarı üzerine adrese giden polis ekipleri, girdikleri dairenin kapısında “Dikkat siyanür var, polisi arayın, içeri girmeyin” notuyla karşılaştı. Yapılan incelemede 4 kardeşin hayatını kaybettiği belirlendi.
•Hatay’da bir vatandaş “Çocuklarım aç” diyerek Valilik önünde kendini yaktı, gerçekleştirilen müdahalelere rağmen kısa bir süre sonra hayatını kaybetti.
Bu örneklerde de görüldüğü gibi maddi sıkıntısı olan halk ne çevresinden ne de devletten destek görmüş, bunun sonucunda intihara sürüklenmiştir. Halbuki İslam, bu konuda zenginlere zekât vermeyi farz kılar; toplumu genel olarak sadaka vermeye teşvik eder ve zenginin fakire destek olmasını sağlar. Böylelikle toplumsal dayanışma meydana getirir. Kimse kendi kabuğuna çekilerek diğerlerinden bana ne, demez.
İnsanlar yoksul olmasalar da toplumda yaşanılan adaletsizlik, zulüm, yalnızlık gibi birtakım nedenlerden dolayı psikolojik bunalımlara girebiliyor.
•Psikolojik sorunları olduğu öne sürülen evli ve 1 çocuk annesi ilkokul öğretmeni olan O. B. (39), kendisini görev yaptığı okulun yakınlarındaki ağaca iple asarak, yaşamına son verdi. İddiaya göre, okulda öğrencisiyle tartıştıktan sonra dışarı çıktı ve okulun yakınlarındaki bir bahçede ağaca iple asılı halde bulundu.
•Psikolojik sorunları olduğu öne sürülen O. S. beraber yaşadığı dedesi ve babaannesiyle tartışmaya başladı. Tartışma sırasında cinnet geçiren O. S. eline geçirdiği bıçakla dedesine ve babaannesine saldırdı. Dedesi ve babaannesini 15’er bıçak darbesiyle yaraladıktan sonra kaçan O. S. apartmanın girişinde karşılaştığı eşinden boşanmış olan halası ve onun oğlunu da bıçakla yaraladı.
•Psikolojik sorunları bulunduğu iddia edilen K. K. tartıştığı görümcesini ve kocasını bıçakla çeşitli yerlerinden yaraladı. Her iki yaralı da olay yerinde hayatlarını kaybetti.
•Hatay’ın Payas ilçesinde yaşayan ve psikolojik sorunları bulunan 3 çocuk annesi S. G. ailesi tarafından Adana’ya getirilerek, Dr. Ekrem Tok Ruh Sağlığı Hastanesinde muayene ettirildi. Doktorlar S. G.’nin yatarak tedavi görmesine karar verdi. Ancak S. G. hastanedeki 6. gününde, aynı odada yatan N. K. adlı kadın hastanın saldırısına uğradı. N. K. verilen ilaçlar nedeniyle uyku halinde olan S. G.’nin iki gözünü parmağıyla çıkardı. S. G.’nin çığlıkları üzerine odaya giren hastane personeli, N. K.’yı etkisiz hale getirdi.
•25 yıllık kocasından 1 yıl önce ayrılık kararı alan ve yaklaşık 6 ay önce boşanan A. A. mesai bitiminde evine dönmek için dolmuşa bindi. Bu esnada eski eşini dolmuştan indiği yerde bekleyen daha önceden uzaklaştırma kararı bulunan Y. Ö. yanında taşıdığı satırla A. A’ya yürüdüğü esnada saldırdı. Kafatası ve yüzünden derin yaralar alan A. A.’nın yardımına olayı gören çevredeki vatandaşlar koştu. Zanlı, çevredekiler tarafından darp edildikten sonra polis ekiplerince gözaltına alındı. Emniyetteki işlemlerinin ardından adli makamlara sevk edilen Y. Ö. çıkarıldığı mahkemece ‘kasten öldürmeye teşebbüs’ suçundan tutuklandı. Emekli olan iki çocuk babası Y. Ö. eski eşinin geçmişte sürekli kendisinden şikayetçi olduğunu dile getirdi. Eski eşinin boşanmadan önce kendisini aldattığını öne süren Y. Ö. “Kendisi sürekli olarak beni geçmişte şikâyet etmiştir. En son olaydan bir gün önce kendisi ile aramızda mahkememiz vardı. Ben eski eşimin boşanmadan önce beni aldattığını öğrendim. Eşimin birlikte olduğu kişiler sürekli olarak beni tehdit ediyordu. Tehdit ettikleri için ben de hazırlıklı olmak için evde bulunan satırı yanımda bulunduruyordum. Olay günü sokakta gezindiğim esnada eski eşim ile karşılaştım. Kendisi beni tahrik edici cümleler kurdu. Ben de bunun üzerine cinnet geçirerek yanımda bulunan satır ile eski eşime vurdum. Daha sonrasını hatırlamıyorum. Yapmış olduğum eylemden dolayı pişmanım”1 dedi.
İnsanların, ruhsal sorunlarına çözüm bulma amaçlı psikoloğa gittiği fakat psikologların dahi kendileri için psikolog meclisleri oluşturduğu dönemdeyiz. Bu demek oluyor ki insan psikolojisi bir insan tarafından çözümlenemez. Dolayısıyla da insanların ihtiyaçlarına cevap veremez. Bunu yapacak olan insan ruhunu ve psikolojisini bilen, insanı tanıyan Allah’tır. Allah’ın göndermiş olduğu esasların dışına çıkmak, Kur’an’a bağlı kalınmadan çözümler aramak insan ruhunu tanımadan hareket etmek demektir. İnsan psikolojisinin ihtiyacı ancak Kur’an ile karşılanabilir.
1. haberturk.com/video/haber/izle/bosandigi-esine-sokak-ortasinda-satirla-saldirdi-pismanim-dedi/658310
