“Evet, ölümden korkuyorum! Yatağımda yaşlı develer gibi ölmekten, kalp krizinden ya da trafik kazasında ölmekten korkuyorum. Allah yolunda dinim, vatanım ve mukaddesatım için ölmekten korkmuyorum!
Canımız ve kanımız en küçük şehidimizden daha değerli değildir!”
Şehit Yahya Sinvar
Filistinli Müslümanların dünyaya öğrettiği değerlerden birisi de şüphesiz ‘şehadet’ oldu. Şehit olmaya duydukları arzu hem gayr-ı müslimlere hem de Müslümanlara tarifsiz duygular yaşattı ve yaşatmaya devam ediyor. Anaların çocuklarını önce mücahit sonra şehit olmak için doğurduğu bu topraklar, Kassam Tugayları sözcüsü Ebu Ubeyde’nin ifadeleriyle: “Zeytin yetiştirdiği gibi direnişçi yetiştirir ve nesilden nesle bu onuru miras bırakır.” İşte bu direnişçilerin unutulmaz isimlerinden biri de Yahya Sinvar’dı…
Önceki sayımızda hayatını ele aldığımız İsmail Heniye’nin şehadetinin ardından Hamas’ın siyasi lideri seçilen yiğit komutan Yahya Sinvar da lider olduktan sadece 78 gün sonra izzetli bir şekilde şehit oldu.
1962’de Gazze Şeridi’nin güneyindeki Han Yunus Mülteci Kampında doğan Sinvar, Ebu İbrahim künyesiyle tanınıyordu. 1948’de İsrail’in kuruluşu sırasında yerinden edilen yüz binlerce Filistinli aileden birinin çocuğuydu. Ortaokul ve liseyi mülteci kamplarında bulunan okullarda okuduktan sonra Gazze İslam Üniversitesinde Arap Dili alanında eğitimini tamamladı. Sinvar, İsrail’de ilk kez 1982’de 19 yaşındayken “İslami faaliyetler” nedeniyle gözaltına alındı. Şeyh Ahmed Yasin ile birlikte yaptığı faaliyetler nedeniyle 1985 yılında tekrar tutuklanarak 8 ay hapis cezasına çarptırıldı.
Yahya Sinvar’ın, 1987’de intifadanın başlamasında ve Hamas hareketinin sahada fiilen kurulmasında büyük rolü olmuştur. Ayaklanmanın başlamasından bir ay sonra, Ocak 1988’de İsrail tarafından tutuklanarak 4 defa müebbet (415 yıl) hapis cezasına çarptırıldı. Bu seferki tutuklanmanın sebebi ise Sinvar’ın henüz 23 yaşındayken Hamas hareketi için “El-Mecd” olarak adlandırılan bir güvenlik grubu ve mekanizması kurması oldu.
Sinvar, hapishanede geçirdiği süreyi İsrail’in iç politikasını incelemek ve İsrail zihniyetini anlamak için kullandı. Kendisini İsrail toplumunu, liderlerini ve psikolojisini incelemeye adadı. Ayrıca İsrail gazetelerini ve önde gelen kitapları okuyarak İbranicesini geliştirdi ve bu dili akıcı şekilde konuşmaya başladı. Sinvar, hapishanede İbranice yazılmış birçok önemli eseri Arapçaya çevirmekle birlikte mülteci kamplarında doğup büyüyen bütün çocukların yaşadıklarını dünyaya anlatan “Diken ve Karanfil” adlı bir roman kaleme aldı.
Sinvar, 1988’de tutuklanmasından 2011 yılında büyük mahkûm takası anlaşmasına kadar 23 yılını İsrail hapishanelerinde geçirdi. İsrail, Hamas’ın beş yıl rehin tuttuğu askeri Gilat Shalit’in serbest kalması için 1.027 mahkûmu salıverdi. Bu mahkûmlardan biri de Sinvar’dı. İsrail daha sonra Yahya Sinvar’ın serbest bırakılmasından üzüntü ve pişmanlık duymuş, İsrail istihbaratçısı Micah Kubi konuyla ilgili şunları söylemiştir: “Sinvar’ın serbest bırakılması İsrail tarihindeki en büyük hataydı.”
18 Ekim 2011’de hapisten çıktığında Gazze’deki Hamas Siyasi Bürosunun resmi bir üyesi olan ve 2017’de Gazze’deki Hamas Siyasi Bürosunun başkanı seçilen Sinvar, örgütün askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları ile siyasi kanadı arasında bir köprü görevi gördü. Daha önce İsrail’e karşı direniş faaliyetlerine ayırdığı vakit nedeniyle evlenmeyen Sinvar, 2011 yılında Gazze Şeridi’nde evlenmiş ve 3 çocuğu olmuştur. Şubat 2017’de Yahya Sinvar, İsmail Heniye’den görevi devralarak Hamas’ın Gazze Şeridi’ndeki lideri seçildi.
16 Mayıs 2018’de El Cezire’de beklenmedik bir açıklama yapan Sinvar, Hamas’ın “barışçıl, halk direnişini” sürdüreceğini belirterek, pek çok ülke tarafından terör örgütü olarak kabul edilen Hamas’ın İsrail ile müzakerelerde rol oynayabileceği ihtimalini gündeme getirdi. Bundan bir hafta önce Gazzelileri İsrail kuşatmasını kırmaya teşvik etmiş, “Baskı ve aşağılanma yüzünden ölmektense şehit olarak ölmeyi tercih ederiz” demiş ve şöyle eklemişti: “Biz ölmeye hazırız, on binlercesi de bizimle birlikte ölecek.”
15 Mayıs 2021’de bir İsrail hava saldırısında Sinvar’ın evinin vurulduğu bildirildi ancak aslında herhangi bir ölü ya da yaralı yoktu. Yahya Sinvar, adeta meydan okuyarak takip eden hafta içinde en az dört kez kamuoyu önüne çıktı. Bunlardan en bariz ve cüretkarı 27 Mayıs 2021’de düzenlediği bir basın toplantısında, basın toplantısından sonra yürüyerek evine gideceğini söyleyerek İsrail Savunma Bakanını evine ulaşana kadar geçecek 60 dakika içinde kendisine suikast düzenleme kararı almaya davet etmesiydi. Sinvar, sonraki bir saati Gazze sokaklarında dolaşarak ve halkla fotoğraf çektirerek geçirdi.
Savaşın şiddetli anlarında İsrail’in tank saldırısına maruz kalan Sinvar, kolunun yaralanmasına rağmen el bombasıyla karşılık vermiş ve yaralı olduğu eliyle son bir direniş göstergesi olarak kendisine yaklaşan drona sopa atmıştır. Yahya Sinvar’ın bu son anları onun sadece fiziksel gücünü değil, aynı zamanda sarsılmaz iradesini, imanını ve Filistin davasına olan bağlılığını da gözler önüne sermektedir. Aynı şekilde şehit olduktan sonra cebinden çıkan tesbih ve Efendimiz’in zikirleri de cihada olan bağlılığının Rabbine ve Peygamberine olan muhabbetinden kaynaklandığını bizlere öğretiyor. Hayatıyla, son anlarıyla ve şehadetiyle ümmete büyük bir ibret olan Yahya Sinvar, arkasında cesareti ve onurlu bir direnişi miras bırakırken son nefesine kadar uğruna savaştığı Filistin davasını bizlerin omuzlarına bırakarak bu dünyadan ayrılıyor.
Alparslan Kuytul Hocaefendi, Yahya Sinvar’ın şehadeti ile ilgili şu şekilde dua etti: “Rabbim şehadetini kabul eylesin, rahmetiyle muamele etsin. Yahya Sinvar şehit gibi yaşamıştır ve kendisine de bu dünyadan şehit olarak ayrılmak nasip olmuştur. Şehit gibi yaşamayanlara şehadet kolay kolay nasip edilmez. Ecel ne bir saniye ileriye ne de bir saniye öne alınır. Demek ki Allah’ın ona verdiği ömür bu kadardır.
Rabbim Yahya Sinvar’ın şehadetini kabul eylesin. Yanındaki askerler mutlaka komutanlarını korumuşlardır. Belki hepsi şehit olmuş, ondan sonra kendisi şehit olmuştur, belki başka bir imkân bulamamışlar ve o binaya sığınmak zorunda kalmıştır. Ama Yahya Sinvar 50 metre yerin altında değil bizzat cihada katılmak istemiş olabilir. Allah Azze ve Celle Hamas’ın içerisinden çok daha kabiliyetli liderler çıkarsın, yerini doldursun. Allah zalimleri, kâfirleri yağmurdan kaçarken doluya tutsun. Nasrallah’ı şehit ettiklerine de İsmail Heniye ve Yahya Sinvar’ı şehit ettiklerine de pişman etsin.”