Sebat, dinç ve diri kalmaktır.
Sabrın arkadaşıdır sebat. Sabrı bilmeyen sebat edemez.
Sebat, coşkun nehirlerin akıntısı önünde sağlam bir kaya gibi durmaktır aşınmadan ve sarsılmadan.
Bir ömür boyu akacak olan imtihan ve bela seller önünde, bazen sellerin akış yönünü değiştirecek kadar yüce bir iradeye sahip olmaktır.
Sebat eden toplumlar, suyun önündeki kaya misali tarihin seyrini değiştirirler.
Ey genç kardeşim! Hak’ta sebatın bittiği yerde zillet ve esaret başlar.
Önce nefsinin kölesi, sonra da insanların ve sistemlerin kölesi olursun unutma!
Sebat eylemi, kelime-I tevhidin içerisindegizlidir.
“Tüm sahte ilahlara ve nefsin buyruklarına rağmen ‘Allah’demeye,
‘Rabbimvetekilahım Allah’ demeye devam edeceğim” demektir.
Genç dava erininse batı, ancak bazı şeylere karar verdiğinde ve onları şu şekilde ifadeettiğinde devamlı olabilir:
Davamı, tüm şahsi arzularımın, gelecek kaygımın ve sevdiklerimin üzerinde tutmaya sebat edeceğim.
Sebat üzere olmaya ve sebat üzereyken ölmeye sebat edeceğim!
Allah’ın davasından bir adım geri durmamaya ve düşmanlarımın tuzaklarından korkmamaya sebat edeceğim.
Davama, cemaatime ve liderime bağlı kalmaya sebat edeceğim!
Sonu cennet olan bu yolda kaymadan, yan çizmeden ve tereddüt etmeden yürümeye sebat edeceğim!
Ey Müslüman Genç!
Sen umutsun, muştusun ve
Âlemlerin Rabbinden ümmete bir hediyesin!
Unutma! Senin olmadığın bir dava yoktur.
Senin baş koymadığın bir yol, uzadıkçauzar.
Dava seninle devam eder, yolları kısaltacak güç ve irade sendedir.
Kalk ve sebatınla yıldır Allah düşmanlarını.
Sebat, gençliğin vasfıdır. Öyleyse yüreğin taze, aklın inceyken,
Sebat eyle ki rahmete-zafere ulaşasın…