ÇAĞIMIZIN YÜZ KARASI; FUHUŞ
Kıymetli okurlarımız “Türkiye Nereye Gidiyor?” diyerek başlattığımız yazı serisinde, her geçen gün artan suç oranlarıyla beraber ahlaksızlık oranlarının verilerini de sizlerle paylaşmak istedik. Bu sayımızda maalesef hayrete düşürecek şekilde artan ve çağımızın kara lekesi olan fuhuş, zina ve genelevleri konularını ele aldık.
TÜRKİYE’DE FUHUŞ ARTIYOR!
Ankara Ticaret Odası tarafından 2004 yılında hazırlanan “Hayatsız Kadınlar Dosyasına” göre, Türkiye’de vesikalı ya da gizli çalışan hayat kadınlarının sayısı 100 bine yaklaşıyordu -ki bu rakam 10 yıl sonrasında 3 kat arttı- Türkiye’deki kadın nüfusunun 35 milyon civarında olduğu hesaba katıldığında, 350 kadınımızdan herbirinin fuhuş batağının eşiğinde olduğu kaydediliyor. Fuhuş yapma yaşının 15-40 yaş arası olduğu, bu yaştaki kadınların 17 milyona yaklaştığı göz önüne alındığında da korkunç bir yüzde ile karşı karşıya kalınıyor. Üstelik bu hesaba travestiler, transseksüeller, eşcinsel fuhuş dâhil değil.
Raporda fuhuş sektöründe bir yılda dönen paranın asgari 3-4 milyar dolar olduğu belirtiliyor. Bu paradan, patron, bar, pavyon, disko, gece kulüpleri, otelci, taksici, eğlence yeri sahibi gibi on binlerce insan pay alıyor. Yani fuhuştan yüzbinlerce insan maddi anlamda nasip(!)leniyor. Pasta bu kadar büyük olunca devreye fuhuş mafyası giriyor. Fuhuş mafyası, küçük kız çocuklarını kaçırmaktan tutun da zorla fuhuş yaptırmaya kadar her yola başvuruyor. Raporda, 18 yaşından küçük hayat kadınlarının “çocuk hayat kadını” sınıfına girdiği belirtiliyor. 2000 yılında Türkiye’de yapılan 1. Çocuk Kurultayı’nda çocuk fuhuşu olayının korkutucu boyutlara geldiği kaydedilerek, ülkemizde fuhuş yapanların yaşının 15’e kadar düştüğü, bazı araştırmacılara göre ise bu yaşın 12’ye kadar indiğine vurgu yapılmıştı. 2000 yılında, yalnızca İstanbul’da çocuk hayat kadınları sayısı 500 olarak belirtilmesine rağmen resmi olmayan rakamların bu sayının çok üzerinde olduğu tahmin ediliyor.
Bu kadınların yüzde 30’u kocası, yüzde 10’u baba, anne, ağabey gibi diğer yakınları, yüzde 3-4’ü de beraber oldukları erkekler tarafından satılıyor. Para karşılığı cinsel ilişkiye girenlerin yüzde 63,4’ü resmi, yüzde 12,2’si ise imam nikâhlı olarak evli kadınlardan oluşuyor. Fuhuşa yol açan nedenlerin başında yoksulluk birinci sırada geliyor. Sektörde sadece Türkler çalışmıyor. Büyük bölümü Ukrayna, Moldova, Gürcistan, Azerbaycan ve Beyaz Rusya’dan ülkemize çalışmak üzere gelen binlerce yabancı uyruklu hayat kadını gece kulüplerinde, sokak başlarında, kadın satıcılarının iki dudağı arasında ekmek parası adına kendini pazarlıyor.1
Türkiye’de hızla artan bozulmalar nedeniyle suç oranlarında da önemli artışlar gözlendi. Bununla birlikte 13 yıllık süreçte boşanmalar yüzde 37, fuhuş yüzde 790, adam öldürme yüzde 261, çocukların cinsel istismarı yüzde 434, uyuşturucu bağımlılığı yüzde 678 ve cinsel taciz yüzde 449 arttı.
Türkiye’de resmi olarak 15.000 vesikalı hayat kadını bulunuyor. Hukuki sıkıntı çıkmaması için de binlercesi vesikasız kaçak yollarla çalıştırılmakta. ŞEFKAT-DER Genel Başkanı Hayrettin Bulan, 60.000 kadının da vesika almak için sırada beklediğini söyledi ve “Bu 60.000 rakamı, her yıl sektöre 5-6 bin kişinin dâhil olduğu sonucundan yola çıkılarak söylenmiş bir rakamdır” açıklamasında bulundu.
1926’DAN BERİ ZİNA SUÇTU AMA...
26 Eylül 2004’te Meclis’te kabul edilen, 1 Haziran 2005’te yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 227. maddesine göre Türkiye’de ‘fuhuş’ yasal hale getirildi! Söz konusu maddede sadece fuhşa teşvik eden ve yolunu kolaylaştırana iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası uygulanıyor. 1926 tarihli eski Türk Ceza Kanunu’nun 440. maddesi kadınlar, 441. maddesi de erkekler için zina suçunu düzenliyordu. Türk Ceza Kanunu’nun 440, 441, 442, 443 numaralı zinayı düzenleyen maddeleri 2005 yılında yani AKP döneminde çıkarılan yeni yasaya konulmadı. Böylelikle zinaya ilişkin her türlü yaptırım yok sayıldı. Örneğin bir vatandaş polise “Eşim filan evde şu anda beni bir başkası ile aldatıyor, baskına gidelim. Suçüstü yakalayalım, ben boşanacağım” diye başvursa polis, “Türk Ceza Yasası’nda böyle bir suç yok, arama yapamayız” cevabını veriyor. Zina suç olmadığı için polis hâkimden arama izni alamıyor.2
AK parti iktidarı döneminde onaylanan yasayla; 2004 yılında fuhuş batağına düşen kadınların sayısı 100 bin iken, bu sayı 10 yıl sonra 3 kat artarak 300 bine çıktı.
HASTALIKLAR TEHLİKE SAÇIYOR
Türkiye’de AIDS hastalığının yüzde 70’i cinsel yollarla bulaşıyor. Türkiye’de 2013 yılında HIV Virüsü taşıyanların sayısı 7 bine dayanmış durumda. 1990’lı yıllardan bu yana yıllık 300-400 olan AIDS vakası, 2010 yılında sonra yıllık tabanda 600-700 vakaya çıkmış durumda.
Önlemlerin yetersizliği yüzünden sürekli artan AIDS vakaları, halk sağlığını da ciddi manada tehdit ediyor. Çoğunluğu cinsel yolla bulaşan bu hastalık, özellikle yabancı uyruklu hayat kadınlarında sık olarak görülüyor.3
GENELEVLERİN ASIL PATRONU DEVLET!
2007’de Milletvekilliğine adaylığını koyan eski bir hayat kadını Ayşe Tükrükçü, “Fuhuş her yerde ama devlet buna bilerek, isteyerek göz yumuyor. Genelev çalışanlarının vergileri ile devlet memurlarının maaş aldığını biliyor musunuz? Genelev kapısını bekleyen de bir polis, bir de bekçi!” açıklamasında bulunmuştu. Genelev patroniçesi olarak bilinen Matild Manukyan 1944 yılından itibaren birçok kez vergi rekortmeni seçildi. Bu örneğin bile fuhuş sektörünün, parasal açıdan dev bir sektör olduğunu ortaya koymaya yettiği belirtiliyor.4
ATO Başkanı Sinan Aygün, hazırlanan bir raporda kadın istihdamının zayıf olduğu ve arttırılması gerektiğine vurgu yaptı. Türkiye’de halen sadece 10 kadın sığınma evi, 11 yardım merkezi bulunuyor. AB kriterlerine göre her 7.500 kadın ve kız çocuğu için bir sığınma evi açılması gerekiyor. Kadın nüfusun 35 milyon olduğu hesaplanırsa, kadın sığınma evi ve yardım merkezlerinin ne kadar az olduğu ortaya çıkıyor. Gereken tedbirler alınmadıkça kadınlarımız fuhuş batağına saplanıp kalmaktan asla kurtulamıyor.5
14 yıldır “Dindar nesil yetiştireceğiz” gibi söylemlerde bulunan muhafazakâr hükümet profilindekilerle ortaya çıkan tablo maalesef bu!
Ülkemizin kadınları, çocukları ve gelecek nesli güvence altında değil. Devlet kendi kızlarını, çocuklarını zina ve fuhuştan korumalıyken, tam tersine bu günahlar resmi yasalarla desteklenmekte, yasaklanmasına dair tedbirler alınmamaktadır ve insanlar çeşitli yollarla İslam ahlakından uzaklaştırılmaktadır. Bu acı tablo, beşeri ideolojilerin getirdiği bir sonuçtur. Çünkü İslam Medeniyeti’nde en üst şekilde değer verilerek kadının şerefine sahip çıkılmaktadır. Şanlı tarihimiz bunun şahididir.
Allah Azze ve Celle bizlere yeniden insana değer verilen, özlediğimiz medeniyetimize dönmeyi nasip etsin. Zulmün ve ahlaksızlığın her türlüsünden Allah’a sığınıyoruz!
- http://arsiv.ntv.com.tr/news/278844.asp?0m=S11Y
- http://www.habervaktim.com/haber/420577/zina-serbest-kaldi-fuhus-yuzde-220-artti.html
- http://www.news2023.com/haber/315174-turkiyede-300-bin-eskort-kiz-45-genelev-1500-hayat-kadini
- http://www.haberinadresi.org/haber/magazin-63317/genelevin-asil-patronu-devlet/4023.html
- http://arsiv.ntv.com.tr/news/278844.asp?0m=S11Y