Furkan Nesli Dergisi’nde yar alan ibret dolu bir kıssayı istifadenize sunuyoruz.
İşte Furkan Nesli Dergisi’nin 31. sayısında yer alan “Yönetim Ne Zaman Çöker?” başlıklı kıssa;
Osmanlı’nın yükseliş dönemi padişahlarından olan Kanunî Sultan Süleyman devletin akıbetini düşünür; günün birinde Osmanoğulları da inişe geçer, çökmeye yüz tutar mı diye düşüncelere dalar. Bu kaygısını sütkardeşi meşhur âlim Yahya Efendi’ye sormaya niyet eder. Güzel bir hatla yazdığı mektubu Yahya Efendi’ye gönderir. Mektupta sütkardeşine “Sen ilahi sırlara vakıfsın. Bizi de aydınlat. Bir devlet hangi halde çöker? Osmanoğulları’nın akıbeti nasıl olur? Bir gün izmihlale uğrar mı?” diye sorar.
Mektubu okuyan Yahya Efendi’nin cevabı çok kısa ve şaşırtıcıdır; “Neme lazım be Sultanım!”
Topkapı Sarayı’nda bu cevabı hayretle okuyan Sultan Süleyman buna herhangi bir mana veremez. “Acaba bu cevapta bizim bilmediğimiz bir mana mı vardır?” diye düşünür. Nihayet kalkar Yahya Efendi’nin dergâhına gelir ve der ki: “Ne olur mektubuma cevap ver. Bizi geçiştirme, sorumu ciddiye al.”
Yahya Efendi şöyle bir bakar ve: “Sultanım sizin sorunuzu ciddiye almamak kabil mi? Ben sorunuz üzerinde iyice düşündüm ve kanaatimi size açıkça arzettim” deyince Sultan Sülayman; “İyi ama ben bu cevaptan bir şey anlamadım. Sadece ‘Neme lazım be sultanım’ demişsin. Sanki beni böyle işlere karıştırma der gibisin.”
Bunun üzerine Yahya Efendi bu cevaptan sonra şu müthiş açıklamasını yapar:
“Sultanım! Bir devlette zulüm yayılırsa, haksızlık şayi olsa, işitenlerde ‘neme lazım’ deyip uzaklaşsalar, sonra koyunları kurtlar değil çobanlar yese, bilenler de bunu söylemeyip sussa, fakirlerin, yoksulların, muhtaçların, kimsesizlerin feryadı göklere çıksa da bunu da taşlardan başka kimse işitmese, işte o zaman devletin sonu görünür. Böyle durumlardan sonra devletin hazinesi boşalır, halkın itimat ve hürmeti sarsılır. Asayişe itaat hissi gider, halka hürmet duygusu yok olur. Çöküş ve izmihlal de böylece mukadder hale gelir…”
Bunları dinlerken ağlayan Sultan, söylenenleri başını sallayarak tasdik eder. Sonra da Allah’a kendisini ikaz eden bir âlim olduğu için şükreder.