Haber-Yorum

Türkiye ve Dünya Haberleri

Paylaş:

HABER TÜRKİYE

DOĞU TÜRKİSTANLILARIN EYLEMLERİNE MÜDAHALE

Uygur Türkleri büyükelçilik önündeki Doğu Türkistan eylemi İstanbul’da sonlandırılınca, eylemlerine Ankara’da ve Kayseri’de devam etmişlerdi. Polis müdahalesinin gerçekleştiği bu eylemleri değerlendiren Alparslan Kuytul Hocaefendi “Suçluların İadesi Anlaşması”nı bir kez daha eleştirerek kararın Kur’an’a aykırı olduğunu dolayısıyla da uymak zorunda olunmadığını vurguladı ve şunları söyledi: “AKP ve MHP’nin kendi siyasetleri gereği şu anda Çin’e sessiz kalmaları gerekiyor. Türkiye Çin devleti üzerinde baskı kurmuyor, hiç olmazsa Doğu Türkistanlıla baskı kursunlar.”

GARA OPERASYONU

2015 ve 2016 yıllarında kaçırılan toplam 13 güvenlik görevlisini kurtarma amaçlı Gara’da düzenlenen operasyonun sonucunda rehinelerin cesetlerine ulaşıldı. Bu olay üzerine acılı ailelere başsağlığı dileyen Alparslan Kuytul Hocaefendi, bu süre zarfında güvenlik görevlilerinin kurtarılması için ciddi bir çalışma yapılmadığını ifade etti. CHP, İYİ Parti, HDP ve Saadet Partisi’nin yaptığı açıklamalara binaen operasyonda başarısızlığın olduğunu söyleyen Alparslan Hoca, “Çözüm süreci bitirildiğinden beri Türk Devleti bütün gücü ile PKK’nın üzerine gidiyor. Türkiye’de ya da Kuzey Irak’ta eylem kapasitelerini düşürmüşler gibi bir durum var. Ancak Suriye’de adeta bir devlet kurduklarını görüyoruz. Belki de ağırlıklı güçlerini Suriye’ye taşıdıkları için Türkiye’de ya da Kuzey Irak’ta çok fazla eylem yapmaya gerek görmüyorlar” dedi. PKK’ya binlerce tır silahın verilmesinden dolayı Türkiye’nin belli bir zaman sonra teröre karşı hem ekonomik olarak hem askeri olarak yetersiz kalacağını dile getiren Alparslan Hoca: “Operasyonlar belki PKK’nın hızını keser ama görünen o ki 40 yıldan beri bitmeyen kavga bundan sonra da bu yöntemle bitmez. Kur’an hakem olursa, her iki taraf da buna razı olursa inşallah sorun hallolur” dedi.

ACILI ANNEYE PARA CEZASI

Çorlu’da 2018 yılında meydana gelen tren katliamında oğlu O. Arda’yı kaybeden M. Öz Sel, sosyal medya paylaşımları nedeniyle ‘kamu görevlilerine hakaret’ suçlamasıyla hâkim karşına çıktı ve 8.840 lira para cezası verildi. Hakkında dava açılmasına ilişkin Öz, “Bu bir yıldırma politikası. Bilirkişilerin yanlı kişiler olduğunu haykırdık, davada yürümeyen her şeyi kamuoyu ile paylaştık, haksızlığı ortaya döktük. Susalım istiyorlar. Konuşmayalım. Yağmur yüzünden oldu, kader diyelim istiyorlar. Yapmayınca da en çok sesi çıkanı susturmak istiyorlar” dedi.

“TÜRKİYE’DE DEMOKRASİ FAZLALIĞI VAR” (MI?)

AKP İstanbul Eski Milletvekili Mehmet Metiner, kişisel Twitter hesabından: “Türkiye’de demokrasi eksikliği yok, fazlalığı var. Demokrasi fazlalığı, demokrasiyi zehirler” dedi. Bu konuyla alakalı kendisinin 5-6 yıl öncesinde: “Bir güç Türkiye’deki özgürlükleri, demokrasiyi fazla buluyor” dediğini hatırlatan Alparslan Hoca, Mehmet Metiner’in bu söyleminin Türkiye’de özgürlüklerin daha da kısıtlanacağı ve anayasanın daha kötü hale getirileceği anlamına geldiğini ifade etti. Alparslan Hoca aynı zamanda memlekette Kur’an’ın susturulmasıyla ‘din devlete karışamadığı gibi insanlar da karışamaz’ denilmek istendiğini söyleyerek, Kur’an susturulduğunda konuşmayanların, insanlar susturulduğunda konuşma haklarının olmadığını ifade etti.

HDP, PKK DEMEK MİDİR?

Fahrettin Altun’un “HDP, PKK demektir” açıklaması üzerine HDP: “Bu sözler Fahrettin Altun’un boyunu aşmaktadır” dedi. Bu konuyu değerlendiren Alparslan Hoca, “Mademki HDP ile PKK aynı idi, o zaman neden seçime girmelerine müsaade ettiler, neden HDP’ye devletin kasasından yardım ettiler, neden daha önce HDP ile çözüm sürecini başlattılar? Bunlar kendileriyle çelişiyorlar” dedi. HDP ile PKK’nın bazı konularda aynı düşünmeleri de tamamen eşit oldukları anlamına gelmediğini ifade eden Alparslan Hoca, bu söylemle HDP’ye oy veren 6 milyon insanı PKK’nın kucağına itmiş olduklarını, niyetlerinin HDP’yi kapatmak olduğunu ondan dolayı HDP'nin PKK ile eşit görüldüğünü dile getiren Alparslan Hoca, bunun çözüm olmayacağını söyledi. AKP’nin güce dayalı ve günübirlik siyasetini eleştirirken, izlenen politikaların kutsala dayanması gerektiğini aksi halde çözüme ulaşılamayacağını da konuşmalarına ekledi.

AKP’Lİ ZENGİN’DEN ÇIPLAK ARAMA İDDİALARINA RED

Uşak Cezaevinde çıplak arama yapıldığı iddialarını reddeden ve “Onurlu kadın, ahlaklı kadın bir sene beklemez” söylemine, "Bunlar, cezaevinde bebekli kadınlar var demek için bebek sahibi oluyorlar" söylemini ekleyen AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin, yapmış olduğu bu açıklamalarla birçok kesimden tepki aldı. Bu açıklamaları kendisine yakıştıramadığını söyleyen Alparslan Hoca, polis şiddetine maruz kalanların kamera görüntüsü olsa dahi yetkililerin bir şey yapmadığını ifade etti. Hamile kadınların ise tutuklanamayacağını söyleyen Alparslan Hoca, kanunlara uyulmadığını söyledi. Zengin hakkında sosyal medya üzerinden yaptığı hakaret içerikli paylaşım nedeniyle gözaltına alınan kişi ise “Cumhurbaşkanına hakaret” suçundan tutuklandı.

SELÇUK ÖZDAĞ’A SALDIRAN 5 KİŞİYE TAHLİYE

Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ'a, 15 Ocak’ta evinin önünde saldıran 5 kişiden 3’ü tutuklanmış, dosyanın Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine karar verilmişti. Cumhuriyet Savcısı Fatih Taş’ın tutuklu 5 sanığın tahliyesini istediği ortaya çıktı. Saldıran 5 kişi Cumhuriyet Savcısı’nın ‘uzun tutukluluk süresi olur’ ifadesinin ardından tahliye edildi.  

‘MİLLETİMİZ NEZDİNDE HDP'Yİ KAPATACAĞIZ’

MHP ve Vatan Partisinin, HDP’nin kapatılması gerektiğine dair yapmış oldukları açıklamalara karşı AKP Grup Başkanvekili Cahit Özkan: “Milletimiz nezdinde HDP’yi kapatacağız” dedi. “Bu açıklaması ile “HDP’yi hukuk yoluyla kapatarak değil seçim yoluyla bitireceğiz” demek istediğini ve parti kapatmaya karşı olduklarını anlatmak istediğini zannediyorum” diyen Alparslan Hoca, “MHP ve Vatan Partisinin düşüncelerinin aksine AKP’nin sandık yoluyla HDP ile mücadele etmeyi düşünmesi olumlu bir yaklaşımdır. Bir partiyi kapatmak, ‘Siyaset arenasında bile hakkınızı arayamazsınız’ şeklinde anlaşılacaktır ve bu davranış gençleri dağa çıkarmak isteyenlerin işine gelecektir. İdareciler adaletli olurlarsa, fikir ve ifade hürriyetine gerçekten inanır ve uygularlarsa ülkede huzur olur ve devletin gücünü kullanarak muhaliflere baskı yapmak zorunda kalmazlar” dedi.

AKP’DEN LEBALEB DOLU KONGRELER!

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yasakların olduğu dönemde “Salgının olduğu bir dönemde kongre yapıyoruz ve Rize’de salon lebaleb dolu” demesi dikkat çekti. Cumhurbaşkanının bu ifadeleri kullanarak herkese ‘güç bizim elimizde, istediğimizi yaparız’ mesajı vermek istediğini belirten Alparslan Hoca, bu ifadelerin tesadüf olmadığını ve parti tabanına “yıkılmadık” mesajı vermeye yönelik olabileceğini söyledi. Muhammed Emin Saraç’ın cenazesinde sosyal mesafe kurallarına uyulmaması üzerine ise Sağlık Bakanı Fahrettin Koca kendisine yöneltilen soruya: "Ben cenazede mesafenin ortadan kalkabileceğini öngörmedim. Öngörmem gerekiyor muydu? Evet, gerekiyordu. Bu benim kusurum. Vatandaşımızdan bu anlamda özür diliyorum” dedi. Sağlık Bakanının bu açıklamayı yaparken tedirginlik yaşadığını ifade eden Alparslan Hoca, “Cenazede böyle bir durum olabilir. Herkesi kontrol altına alamazsınız” diyerek İslam’ın anlatıldığı konferanslara izin verilmeyip Erdoğan’ın kongreler gerçekleştirmesinin bir açıklamasının olmadığını söyledi.

‘MHP’NİN BAŞINA GEÇMEKTEN ŞEREF DUYARIM’

Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in “MHP’nin başına geçmek şereftir” sözlerine MHP’den: “Çay içmemiz bile mümkün değildir. 12 Eylül’den evvel ülkücü yöneticilerin hepsini Aydınlık Gazetesinde hedef göstermiştir. Gazetelere tam boy ilan verip adını, okulunu, adresini yayınlamıştır. MHP’ye üye olması bile mümkün değildir” şeklinde yanıt geldi.

 

HABER DÜNYA

MYANMAR’DA NELER OLUYOR?

Adını Arakanlı Müslümanlara yapılan soykırım ile duyduğumuz Myanmar, bu aralar darbe ve darbe karşıtı protestolarla dünya gündeminde. Myanmar ordusu, kendine yakın siyasi grupların 8 Kasım 2020 seçimlerinde hile yapıldığı iddialarını ortaya atmasının ve ülkede yükselen gerilimin ardından 1 Şubat’ta yönetime el koymuştu. Darbe yapan ordu, seçimi geçersiz saymış, seçilmiş lider Aung San Suu Kyi ile onun liderliğindeki Ulusal Demokrasi Partisinin ileri gelenleri de dahil yüzlerce insanı gözaltına almıştı. Sadece bir günde 38 göstericinin öldürüldüğü protestolarda, can kayıpları artarak devam ediyor. Myanmar’da ordu, parlamentoda önemli bakanlıkların sandalyelerin %25’ini oluşturmasına rağmen tepki göstererek darbe yaptı ve ülkeyi 1 yıl yöneteceğini açıklayarak darbenin ardından 1 yıllık OHAL ilan etti. Uzmanlara göre ABD-Çin rekabeti Myanmar’daki darbeyi tetikledi. Myanmar’da askeri darbe ve seçilmiş hükümet üyelerinin gözaltına alınmasına karşı düzenlenen protestolar ve genel grev kapsamında iş bırakmalar ise devam ediyor. Yurt dışındaki bazı örgütler de protestocuların genel grev başlatması kararına destek açıklamalarında bulundu. Protestocuların interneti ve sosyal medya platformlarını etkili kullanması ve yaşadıklarını canlı yayınlamaları üzerine ülke genelinde internet kesildi, Facebook gibi sosyal medya platformlarına erişim engeli getirildi. Sosyal medya devlerinden YouTube Myanmar ordusuna ait bazı kanalları kapatırken, Facebook ise ordunun hesabını kapattı. Çok sayıda kişinin tutuklandığı ülkede, polisin hastane ve üniversiteleri de işgal ettiği bildirildi.

BİDEN- NETANYAHU GÖRÜŞMESİ

İsrail Başbakanlık Ofisinden yapılan yazılı açıklamada, Netanyahu ile Biden’ın telefon görüşmesi yaptığı belirtildi. Biden ve Netanyahu’nun, Arap ülkeleri ile İsrail arasındaki normalleşme anlaşması sürecinin gelecekte de sürmesi konusunda anlaştığı ifade edilen açıklamada, iki liderin İsrail ile ABD arasındaki kararlı ittifakı güçlendirmeye devam etmek için birlikte çalışacaklarını vurguladıkları aktarıldı. Açıklamada, liderlerin görüşmede “İran tehdidi” ve bölgedeki diğer gelişmeleri de ele aldıkları, bu çerçevede diyaloglarını sürdürme kararı aldıkları belirtildi. 20 Ocak’ta göreve gelen Biden’ın, İsrail Başbakanı Netanyahu ile belli bir süre görüşmemiş olması Amerikan ve İsrail medyasında da tartışmalara neden olmuştu. Biden yönetimi, Orta Doğu barışı konusunda iki devletli çözümü desteklediğini belirtmiş ancak Donald Trump döneminde imzalanan “İsrail ile normalleşme(!)” anlaşmalarını aynen tanıdığını ilan etmişti.

KIRIM İLHAKI

Rus silahlı milislerin gölgesinde yapılan referandum sonrasında 2014’te Kırım’ın Rusya tarafından yasa dışı ilhakının üzerinden 5 yıl geçti. Yaklaşık bir milyon Müslümanın yaşadığı Kırım’ın Rus yönetimine geçmesinden sonra başta yöneticileri olmak üzere Ukrayna yanlısı Kırım Tatarları baskı altına alınmış, hakları ihlal edilmeye ve tutuklanmaya başlanmıştı. Emperyalist ülke Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Joe Biden ise Rusya’nın Kırım’ı ilhakının yıl dönümü nedeniyle yaptığı açıklamada, “Rusya, Kırım’ı işgal ederek, uluslararası hukuku, modern ülkelerin birbirine garanti ettiği normları, komşusu Ukrayna’nın egemenliğini ve toprak bütünlüğünü ihlal etmiştir” dedi. ABD’nin çatışmanın başından bu yana olduğu gibi Ukrayna ve müttefiklerinin yanında olduğunun altını çizen Biden, “Bu hüzünlü yıl dönümünde, önemli bir gerçeği tekrar vurguluyoruz: Kırım, Ukrayna’nındır” ifadesini kullandı. Kırım işgali ve Ukrayna’nın doğusundaki savaştan en fazla Müslümanların etkilendiği ise herkes tarafından bilinen bir gerçek.

NATO’DAN SAVUNMA AÇIKLAMASI

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Avrupa’nın savunmasını kuzeyde ABD, Kanada ve İngiltere, güneyde ise Türkiye gibi AB üyesi olmayan ülkelerin sağladığını belirtti. AB ülkelerinin çoğunun aynı zamanda NATO müttefiki olup AB nüfusunun %90’ının NATO ülkelerinde yaşadığını vurgulayan Stoltenberg, AB’nin savunma harcamalarını artırma çabalarından memnuniyet duyduğunu belirtti ancak özellikle Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un savunduğu “stratejik özerkliğe” şüpheyle yaklaştı. Stoltenberg, NATO’nun Rusya, Çin’in yükselişi, siber saldırılar ve uluslararası terör gibi birçok sınamayla karşı karşıya bulunduğunu aktardı. NATO Genel Sekreteri, coğrafi olarak kuzeyde Rusya’ya karşı ABD, Kanada ve İngiltere’nin Avrupa’yı savunduğunu, bunların hiçbirinin AB üyesi olmadığını vurguladı. Güneydoğuda ise Suriye ve Irak ile sınırı bulunan ve yine AB üyesi olmayan Türkiye’nin NATO savunmasında çok önemli rol oynadığını söyleyen Stoltenberg, Türkiye’nin, “özellikle IŞİD ile mücadelede aşırı derecede önemli bir ülke” olduğunun altını çizdi.

MALCOLM X SUİKASTINDA YENİ DELİL

Sivil haklar alanında ve ırkçılığa karşı verdiği mücadele ile tarihe geçen Malcolm X'in suikastına ilişkin yeni bilgiler ortaya çıktı. Malcolm X’in avukatları yaptıkları açıklamada, 21 Şubat 1965’te yaptığı bir konuşma esnasında uğradığı suikast sonucu hayatını kaybeden lidere New York Polis Teşkilatı (NYPD) veya Federal Soruşturma Bürosu (FBI) tarafından komplo kurulmuş olabileceğine dair delillere ulaştıklarını ifade ettiler. Açıklamada, 1960’larda sivil polis olarak muhbirlik yapan siyahi Ray Wood’un ailesi ve avukatlarının, Wood’un ölüm döşeğindeyken, “NYPD ve FBI’nın Malcolm X’i öldürmek için komplo kurduğunu” itiraf eden bir mektup yazdığı belirtildi. Basın açıklamasında konuşan Avukat Ray Hamlin, “Yapmaya çalıştığımız şey, onarıcı adalet hakkında konuşmak, Malcolm X’in mirası adına avukatlar olarak, adaletin peşine düşmek” ifadesini kullandı. Malcolm X’i kimin öldürttüğü konusu, cinayetin üzerinden 56 yıl geçmesine rağmen tam olarak açıklığa kavuşmadı. Suikasttan sonra tutuklanan 3 kişi, ömür boyu hapse mahkûm edilmişti. Malcolm X’in kızları, yeniden soruşturma talebinde bulundu. New York polisi AFP’ye yaptığı açıklamada dava ile ilgili bütün arşiv dosyalarının savcılığa verildiği ve polisin de soruşturmaya katkıda bulunmaya hazır olduğunu belirtti. FBI ise herhangi bir açıklamada bulunmadı.

ZALİM ÇİN YİNE CAMİ YIKTI!

Doğu Türkistan’da uzun yıllardır Müslümanlara sistematik zulümler yapan komünist Pekin yönetimi mukaddesatı hedef almaya devam ediyor. Uygur Türklerine ait haber sitelerinde yer alan videoda Çin’in Doğu Türkistan’daki bir camiyi daha yıktığı görülüyor. Çin  Komünist  Partisi  (ÇKP),  dinler  üzerinden Çinlileştirmeyi (Sinicization) teşvik etme kararından bu yana, birçok İslami yapıya zarar verdi. Çin kaynaklı sosyal medyada yayılan görüntülere göre Çinli yetkililer, Doğu Türkistan’daki camileri tek tek yıkıyor ve camilere Çinli yapı görünümü veriyor. ÇKP yönetiminin İslam karşıtı politikalarının Çin vilayetlerindeki Huy Müslüman bölgelerinde de yaygınlaşmaya başladığı görülüyor. Uygurlara yaptığı baskı ve insanlık dışı uygulamalarıyla gündemden düşmeyen Çin, insan hakları ihlallerinde olduğu gibi inançlara yaptığı saldırı ve tahribatta da sınır tanımıyor. Çin kaynaklı sosyal medyada son zamanlarda sıkça dolaşan görüntülere göre Çinli yetkililer, 2014’te onaylanan İslam’ı Çinlileştirme planları çerçevesinde Henan Eyaleti’nin orta kesiminde bir ilçe olan Xiangcheng’deki 600 yıllık Nandun Camii’nin kubbesini ve minarelerini yıkıyor. Geçtiğimiz aylarda ise bir caminin, bazı Çinli iş adamlarının ihtiyaçlarını(!) karşılama bahanesiyle tuvalete çevrildiği öğrenilmişti.

JAPONYA’YA ‘YALNIZLIK BAKANI’

Japonya’nın korona virüse karşı mücadelesi sırasında sosyal hayatın neredeyse olmaması, insanları giderek daha stresli ve yalnız hissettirdi. Ülkede intihar vakalarında ise artış gözlemlendi. Artan intihar vakalarının önüne geçmek için harekete geçen Japonya Başbakanı Yoshihide Suga, Bölgesel Kalkınma Bakanı Tetsushi Sakamoto’nu yalnız yaşayan kişilerin sorunlarından sorumlu bakan olarak atadı. Sakamoto, yeni görevine ilişkin yaptığı ilk açıklamada, “Başbakan Suga, konuyu incelemem ve ilgili bakanlıkla koordine ederek kapsamlı bir strateji ortaya koymam için talimat verdi. Sosyal yalnızlığı ve izolasyonu önlemek ve insanlar arasındaki bağları korumak için faaliyetler gerçekleştirmeyi umuyorum” ifadelerine yer verdi. Suga daha önce Japonya’nın 2020’nin Ekim ayında yaklaşık 880 kadının intihar ettiğini ve bunun bir önceki yılın aynı dönemine göre %70 daha fazla olduğunu belirtmişti. İntihar konusunda çalışan uzman Michiko Ueda: “Birçok kadın evli değil. Kendi hayatlarını geçindirmek zorundalar ve kalıcı işleri yok. Bu yüzden zor durumlarda ciddi anlamda dibe vuruyorlar” dedi.