Haber Türkiye
Terörün Mâliyeti 400 Milyar Dolar
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, teröre giden paranın 400 milyar doları bulduğunu belirtti. 400 milyar dolarla Türkiye’de 9-10 tane GAP projesi, 160 baraj, 60 bin kilometre otoyol, 2 milyon kişiye iş imkânı sağlayacak fabrika, 20 bin hastane, 20 bin tam teşekküllü okul yapılabiliyor. Bu süreçte 20 bin PKK militanı hayatını kaybetti, halen dağda 5 bin, cezaevlerinde ise 10 bine yakın örgüt mensubu var. Terör nedeniyle 2 milyona yakın yurttaşımız zorunlu göçe maruz kaldı. Kurtuluş Savaşı’nda 10 bin 885 askerimiz ölürken; PKK ile mücadelede 11 bin 735’i asker, polis ya da korucu olmak üzere toplam 50 bin insanımız hayatını kaybetti. 1 984’ten bu yana bu sorunun çözülmesi için birçok yöntem uygulanmasına rağmen sorun hep aynı kaldı. Daha önce İslam bağı ile yüzlerce yıldır kardeşçe yaşayan farklı ırkları, yeniden bir araya getirebilmenin İslam’dan başka yolu kalmadı.
Füze Kalkanı Ortadoğu’da
NATO’nun Çekoslovakya’ya ve Polonya’ya kurmak istediği fakat onların kabul etmediği füze kalkanı, Türkiye’de hiç gündeme bile getirilmeden ve tam da Mavi Marmara Raporu’nun basına sızdığı saatlerde hükümetin “Tamam alıyoruz” demesiyle kabul edildi. ABD’nin yaptığı açıklamalardan füze kalkanının, Ortadoğu’da ileride gerçekleşebilecek (veya gerçekleştirilecek) büyük çaplı bir çatışmada Batılı güçleri destekleme amaçlı olduğu anlaşılıyor. Nitekim Mayıs 2012’de İsrail ve ABD arasında iki ülke tarihindeki en büyük ortak tatbikat gerçekleştirilecek. Tatbikatın nihai hedefi ise; gelecekte Ortadoğu’da büyük çaplı bir çatışma söz konusu olduğunda ortak kuvvetlerin kuruluşuna ön ayak olmak olarak açıklandı.
Burada dikkati çeken nokta İsrail’de bulunan füze savunma sisteminin İran dışında Kafkasların ve Ortadoğu’nun büyük bir bölümünü kapsayıp, İran’ın doğu bölgesini tamamen gözetleyemiyor olması. Türkiye’ye konuşlandırılacak kalkan bu eksikliği tamamlayacak.
İsrail ile bir yandan ipleri koparıyor gibi görünüp bir yandan da onları koruyacak ve Ortadoğu’da büyük bir savaş çıkması durumunda İsrail’e destek olacak bir sistemi ülkemize kurmak, işlerin hiç de söylendiği gibi olmadığını gösteriyor.
ABD ve Türkiye Köktendinci Avı Başlatıyor!
Ilımlı İslam’ı her fırsatta destekleyen Amerika, gerçek İslam’ı savunan insanları ‘kökten dinci’ olarak yaftalıyor ve kendi ifadesiyle; kökten dinci terörizme karşı yeni bir girişim başlatıyor. “Küresel Terörizmle Mücadele Forumu” adı verilen girişimin eş başkanlığını ABD ve Türkiye yürütecek, 30 kadar ülke de girişime destek verecek. ABD’ye göre Forum’un en önemli amacı, otoriter rejimlerin pençesinden kurtulan Ortadoğu ülkelerinde kökten dinci terörizmin zemin kazanmasını engellemek olacak. Yani Amerika Ortadoğu’da devrilen hükümetlerin yerine gerçek İslam’ın değil ılımlı İslam’ın geçmesi için bir girişim başlatıyor ve bu girişimin başında da Türkiye yer alıyor. ABD söz konusu ülkelere, terörizm tehditlerine karşı zafiyetlerinin tespitinde yardımcı olacak, yeri geldiğinde terörle mücadele için istihbarat ve kaynak desteğinde bulunacak. Forum ayrıca söz konusu ülkelere yeni terörle mücadele yasalarının hazırlanmasına, polis, savcı ve yargıçların eğitimine katkıda bulunacak.
Aydın Doğan İsrail’le Ortak
Doğan Yayın Holding’in ortağı Alman Axel Springer Verlag AG’nin hisselerinin, yüzde 100’ünün İsrail devletine ait olduğu ortaya çıktı. Adı en son Doğan Yayın Holding’e kesilen vergi cezasıyla gündeme gelen Axel Springer Verlag AG’nin sahibi Yahudi asıllı Axel Springer, 1985 yılında ölmeden önce tüm hisselerini İsrail devletine bağışladı. Hisselerinin tamamının İsrail devletinde olduğu anlaşılan Axel Springer, Doğan Yayın Holding’in de yüzde 25’ine sahip. Doğan ve Axel Springer arasındaki bu ortaklık, İsrail’in Doğan Yayın Holding’in yüzde 25’ine sahip olduğu anlamına geliyor. Doğan Holding’e bağlı kuruluşların İslam’a karşı her fırsatta karalama kampanyaları yürütmelerini garip karşılamamak lâzım ne de olsa İsrail devletiyle ortaklar. Doğan Grubuna ait bazı kuruluşlar şöyle: Hürriyet, Radikal, Posta, Milliyet, Vatan, Kanal D, Star TV, CNN Türk, TNT, Radyo D, Slow Türk, D-Smart, D&R, hepsiburada.com, Doğan Haber Ajansı (DHA), Yaysat…
Haber İslam Dünyası
İran’ın İlk Nükleer Santrali Devrede
İran’ın Buşehir kentinde inşa ettiği 1000 megawatt gücündeki nükleer santral resmen aktif hale geldi. İran, nükleer santral çalışmalarına tam 37 yıl önce başlamıştı. Batılı ülkelerce teşvik edilen ve temelleri atılan nükleer tesisler, devrim sonrası süreçte bu ülkelerin, anlaşmaları tek taraflı iptal etmeleriyle sekteye uğramış, projeyi tamamlamayı Rusya üstlenmişti. Nihayetinde, İran yıllardır süren ambargo ve engellemelere rağmen tamamladığı bu proje ile Amerika’ ya “dayanmadan” da ayakta kalabilmenin mümkün olduğunun güzel bir örneğini tüm dünyaya göstermiş oldu.
Mısırlı Gençler İsrail Elçilik Binasına Girdi
Mısır’da Tahrir gösterisi sonrasında İsrail Büyükelçiliği önüne örülen beton duvarı yıkmaya başlayan Mısırlı gençler, binaya da girdi. Mısır’ın bütün şehirlerinde tekrar başlayan gösteriler bütün hızıyla devam ediyor. İsrail bayrağı indirilerek, göndere Mısır ve Filistin bayrakları çekildi. İsrailli diplomatlar ülkeden uçakla kaçtı. Binaya giren göstericiler, binlerce sayfa belge içeren kâğıtları elçilik binasının pencerelerinden dışarı savurdular.
İran: ABD PKK’ya Havan Topu Verdi
İran Kara Kuvvetleri Harekât Komutanı General Ali Arateş, geçen ay içinde Irak’ın Erbil kentinde bulunan ABD konsolosluğu aracılığıyla PKK ve PJAK’a çok sayıda 120 mm’lik havan topu ve el telsizi verildiğini öne sürdü.
Öte yandan İsrail Dışişleri Bakanı Türkiye’nin İsrail’e karşı yaptırım plânları dolayısıyla PKK’ya askeri yardım yapabileceklerini îma etti ve Avrupa’daki PKK liderleri ile toplantılar yapabileceklerini söyledi. Bütün bu gelişmeler PKK’nın arkasında kimlerin olduğunu bir bir gözler önüne seriyor.
Hamas’tan ‘Devlet’ Konusunda Açıklama
Abbas yönetimi ‘devlet’in tanınması için BM’ye başvuruya hazırlanırken; Hamas yönetimi ilk defa bu konu ile ilgili açıklama yaptı. Hamas’a göre; Türk hükümeti tarafından İsrail’e yaptırım olarak sunulan ve Filistin’in yararına olacakmış gibi lanse edilen Filistin’in BM’de devlet olarak tanınması, Filistin için çok kötü sonuçlar doğurabilir. Hamas sözcüsü Sâmi Ebu Zuhrî yaptığı açıklamada; Filistin’in devlet olarak tanınması ile İsrail’in saldırıları sonrası yurt dışında yaşamını sürdürmek zorunda kalan milyonlarca Filistinli mültecinin hak talebinin de sona ereceğinin altını çizdi. Ayrıca, Abbas liderliğinde bir Filistin devletinin BM’de tanınması ile direniş hakkının sona erebileceğini de ifade etti.
Independent: Mekke, Vegas’a Dönüşüyor
Suudi yönetiminin Mekke’de inşa etmeyi plânladığı yüzlerce yeni otele ve dini mekânların yok olması tehdidine İngiliz gazetesinden bile tepki geldi. “ İslam’ın en kutsal mekânı Mekke, zenginler için Vegas’a dönüşüyor” başlıklı haberde, Mekke’de inşa edilmesi plânlanan 500 otel hakkında bilgi veriliyor, bu otellerden birinin 5 bin odaya sahip olacağı aktarılıyor. Haberde, herkesin eşit olması gereken bu kutsal mekânlarda dâhi paranın öne çıkmasından duyulan rahatsızlık aktarılıyor. Proje kapsamında yıkılacak binalar arasında Peygamber Efendimizin doğduğu ev, amcası Hz. Hamza’nın büyüdüğü ev ile Osmanlı ve Abbasi dönemine ait yapılar bulunuyor. “Hâdimu’l Harameyn” (Kâbe’nin Hizmetkârı) olduğunu iddia edenler, yıllardır Kabe’den başka kimlerin hizmetkârlığını üstlenmektedirler?..
Haber Dünya
Ariel Şaron İsraillilerin Sabrını Taşırdı
İsrail eski Başbakanı Ariel Şaron, dört yıldır yaşam ünitesine bağlı olarak yaşam savaşı veriyor. ‘Şatilla Kasabı’ olarak da anılan ve Filistin’de yaptığı katliamlar nedeniyle İslam Âlemi tarafından en sevilmeyen isimler arasında yer alan Şaron’un bu durumu için kimileri ‘İlahi adalet’ yorumunu da yapıyor.
Gazeteci Hüsnü Mahallî, günlük bakım masrafı yaklaşık 300 bin dolar olduğu iddia edilen Şaron için İsrail sosyal güvenlik sisteminin İsrail yönetimine başvurarak; “Artık bu masrafı daha fazla karşılayamayız. Fişini çekelim” dediğini öne sürdü. Mahalli bu iddiasını İsrail basınında çıkan habere dayandırdı. Allah (c.c.) zalimin zulmünü yanına bırakmayacağının işaretlerini daha dünya da iken göstermeye başladı. Şaron süründüğüne mi yansın uğrunda ömrünü tükettiği sistemin ona katlanamadığına mı?
Fransa Eski Kışlaları Camiye Çeviriyor!
Fransa hükümeti Fransa Ordusu’nun eski kışlalarını geçici camiye çeviriyor. Geçici camiler, gerçek camiler inşa edilene kadar hizmet görecek. Fransa’da sayıları giderek artmasına karşın yeterli sayıda camileri bulunmayan Müslümanlara çözüm hükümetten geldi. Namaz kılan Müslümanların Paris sokaklarını kapatmasını laikliğe aykırı gören Fransız hükümeti çözümü, ordunun eski kışlalarını geçici olarak camiye çevirmekte buldu. Fransa içişleri bakanı ‘Müslümanların namaz kılmak için sokakları kapatmaları artık kabul edilemez bir safhaya ulaştı. Bu, Fransa Devleti’nin laiklik anlayışına ters düşmektedir.” dedi. Avrupa’da kiliseler bir bir kapanırken camilerin hızla artması İslam’ın Avrupa’da yayılışının büyük bir göstergesi.
“Kurban Bayramı’nda Müslümanları Kurban Edin”
Fransa’da İslam düşmanı bazı Facebook kullanıcıları, Facebook’ta açmış oldukları “Kurban Bayramı günü Müslümanları kurban edelim” sayfasında Fransızları, Müslümanları öldürmeye davet etti. Fransa İslam Düşmanlığıyla Mücadele Derneği sayfanın kapatılması için gerekli yerlere başvurduklarını fakat henüz gerekli işlemlerin yapılmadığını ve Fransa polisinin yapılan başvuruyu şu ana kadar dikkate almadığını söyledi.
FBI: Her Müslüman Potansiyel Tehdittir!
FBI’ın kendi elemanlarını “İslamî Terör” konusunda eğitmek için yazmış olduğu belgeler basına sızdı. Yakın zamanda ABD medyasında yer alan bu belgelerde açıkça “Her Müslüman, ılımlı olsun olmasın, potansiyel teröristtir” diyor. Peygamberimiz (s.a.v) için İngilizcede her türlü sapkın fraksiyon liderini tanımlamak için kullanılan “cult leader” tabiri kullanılıyor. Zekât ibadeti hakkında “Silahlı mücadele için para toplama mekanizması” denilen belgelerde, “Kur’an değiştirilmediği sürece bunları ılımlı hâle getirmek imkânsızdır.” şeklinde bir ifade yer alıyor.
Kur’an’ın sadece elimizde bulunması bile bu kadar korku sebebi olurken, Kur’an’ı hayat düsturu edinen bir ümmetin oluşması kim bilir dünyada nasıl bir etki meydana getirecektir.
Avrupa’nın Yüzde 40,2’si Depresyonda
Almanya`da yapılan bir araştırmada Avrupa nüfusunun neredeyse yüzde 40’ının yani 165 milyon kişinin her yıl depresyon, anksiyete, uykusuzluk, şizofreni, bağımlılık, epilepsi, Parkinson veya bunama gibi ruhsal ve nörolojik hastalıklarla mücadele ettiğini ortaya koydu.
Bu hastalıklara yakalananların sadece üçte birinin tedavi veya terapi gördüğünü ortaya çıkaran araştırmaya göre, Avrupalıların ruhsal hastalıkları, kıtaya her yıl yüzlerce milyar avroyla ölçülen ekonomik ve sosyal yük getiriyor. Bunun nedeni ise hastaların çalışamayacak durumda olması ve kişisel ilişkilerin çökmesi. Aynı araştırma 2005 yılında yapılmış ve Avrupa’nın yüzde 27’sinin ruhsal bozukluk yaşadığı ortaya çıkmıştı. İşte seviyesine ulaşmaya çalıştığımız Avrupa! Ruhen, hızla çöküyor ve bâtıl kendi kendini yok ediyor.