76 İLDE OPERASYON: 1112 GÖZALTI
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun “FETÖ’ye yönelik büyük bir operasyon daha hazırlıyoruz. Akıllarını başlarından almazsak namerdiz. Gereğini yerine getireceğiz, bunları kazıyıp bitireceğiz bu ülkeden, kim ne yaparsa yapsın” açıklamalarından kısa bir süre sonra 76 ilde 1112 kişi “Polislikten Komiserliğe Geçiş Sınavı’nda sınav sorularına erişerek sınav sorularını örgüt üyelerine vermek” suçlamasıyla gözaltına alındı. Soylu yaptığı başka bir konuşmada FETÖ/PDY operasyonları çerçevesinde 15 Temmuz 2016 tarihinden bugüne kadar toplam 511 bin kişinin gözaltına alındığını, 30.821 kişinin de tutuklandığını açıklamıştı.
GÖZALTINA ALINAN ÖĞRENCİYE ‘TACİZ’ KRİZİ
Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Dayanışma Derneği TAYAD’ın Ankara’da yaptığı eylemde bir polisin, gözaltına almaya çalıştığı kadını taciz ettiği şeklinde yorumlanan fotoğraf kareleri büyük tepki topladı. O fotoğraflara tepki gösteren CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, “Rezalet; söylenecek başka bir kelime yok… Bu polis memuru derhal açığa alınmalı, soruşturma başlatılmalı ve tutuklanmalıdır” dedi. Furkan Nesli Dergisi yazarı Rumeysa Sarısaçlı ise twitter hesabından, “İğreniyorum sizin medeniyetsizliğinizden! Kim oluyor bunlar! Bu aleni tacizdir! Bu ülke bu kadar mı şirazesinden çıktı!” ifadelerini kullandı. HDP Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu ise “Bu iğrenç görüntüyü ve tacizi oluşturan kamu görevlilerinin hakkında soruşturma açılması gerekir. Ancak her türlü şiddetin ve hukuksuzluğun yasal müdahale kılıfına büründürüldüğü bir ortamda bunu beklemek çok zor” ifadelerini kullandı. Olayla ilgili açıklama yapan Ankara Emniyeti’nin eylemci kadının babasını FETÖ’cü olmakla suçlaması ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun twitterdaki “Yasadışı eylem yapıp direnirseniz, uyarılardan sonra kargatulumba gözaltına alınırsınız. Eğer taciz varsa üzerine ilk biz gideriz. Hayatı kendi gibi düşünmeyenleri tacizle geçenlerin ‘Babası FETÖ’den ihraç, kardeşi DHKP-C’li proje kadın’ üzerinden polisi ezmesine müsaade etmeyiz” ifadeleri tepki topladı.
EREN ERDEM’E HAPİS CEZASI
17-25 Aralık sürecinde yasadışı ses kayıtlarını servis ettiği iddia edilen dönemin Karşı Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni ve eski CHP Milletvekili Eren Erdem’in de aralarında bulunduğu 2’si tutuklu 11 sanıklı davada karar çıktı. Mahkeme, Eren Erdem’i “Silahlı terör örgütü hiyerarşisine dâhil olmamakla beraber bilerek isteyerek örgüte yardım etmek” suçundan 4 yıl 2 ay hapis cezasına çarptırdı. Erdem’in tutukluluğunun devamına karar verildi.
İHH CEM KÜÇÜK DAVASINI KAYBETTİ
2010 yılının mayıs ayında İsrail’in zulmü ve ablukası altındaki Gazze’ye insani yardım götürmek için yola çıkan Mavi Marmara gemisi, İsrail askerlerinin silahlı saldırısına uğramış ve 10 kişi şehit olmuştu. Cem Küçük konuşmasında “AKP’nin artık bu radikal İslamcılarla da bu Mavi Marmara’daki o manyak tiplerle de... Yani, kafadan İsrail düşmanı, kafadan batı düşmanı, kafadan her şeye düşman bir tip var. Garip, garip tipler var. Bunlarla yollarını ayırması lazım” ifadelerini kullanmıştı. İHH bu skandal ifadeleri kullanan Cem Küçük’e dava açmıştı. İHH gönüllülerinden avukat Gülden Sönmez, konuya ilişkin yaptığı paylaşımda şu ifadelere yer verdi: “Mavi Marmara’dakilere “manyak tipler” deme hadsizliğinde bulunan Cem Küçük tüm illerdeki savcılıklarca elbirliğiyle korundu ve aklandı. İtirazlarımız da reddedildi. Manyakça bir dayanışmayla tescilli manyak olduk. Organize Manyaklık!”
BU İHANETİ BİR KEZ DAHA YAPMAYIN!
Geçtiğimiz haftalarda Türkiye Hükümeti tarafından Mısır’a iade edilen İhvan-ı Müslimin üyesi Abdulhafiz Hüseyin’in, zalim Sisi hapishanelerinde işkenceden aklını ve gözlerini kaybettiği öğrenildi. Yine İhvan-ı Müslimin destekçisi olan Amr Ahmed Abdulaty Okasha adlı Mısır vatandaşının TEM ekiplerince İstanbul’daki evine baskın yapılarak gözaltına alındığı ve birkaç günlük gözaltından sonra Mısır’a gönderileceği öğrenildi. Okasha için Mısır’da müebbet hapis ve idam cezası çıkartıldı. Bir süre karakolda tutulan Okasha, ardından Binkılınç Geri Gönderme Merkezi’ne götürüldü. Olay gecesini ve sonrasında yaşananları anlatan eşi Sevgi Okasha “Yayınlarda ‘Türkiye İhvan’ın teröristlerini Mısır’a gönderiyor’ diyorlar. Türkiye’de derin devletin olduğunu ve derin devletin Erdoğan’dan güçlü olduğunu söylüyorlar. Bununla alakalı Cumhurbaşkanı Erdoğan için de siyasi olarak son anlarını da yaşadığını söylüyorlar. Mısır, İhvan üyelerini terörist olarak görüyor ve hepsini öldürmek istiyor. Yetkililerden ve Cumhurbaşkanı’mızdan bize sahip çıkmalarını talep ediyoruz” şeklinde konuştu.
‘ORTADOĞU DİKTATÖRLERİ’ BAŞLIĞI ALTINDA ERDOĞAN DA VAR
İngiliz gazetesi Financial Times, Avrupa Birliği’nin dış politikasını eleştirdiği bir yazısında AB’nin politik çıkar uğruna Ortadoğu’daki diktatörleri desteklediğini söyledi. Gazetenin ayrıntılı işlediği konuları ele aldığı ‘The Big Read’ kategorisindeki haberde adı geçen ‘Ortadoğu diktatörleri’ arasında Türkiye Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Mısır Devlet Başkanı Abdülfettah el Sisi ve Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman da yer aldı.
ERDOĞAN’DAN SKANDAL AYASOFYA AÇIKLAMASI
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 31 Mart yerel seçimleri kapsamında AKP’nin düzenlediği mitingde konuşurken “Ayasofya Camii olarak açılsın” diye seslenen vatandaşa tepki göstererek “Önce Sultanahmet’i doldurun sonra bakarız. Bak şimdi Büyük Çamlıca Camii’ni yaptık. 4-5 tane Ayasofya eder. O kadar büyük. Mesele o değil. Bu işin siyasi boyutu var. Yan tarafta Sultanahmet’i doldurmayacaksın, Ayasofya’yı dolduralım diyeceksin. Bu oyunlara gelmeyelim. Bunların hepsi tezgâh.” Erdoğan diğer açıklamasında Ayasofya’nın ibadete açılması talebine ilişkin, “Orada mesela bir sergi yapıldı, Kur’an tilaveti de yaptık. Belli bir bölümünde şu anda namaz da kılınıyor. Bunları da aşmak bizim için sorun değil aşarız ama getirisi, götürüsü nedir? Bunu da burada açıklamam doğru olmaz. Bunun bir götürüsü var. Onun, bizim için faturası çok daha ağırdır. Unutmayalım dünyanın çok çeşitli ülkelerinde bizim binlerce camimiz var. Acaba bunu söyleyenler, bu camilerin başına ne gelir, bunu düşünüyor mu?” dedi.
‘İDAMI KALDIRDIK, YANLIŞ YAPTIK’
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Yeni Zelanda’daki katliam sonrasında yaptığı seçim konuşmasında, “Biz bir yanlış yaptık, idamı kaldırdık. Bana göre yanlış yaptık. Niye? 15 Temmuz gecesi 251 vatandaşımızı, askerimi, polisimi şehit edenleri; ağırlaştırılmış da olsa müebbet de olsa cezaevinde onları beslemek bana ağır geliyor. Eğer bizim parlamentomuz böyle bir karar alırsa ben bunu onaylarım. Yeni Zelanda parlamentosu bu adamla ilgili vermiyorsa ben de bunu onlarla sürekli tartışırım. Gereğinin yapılması gerekir” diyerek idamın kaldırılması hususunda yanlış yapıldığını ifade etti.
HANİ TASARRUF YAPILACAKTI
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun, Yeni Zelanda’ya 238 tonluk dev bir uçak olan Airbus A330’la gitmeleri tepkilere yol açtı. Yapılan hesaplamaya göre bu seyahatin sadece yakıt masrafı yaklaşık 1 milyon TL. Oktay ve Çavuşoğlu tarifeli uçakla “business class” ile uçsalardı kişi başı gidiş-geliş 28 bin TL’ye, ekonomi sınıfında uçsalardı kişi başı gidiş-geliş 8 bin TL’ye mal olacaktı.
Ayrıca Merkez Bankası’nın enflasyon raporlarını açıklamak için kendi boş salonları dururken, 5 yıldızlı lüks otelleri tercih etme geleneği de pahalıya patladı. Merkez’in beş yıldızlı otellerde yaptığı 9 toplantı için, halkın cebinden 1 milyon 179 bin lira harcandı. Yapılan bu israflar Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 5 ay önce yaptığı bir konuşmasında “temel önceliğimiz tasarruf yapmak” sözlerini hatırlattı.
24 HAZİRAN SEÇİMLERİNDEN SONRA 1,1 MİLYON KİŞİ İŞSİZ KALDI
24 Haziran 2018 seçimleri öncesinde “Bu kardeşinize yetkiyi verin, ondan sonra şununla bununla nasıl uğraşılır göreceksiniz” diyen ve 24 Haziran’da da yetkiyi alan Erdoğan’ın konuşmasından bu yana geçen sürede kayıtlı işsiz sayısı 1 milyon 105 kişi daha arttı. Temmuz 2018’de işsiz sayısı 2,67 milyon idi. Ekonomik krizin iyice belirginleştiği ve döviz kurunda büyük dalgalanmaların yaşandığı Ağustos 2018’den sonra ise 1 milyon 105 bin kişi işsiz kaldı. Buna göre toplam işsiz sayısı 3,8 milyona yükseldi. İş bulmak için iyi bir eğitimin artık yeterli olmadığını belirten Bağımsız Sağlık-Sen Başkanı Mehmet Bayraktar, “Türkiye’de 4 işsizden 1’i üniversite mezunu. Eğitimli gençlerimizin iş bulamamış olması geleceğimiz açısından vahim bir tablo” dedi.
‘SEÇİMİ KAZANAMAZSAK, ANAMIZDAN EMDİĞİMİZ SÜTÜ BURNUMUZDAN GETİRİRLER’
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “31 Mart akşamı zayıflarsak, şunu açık ve net bir şekilde söylüyorum, önümüzdeki 4,5 yıl anamızdan emdiğimiz sütü burnumuzdan getirirler” dedi. Yerel seçimlerin ülke, millet, istikrar, gelecek nesiller ve Türkiye’nin hedefleri açısından çok önemli olduğunu vurgulayan ve konuşmasında Millet İttifakı’nı yine “zillet ittifakı” olarak niteleyen Soylu, “Karşımızda bir araya gelmiş bir zillet ittifakı var ve içlerine maalesef, bizim bugün mücadele içerisinde olduğumuz, ülkemizin birliğine ve beraberliğine kast etmiş, bu konuda hiçbir ilkesi olmayan PKK’nın siyasi kolu olarak nitelendirdiğimiz HDP’yi de almış bir zillet ittifakı var” diye konuştu.
AKP’Lİ YETKİLİLER ŞAŞIRTAN CÜMLELER KURMAYA DEVAM EDİYOR
‘Başkalarının Safında Olurlarsa Ertesi Gün Kendilerini Başka Yerlerde Bulurlar’ Eski AKP Adıyaman Milletvekili Mehmet Metiner’in, kamu kurumlarında çalışan seçmenlere yönelik “Belediyemizde, hastanemizde nerede çalışıyorlarsa çalışsınlar. Ekmek verdiğimiz için onları minnet altına alıyor değiliz. Herkesin özgür iradesine saygı duyarız. Ama Engin Akel’e karşı, Ak Parti davamıza karşı bayrak sallarlarsa, başkalarının safında bize yumruk sıkarlarsa ertesi gün kendilerini başka yerlerde bulurlar” şeklindeki tehditvari ifadeleri tepki çekti. Saadet Partisi Adıyaman Belediye Başkan adayı Ahmet Faruk Ünsal, twitter hesabından yaptığı paylaşımda “AKP’ye göre siyaset yapma hakkı yalnızca AKP’li olanlar için var. Kendileri dışında siyasi görüşe mensup vatandaşlarımızı işten ekmekten mahrum bırakıp, çoluk çocuğu açlıkla tehdit edecek kadar zavallılaştılar!” ifadelerini kullandı.
‘Türkiye Dünyanın En Hızlı Büyüyen Ekonomilerinden’ Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın ‘Adım Adım Ekonomi’ programı kapsamında İzmir’de yaptığı konuşmadaki, ‘Türkiye’nin biz de güçlü geleceğine emin adımlarla yürüyoruz. Türkiye dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerinden olmuştur’ ifadeleri kafaları karıştırdı.
‘Allah Bize Oy Verdiğiniz İçin Mahşerde Size Hesap Sormayacak’ AKP Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Kasım Gülpınar, ‘Erdoğan’ı desteklemenin imanın gereği’ olduğunu söyledi ve “Yarın mahşerde Allah’ın karşısına çıktığınız zaman, Allah o emaneti bize verdiğinizden dolayı size inşallah hiçbir hesap sormayacak” dedi. Gülpınar’ın Şanlıurfa’daki seçim bürosu açılışında yaptığı konuşma, tepkilere neden oldu.
‘Çok İddialıyız, Türk Hukuk Sisteminin Hukuk Bilinci Batılı Ülkelerin Üstünde’ Hakimler ve Savcılar Kurulu Başkanvekili Mehmet Yılmaz, ABD Merkezli sivil toplum kuruluşu Adalet Projesi tarafından hazırlanan ‘Hukukun Üstünlüğü Endeksi’nde Türkiye’nin 126 ülke arasında 109. sırada yer almasına tepki gösterdi. Yılmaz, “Türk hukuk sisteminin hukuk bilinci Batılı ülkelerin üstünde” görüşünü dile getirdi. Şu anda hâkim ve savcı sayısının 20 bin civarında olduğuna, bu sayının kasım ayında 23-24 bini bulacağına dikkati çeken Yılmaz hem kendilerinin hem hâkim savcıların adaleti sağlamak için canla başla çalıştığını belirtti ancak sosyal medyada binlerce kullanıcıyı ikna etmeyi başaramadı.
TÜRKİYE AVRUPA BİRLİĞİ’NE ÜYE OLAMAZ
Avrupa Komisyonu seçimleri öncesinde Avrupa Halk Partisi EPP’nin adaylarından biri olan Manfred Weber, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üye olamayacağını söyledi. Weber, seçimlerinin ardından kendisinin Avrupa Komisyonu Başkanı seçilmesi halinde, Türkiye’nin üyelik müzakerelerini durduracağını belirtti. Yaptığı konuşmada, “Herkes Türkiye’yle iyi ilişkiler istiyor, herkes yakın iş birliği olsun istiyor. Ama eğer ben Avrupa Komisyonu Başkanı olursam, Brüksel’deki birimlere Türkiye’nin üyelik görüşmelerini durdurma talimatı vereceğim. Net olarak şunu ortaya koyalım Türkiye Avrupa Birliği’ne üye olamaz” ifadelerini kullandı.
ÜRETİMDE SON 4 YILIN EN DÜŞÜK SEVİYESİ
İmalat sanayiinde kapasite kullanım oranı Mart 2015’ten bu yana en düşük değerine düştü. Merkez Bankası (TCMB), imalat sanayinde kapasite kullanım oranının (KKO) 2019 yılı şubat ayında bir önceki aya göre 0,4 puan azalarak yüzde 74’e gerilediğini açıkladı. KKO bu seviyeyi en son Mart 2015’te görmüştü. Mevsimsel etkilerden arındırılmış KKO da bir önceki aya göre 0,2 puan azalarak yüzde 74,1 oldu. Geçen aralıkta imalat sanayi üretiminin yüzde 10,8 azaldığı, 2018 ortalamasında ise yüzde 1,5 arttığı hatırlanırsa, kapasite kullanımının şubatta düşmesi sanayi üretimindeki gerilemenin yeni yılda da süreceğini gösteriyor.
BENZİNE ZAM DUR DURAK BİLMİYOR
Enerji Petrol Gaz İkmal İstasyonları İşveren Sendikası EPGİS’ten yapılan açıklamaya göre benzinin litre fiyatına 19 kuruş zam yapıldı. Ard arda yapılan zamların ardından İstanbul’da 6.71 TL olan benzinin litre fiyatı 6.90 TL’ye yükselecek. İzmir’de ortalama 6.75 TL olan benzinin litre fiyatı 6.94 TL’ye, Ankara’da ortalama 6.78 TL olan benzinin litre fiyatı da 6.97 TL’ye çıkacak.
İLAÇLARA FAHİŞ ZAM: YÜZDE 26,4
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, ilaçta zam oranını yüzde 26,4 olarak açıkladı. 19 Şubat’ta yapılacak zam öncesi, ilaç şirketlerinin dağıtımı durma noktasına gelmişti. İlaç şirketlerinin stok yaptığı, antibiyotik, tansiyon, mide ilaçları, ağrı kesiciler ve antidepresanlar dahil pek çok ilacın eczanelerde bulunamadığı bildiriliyordu. Koca, sendika, dernek ve firma temsilcilerinden oluşan ilaç sektörü yetkilileriyle bakanlıkta bir araya geldi. Toplantıda bu yıl ilaca gelecek zam oranı görüşüldü. Bakan, her yıl şubat ayının 15’ine kadar tebliğ gereği fiyat güncellemesi yapılması ve beş gün içinde de bu tebliğin uygulanması gerektiğini anımsattı.
RUSYA’DAN TÜRKİYE’YE SIĞIR ETİ İHRACATI
Rusya Tarım Bakanı Dimitry Patruşev, gazetecilere yaptığı açıklamada bu sene içerisinde Rusya’dan Türkiye’ye sığır etinin gönderilmesine başlanacağını söyledi. Patruşev, 2018’de Türkiye’ye yapılan tarımsal ihracatın bir önceki yıla göre yüzde 7 artarak 1,9 milyar dolara ulaştığını belirtti. Bakanın açıklamasına göre Rus sığır etleri bu yılın ilk yarısında Türkiye’ye ulaşacak. Rusya’nın uluslararası pazarlarda da geniş bir ilgi alanına sahip olduğunu belirten Bakan Patruşev, “Bugün Ortadoğu’da ilişkilerimiz aktif olarak gelişiyor” dedi.
RUSYA YİNE GERİ GÖNDERDİ
Yurt dışından ithal edilen tarımsal ürünleri sıkı bir şekilde denetleyen Rusya, ülkemizden temin edilen 60 tondan fazla domates ve 23 ton portakalı iade etti. Rusya’nın ithal ürünleri denetleyen Rosselkhoznadzor isimli devlet kurumu, Türkiye’den ithal edilen domates ve portakallarda hastalık taşıyabilecek böcekler tespit etti. Söz konusu haşerenin tahta ile beslendiğini ve ahşap yapılara büyük zarar verdiğini belirten kurum portakalları da Türkiye’ye, ithalatçı firmaya geri gönderdi.
TÜRKİYE’DE HER YIL TONLARCA EKMEK İSRAF EDİLİYOR!
Ekmek israfına dikkat çeken Kızılay Genel Başkanı Kerem Kınık: “Her yıl milletçe 2 milyon 226 bin 500 adet (500 bin ton) ekmeği israf ediyoruz. Bu yaklaşık 3.000.000.000TL maddi zarar anlamına da geliyor. Bu parayla 80 Hastane, 500 okul ya da 500 km yol yapabiliriz. Ya da dünyada 12 milyon insanı bir yıl besleyebiliriz. Peki, neden çok israf ediyoruz” diye soran Kınık, “Çünkü çok üretiyoruz/tüketiyoruz. Kişi başı günlük 333 gr yıllık 120 kg ekmek üretip tüketiyoruz. Bu Avrupa ortalamasının 3 katı” dedi.
HABER | DÜNYA
SUUDİ ARABİSTAN’DAN ÇİN’E SKANDAL DESTEK
Çin’i ziyaret eden Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed Bin Selman, zalim Pekin yönetiminin Doğu Türkistan’da inşa ettiği ve milyonlarca Müslüman Uygur Türkü’nü asimilasyona tabi tuttuğu toplama kamplarını desteklediklerini söyledi. Çin ile 28 milyar dolarlık ticari anlaşmalara imza atan Suudi Veliaht Prens, görüşmelerin ardından yaptığı açıklamada, “Çin’in, ulusal güvenliği korumak için terörle ve aşırıcılıkla mücadele önlemleri alma hakkına saygı duyuyor ve destekliyoruz. Çin ile iş birliğini güçlendirmeye de hazırız. Dışarıdan Çin’in içişlerine müdahale edilmesine karşı çıkıyoruz. Çin, ulusal güvenliği için terörle mücadele ve aşırılık karşıtı çalışmaları yürütme hakkına sahiptir” diye konuştu. Bin Selman’ın açıklamalarını manşetine taşıyan Newsweek, Suudi Veliaht Prens’in sözlerini, “Bin Selman, Pekin ziyaretinde Çin’in Müslümanlar için kullandığı toplama kamplarını savundu” ifadeleriyle okurlarına duyurdu. Uygur Türkleri, Selman’ın Pekin ziyareti öncesi, Prens’ten, toplama kamplarını kapatması için Çin yönetimine çağrıda bulunmasını istemişti.
MISIR’DA İHVAN DESTEKÇİLERİNE OPERASYON
Mısır mahkemesi, İhvan’ı Müslimin’e bağlı olmak ve onu desteklemek suçlamasıyla yargılanan 614 kişi, 268 ekonomi kuruluşu, 30 hastane ve ilaç firmasının mal varlığına el koydu. Söz konusu gerçek ve tüzel kişilerin, 2013 yılından bu yana ülkede terör listesinde yer alan İhvan’a mensup olmak ve desteklemekle suçlandığı ifade edildi. Mal varlıklarına el konulan gerçek ve tüzel kişilerin isimleriyle ilgili bilgi paylaşılmazken, mahkemenin, söz konusu malların Hazineye aktarılmasına karar verdiği öğrenildi. Ülkede en son Eylül 2018’de, aralarında darbeyle görevinden alınan Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin de bulunduğu 1589 kişi, 1133 dernek, 118 şirket, hastane ve haber sitesinin mal varlıklarına el konulmuştu.
VARŞOVA’DA “İRAN KARŞITI İSRAİL YANLISI” ZİRVE
ABD ve Polonya’nın öncülüğünde Varşova’da “Orta Doğu’da Barış ve Güvenliğin Geleceğini Desteklemek” başlıklı bir konferans düzenlendi. 60 ülkeden temsilcinin bulunduğu konferansta konuşan Bahreyn Dışişleri Bakanı Halid bin Ahmed Al Halife “Çocukluğumuzdan beri İsrail-Filistin ihtilafının en önemli sorun olduğunu, öyle ya da böyle bunun çözülmesi gerektiğini dillendiriyoruz ancak geldiğimiz noktada çok büyük bir meydan okumayla karşı karşıya olduğumuzu gördük. O da modern tarihimizin en tehlikeli meydan okuması olan İran İslam Cumhuriyeti’dir. Dolayısıyla hâlihazırda İran tehdidiyle mücadele Filistin davasından daha önemlidir” dedi. İsrail’in “Diğer komşularıyla” da sorunlarını çözmesi gerektiğini, böylece hep birlikte “İran tehdidiyle” mücadele edebileceklerini belirtti. Birleşik Arap Emirlikleri Dışişleri Bakanı Al Nahyan da kendisine yöneltilen, İsrail’in Suriye’deki İran hedeflerine yönelik saldırılara ilişkin soruya “Her ülkenin bir tehditle karşılaştığında kendini savunma hakkı vardır” cevabını verdi. Suudi Arabistan’ın Dış İlişkilerden Sorumlu Devlet Bakanı Adil el Cubeyr ise İran’ı, Suriye, Lübnan, Irak ve Yemen’de istikrarsızlığa sebep olmakla suçladı. Cubeyr, İran’ın, Sudan ile Afrika’nın tamamında silah üretmeye ve Endonezya ile Tayland’da olay çıkarmaya çalıştığını iddia etti. Bölge ülkelerinin içişlerine müdahale ettiğine ilişkin suçlamaları reddeden Tahran yönetiminden ise söz konusu üç ülke yetkilisinin iddialarına ilişkin bir açıklama yapılmadı.
DEYRİZOR’DA VAHŞİ KATLİAM
ABD ve terör örgütü PKK, Suriye’deki iç savaş tarihinin en büyük vahşetlerinden birine imza attı. Deyrizor’a bağlı Bagoz’un Kamplar bölgesinde PKK kuşatması altındaki araziye yağan bombalar yüzlerce sivili öldürdü. Bölgede köylerini terk etmiş binlerce kişinin haftalardır beklemekte olduğu yerde terör örgütü PKK/YPG buradakilere ‘DEAŞ’ bahanesiyle kurşun yağdırdı. Can pazarına sahne olan Bagoz’dan gelen görüntüler yürekleri burktu. Dehşet verici fotoğraflarda kadın ve çocukların öldürülme korkusuyla yüzlerce cesedin arasında bekleştiği görülüyor. Kamplarda cesetleri defnedecek kimse de kalmadı. Yerel kaynaklar, birçok cesedin parçalanmamış olmasından hareketle, PKK’nın büyük çaplı bir infaz gerçekleştirmiş olabileceğine dikkat çekiyor. ABD’nin silah olarak kullanımı yasak beyaz fosforla da bombardıman düzenlemesi nedeniyle hem DEAŞ’lılara hem de sivillere ait birçok cesedin yanmış, kömürleşmiş halde olduğu öğrenildi. Deyrizor eski Askeri Meclis Başkanı Albay Ebu İsmet, “ABD tahliye edeceğim diyerek sivilleri bir yerde topladı ve sonra üzerlerine bomba yağdırdı. İki günde 300’ü aşkın insan öldürüldü. Can verenlerin tamamı sivil. Son bir ayda öldürülenlerin sayısı 6 bini aştı. Siviller fosfor bombalarıyla katledildi. PKK mayınları da onlarca kişinin hayatına mal oldu” diye konuştu. Suriye İnsan Hakları Ağı ise Donald Trump başkan olduğundan beri Rakka ve Deyrizor’a yönelik saldırılarda 730’u çocuk, 362’si kadın toplam 2059 sivilin öldüğünü duyurmuştu.
ABD KATLİAMLARA DOYMUYOR
Irak İnsan Hakları Yüksek Komiserliği, ABD öncülüğündeki uluslararası koalisyon güçlerinin 4 yıl içinde Irak ve Suriye’de düzenlediği hava saldırılarında yaklaşık 12 bin sivilin öldüğünü açıkladı. Komiserlik tarafından yapılan yazılı açıklamada, koalisyon güçlerince gerçekleştirilen hava saldırılarında 4 yılda 2300’ü çocuk, 1130’u kadın olmak üzere 11.800 sivilin hayatını kaybettiği ifade edildi.
DOĞU GUTA’DA SİVİLLERİN KİMYASAL SİLAHLA ÖLDÜRÜLDÜĞÜ KESİNLEŞTİ
Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü (KSYÖ), Durum Tespit Misyonunun (FFM), geçen yıl 7 Nisan’da Suriye’de Doğu Guta’nın Duma ilçesinde kimyasal silah kullanıldığını doğruladığını açıkladı. Raporda, FFM tarafından yapılan araştırma ve deneyler ile dinlenilen şahitlerden edinilen bilgilerin, 7 Nisan’da, Doğu Guta’nın Duma ilçesinde yapılan saldırıda zehirli kimyasalların silah olarak kullanıldığını gösteren makul dayanaklar sağladığı belirtildi. Doğu Guta’nın Duma ilçesindeki sivil yerleşimlere 7 Nisan’da düzenlenen kimyasal silah saldırısında 78 kişi yaşamını yitirmişti. Rejim güçlerinin kimyasal silah kullanması, muhaliflerin bölgeden çekilmesine ve sivillerin kentten zorunlu tahliyesine yol açan süreci başlatmıştı. ABD, İngiltere ve Fransa, bunun üzerine 14 Nisan’da Esed rejimine karşı düzenlediği saldırılarda, Suriye’nin başkenti Şam’daki hedeflerin yanı sıra Hama, Humus, Dera ve Süveyda’daki bazı askeri noktaları vurmuştu.
2018 DÜNYA HAK İHLALLERİ RAPORU AÇIKLANDI
2018 yılı içerisinde dünya genelinde yaşanan hak ihlallerini kamuoyu ile paylaşan Uluslararası Hak İhlalleri İzleme Merkezi (UHIM), 2018 yılını ikiyüzlülükler, çelişkiler, çifte standart ve hastalıklar yılı olarak nitelendirdi. 2018’de yaşanan eğitim, sağlık, ekonomi, yaşam ve benzeri birçok hak ihlalleri ile ilgili kapsamlı bir rapor hazırlayan UHİM başkanı Ayhan Küçük “Dünyada 2018 yılı itibarıyla 2.043 kişi milyarder, 3 milyar kişi yoksuldur. Dünyanın bu hale gelmesinin baş sorumlusu, mevcut sistem ve bu sistemin temsilcisi olan kişi ve kurumlardır. Küresel sistemin gerçekleştirdiği hak ihlallerinin dayanağı siyasi ve hukukî mercilerdir. Dünyada barışın teminatı olmak için ortaya çıkan BM’nin kuruluşundan sonra da işgal, katliam ve soykırımlar devam etmiştir. Hatta BM’nin daimî üyeleri tarafından birçok hak ihlali gerçekleşmiştir. Batı dünyası tarafından şekillendirilen küresel sistem, dünyayı felakete sürüklemiştir. BM tarafından ‘En az gelişmiş’ olarak tanımlanan ülke sayısı 1971’de 25 iken, bu sayı günümüzde 49’a çıkmıştır” diye konuştu. UHİM genel sekreteri ise “66 ülkede hâlâ savaş ve çatışma yaşandığı, nükleer silahsız bir dünya vaadiyle Barış Ödülü alan eski ABD Başkanı Obama’nın bir imaj çalışmasının parçası olduğunu ve tüm nükleer silah anlaşmalarından ayrılan ABD’nin savunma bütçesinden 1 trilyon 200 milyon doları nükleer çalışmalar için ayırdığını belirtti.
ABD’DE BİNLERCE GÖÇMEN ÇOCUĞA CİNSEL İSTİSMAR
ABD Sağlık ve İnsani Hizmetler Dairesi (HHS) belgelerine göre, son 4 yılda ABD’de ailelerinden ayrı olarak gözaltında tutulan binlerce göçmen çocuk ve gencin cinsel istismara uğradığı ifade edildi. Belgelerde, Ekim 2014-Temmuz 2018 arasında HHS’ye bağlı Mülteci Yerleştirme Ofisi’ne 4556, ABD Adalet Bakanlığına da 1303 cinsel tacizle ilgili şikâyet yapıldığı kaydedildi. Şikâyetlerde, gözaltı merkezlerinde göçmen çocuk ve gençlere yetişkin personel tarafından pornografik videolar gösterme ve cinsel organlarına zorla dokunma gibi suçlamaların yer aldığı ifade edildi. Kongre üyesi Deutch, “Bu davranış gerçekten aşağılık ve iğrenç. Bu olay, HHS’in bu iddialar üzerine neler yaptığı ve bu (göçmen çocukların tutulduğu) merkezlerde neler olup bittiği hakkında cevap vermesi gereken soruların başlangıcıdır” dedi.
HİNDİSTAN CEMAAT-İ İSLAMİ’Yİ YASAKLADI
Hindistan İçişleri Bakanlığı, hükümet kararıyla sosyal, dini ve siyasi oluşum Cemaat-i İslami Keşmir’i, Hindistan’ın güvenliğine tehlike olarak adlandırarak yasakladı. Kararda, Cemaat-i İslami Keşmir’in “Ayrılıkçı hareketleri tırmandırma, saldırganlığa destek verme ve şiddeti kışkırtma ihtimali” nedeniyle 5 yıllığına yasaklandığı ifade edildi. Hindistan güçleri, Cammu Keşmir’de Cemaat-i İslami Keşmir’in 300’ün üzerinde lideri ve üyesini tutukladı.
MISIR’A İADE EDİLEN MUHAMMED ABDULHAFIZ’DAN KÖTÜ HABER
17 Ocak’ta Somali’den geldiği Atatürk Havaalanı’ndan Mısır’a ters kelepçelenmiş bir vaziyette geri gönderilen Muhammed Abdulhafız, o tarihten bu yana “gizli hapishaneler” olarak nitelendirilen ve resmî kayıtlarda görünmeyen işkence merkezlerinin birinde tutuluyordu. Daha sonra mahkemeye çıkarılan Abdulhafız’ın mahkemede bulunan arkadaşları ağır işkencelere maruz kaldığını ve kendilerinin de onun bağırtılarını duyduklarını ve aklını kaybettiğini açıkladı. Gözlerinin iyi görmediği ve akli melekelerini kaybettiği gözlenen Abdulhafız’ın, savcı karşısında henüz sual gelmeden suçlamaları kabul ettiği aktarıldı.
YENİ ZELANDA’DA CUMA NAMAZI SIRASINDA 2 CAMİYE TERÖR SALDIRISI
Yeni Zelanda’nın Güney Adası’ndaki Christchurch’ün Hagley Park bölgesindeki Al Noor Camisi ve Linwood’daki camiye cuma namazı esnasında terör saldırısı gerçekleştirildi. Yeni Zelanda polisi, saldırıların ardından 4 kişinin yakalandığını, saldırıda 50 kişinin şehit olduğunu bildirdi. Polis yetkilisi Mike Bush, Christchurch’ün Hagley Park bölgesindeki Al Noor Camisi ve Linwood’daki camiye düzenlenen saldırıların ardından ülkedeki tüm camilere kapılarını kapatması uyarısında bulundu. Yerel basında yer alan haberlere göre, Len Peneha adlı bir görgü tanığı, siyah giyinmiş bir adamın Al Noor Camisi’ne girdiğini, ibadet için içeride bulunanlara ateş açtığını, içeride kargaşa yaşandığını, saldırganın, güvenlik görevlileri gelmeden camiden uzaklaştığını iddia etti.
İSRAİL MALLARINI ALMA, BOYKOT ET!
Aktivist ve akademisyenlerin kurduğu Filistinliler Derneği tarafından İsveç’in başkenti Stockholm’de düzenlenen etkinlikte, İsrail mallarının boykot edilmesi istendi. Aktivistler hazırladıkları, “İsrail mallarını boykot et ve alma,” “İsrail’e tatile gitme” yazılı broşürleri yoldan geçenlere dağıttı. Filistin Derneği üyesi Willi Reichhold, yaptığı açıklamada, işgalci İsrail’in Gazze ve Batı Şeria’da Filistinlilere yaptığı baskı, işkence ve cinayetleri halka birebir anlattıklarını söyledi. İşgalci İsrail mallarına verilen paraların Filistinlilere karşı kullanıldığını belirten Reichhold, “İsrail Filistinlileri öldürüyor, işkenceden geçiriyor ve topraklarını işgal ediyor. Buna ‘dur’ demek için İsrail mallarını boykot etmeye ve İsrail’e tatile gidilmemesi için halkı bilinçlendirmeye çalışıyoruz” dedi.